Mehmet Coşkundeniz Birbirinin aynı magazin siteleri
HABERİ PAYLAŞ

Birbirinin aynı magazin siteleri

Dijital yayıncılık hızla gelişiyor. Kağıda basılı gazetelerin bir süre sonra ömrünü tamamlayacağı konuşuluyor. Ben gazetelerin (en azından birkaçının) hayatını sürdüreceğine inanıyorum.Araştırmalar da bunu gösteriyor.

Haber takip edenler hala en güvenilir mecra olarak kağıda basılı gazeteleri görüyor. Peki dijitaldeki olanaklar bu kadar sonsuzken neden hala Türkiye’den bir “Huffington Post” çıkmadı?

Arianna Huffington tarafından hiçbir yayın kuruluşuna bağlı olmadan 2005’te 1 milyon dolar yatırımla kurulan bu site, 2011’de 315 milyon dolara satıldı. Kollektif bir site olma özelliği var.

Haberin Devamı

Blogger’ları sayesinde adını duyurdu. Daha da önemlisi kendine özgü bir haber dili var. Diğer sitelerden ayrışıyor. Birçok yayın kuruluşu Arianna Huffington’ı kendi haberlerini çalmakla suçladı. Ama o, “Hayır, ben sizin haberlerinizi çalmıyorum, onları okunur hale getiriyorum” diye cevap verdi.

İşte mesele burada.

Türkiye’de bağımsız yayın yapan sitelerin çoğu magazin ağırlıklı. Ama bu siteler haberi birbirlerinden kopyalayıp virgülüne bile dokunmadan yayınlıyorlar. Hele geçen gün bir sitenin sahibi Zuhal Topal’a Twitter’dan veryansın ediyordu.

Zuhal Topal programında ‘Uçankuş’ internet sitesiyle ilgili övgü dolu sözler kullanmış. Bu site sahibi arkadaş da “Vay sizi o kadar destekledik, sadece bir sitenin adını anmak haksızlık olmuyor mu?

Bundan sonra desteklemeyiz” diyordu. Destek?

Bir haber sitesinin görevi birilerini desteklemek falan değildir. Sizin göreviniz olanı biteni bütün çıplaklığıyla aktarmaktır. Yani Zuhal Topal’ın programıyla ilgili bir olumsuzluğu görmezden mi geleceksiniz?

Destekten kastınız bu mu?

Bu arada kendimi de bir kenara koyduğum yok. posta.com.tr’nin yayın yönetmeni olarak bizim de klişelerden artık uzaklaşmamız gerekiyor.

Çağa uygun haberler yapmamız ve yaratıcılığımızı ortaya koymamız şart. Önümüzdeki dönem posta.com.tr’deki değişikliği fark edeceksiniz.

Bunun için ekipçe çok uğraştığımızı bilmenizi isterim.

BİR ANLIK HEVES UĞRUNA GİTMEK...

Emre Altuğ ile Çağla Şıkel’in 7 yıllık evliliği geçen yıl Şubat’ta bitmişti. Ayrılığa da Çağla Şıkel’in hayatına giren üçüncü kişinin neden olduğu iddia edilmişti.

Haberin Devamı

İddia doğru mu, yanlış mı bilmem. Ama ‘düzgün ayrılamayan’ ünlüler dünyasında Emre Altuğ-Çağla Şıkel ayrılığı takdire değerdi.

Ne birbirleri hakkında ileri geri konuştular ne basına malzeme verdiler. İki çocuklarının utanacağı sözler söylemediler. Emre Altuğ, yeni çıkardığı 3 şarkılık ‘Çıta’ albümünde ‘Dokunduğun Gibi’ adlı bir şarkı seslendiriyor.

Şarkının sözlerinde şöyle bir bölüm var: “Ben hiç ihanet etmedim bilmem Ben hiç yalandan sevmedim bilmem Bir anlık heves uğruna gidilen Dikenli yolların sonu belli önceden” Magazinciler “Emre Altuğ bu sözlerle Çağla Şıkel’e gönderme mi yapıyor?” diye hemen haber yapmış.

Besteciler, söz yazarları, yazarlar, kısacası sanatın herhangi bir dalıyla uğraşan herkes eserlerine kendi yaşanmışlıklarını da katar elbette. Çünkü kendisini besleyen şey o yaşadıklarıdır.

Şarkıya baktım, sözü ve müziği Ozan Güneysu’ya ait. Yani Emre Altuğ yazmamış. Peki Emre Altuğ, sırf eski eşine gönderme yapsın diye böyle bir şarkı sipariş vermiş olabilir mi?

Haberin Devamı

Ya da şarkının sözlerini duyunca “Tamam, Çağla’ya gönderme yapmak için bunu mutlaka söylemeliyim” mi dedi?

Emre Altuğ’un 3 yıl aradan sonra çıkardığı albümde böyle bir riske gireceğini düşünmüyorum. Zaten 3 şarkı var. En iyi şarkıları seçmek zorunda. Bunun bir tesadüf olduğunu düşünüyorum.

Tabi şarkının sözleri çok anlamlı. Özellikle de “Bir anlık heves uğruna gidilen dikenli yolların sonu belli önceden” bölümü. Çünkü bana gelen e-maillerden biliyorum ki, herkes içinde bulunduğu ilişkide yaşadığı sorunu düzeltmek yerine, başka yolları tercih ediyor ama sonuçta hep hüsran yaşıyor.

Neyse, Emre Altuğ’a yeni albümünde başarılar dileyelim. Ve “Allah kimseyi ihanet olayıyla sınamasın” diyerek sözü bitirelim.

ALİ İHSAN VAROL

Biz onu Bloomberg kanalındaki ‘Kelime Oyunu’ yarışmasıyla tanıdık. O yarışmanın hastasıydım. Öyle güzel kelimeler öğrendim ki sayesinde, müteşekkirim.

Gezi olayları sırasında hiç kimsenin gösteremediği cesareti gösterdi: O gün tüm kelimelerini Gezi olaylarıyla ilgili seçti. Programını yayından kaldırdılar ne yazık ki.

Bir iki dizide ve filmde gördük sonra kendisini. Şimdilerde de tek kişilik bir oyunla sahnede. “Etimolojik Cahil Cesareti” adlı bu oyunu henüz izlemedim ama çok merak ediyorum.

Oyun bugün 20.30’da Kadıköy Halk Eğitim’de, 15 Ocak’ta 20.30’da Trump Towers’ta, 31 Ocak’ta 20.30’da da Akatlar Kültür Merkezi’nde. Ali İhsan Varol’u sahnede yalnız bırakmamak gerek.

Pepe’nin dedesi kime benziyor?

Çocukların en sevdiği çizgi film kahramanı, tamamen Türk yapımı olan Pepe’nin dedesi var.

Geçenlerde internette bir fotoğrafa rastladım. Pepe’nin dedesinin yanına birinin fotoğrafını koyup altına “Pepe’nin dedesine benzeyen adamı tanıdınız mı? Hiç de yabancı değil” diye yazmışlar.

Bu adam Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı. Fotoğrafa bakınca ben de inanılmaz bir benzerlik gördüm. Sizce de öyle değil mi?

Aslında işlev olarak da birbirlerinden farksızlar. Pepe’nin dedesi, torunlarına hep iyiyi, güzeli, doğruyu öğretmek için çırpınıyor. Nabi Avcı’nın da görevi bu değil mi?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder