Mehmet Coşkundeniz Bu kin neden?
HABERİ PAYLAŞ

Evet, düzgün ayrılamadılar. Bir çocukları olduğu halde fena kırıp döktüler birbirlerini. Şikayetler, karakolluk olmalar, karşılıklı suçlamalar...

“Neyse, zaman geçti, artık yatıştılar” derken yine ortaya çıktılar. Bade İşçil ile Malkoç Süalp’ten söz ediyorum. Şimdi de Malkoç Süalp ev kredisinin kendisine ait olan kısmını ödemedi diye Bade İşçil’e haciz yollamış.

Bade İşçil ise “Ben öyle bir protokole imza atmadım, imzam taklit edilmiş olabilir” diyor. Üstelik evin peşinatı ödenirken Bade İşçil 395 bin dolar, Malkoç Süalp ise sadece 57 bin lira vermiş. İnanın tüm bunları anlayamıyorum.

Haberin Devamı

Bir erkek eski eşine neden haciz gönderir? Hele de bu eski eş aynı zamanda çocuğunun annesiyken?.. Ne yapmak istiyor? Çocuğuyla beraber bir kadını sokakta bırakmayı mı?

Parasız bırakıp yemez içmez hale getirmeyi mi? Tüm bunları yaparken çocuğunu hiç düşünmez mi mesela bu insan? Daha da önemlisi bu kadar kinin sebebi ne?

Bitmiş işte evliliğiniz. Tamam, yapacak bir şey yok artık. Evi anlaşmalı olarak satarsınız, aldığınız parayla borcu kapatır, kalanını bölüşürsünüz. Yani bu kadar basit bir şeyi bu noktaya getirmenin alemi ne?

Boşanma kararı almak zordur elbette. Ama daha da zoru düzgün şekilde boşanabilmektir. Bu kinin nelere mal olduğunu çocuğunuz büyüdüğünde anlayacaksınız ama iş işten geçmiş olacak.

VEFANIN ADININ BİLE ANILMADIĞI KULÜPLER

Hamza Hamzaoğlu, geçen yıl 28 Kasım’da başarısız bulunan Prandelli gönderildiğinde Galatasaray’ın başına getirildi. Görevden kaçmadı, yıllarca top koşturduğu kulübüne vefa borcunu ödemesinin zamanıydı çünkü. Galatasaray tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

20. şampiyonluğu kazandırdı, formanın göğsüne dördüncü yıldızı taktırdı. Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı onun takımı aldı. 10 ayda 3 kupa birden...

Üstelik bunları kendi kurmadığı bir takımla yaptı. Bu sezon başında da istediği futbolcuları takıma aldıramadı, kulübün mali durumu ortadaydı. Yılmayıp devam etti ve bugüne kadar da takımını gayet iyi getirdi. Sonra Umut Bulut’la ilgili bir açıklama yaptı diye ipi çekildi.

Haberin Devamı

Vefa borcunu ödemek için kendi işini bırakıp Galatasaray’a “Evet” diyen Hamzaoğlu’na büyük vefasızlık yapıldı.

Bunu sadece Galatasaray mı yapıyor? Hayır. Kulüpler, kendi evlatlarını kolayca harcayabiliyor.

Fenerbahçe’nin Aykut Kocaman’a, Beşiktaş’ın Samet Aybaba’ya ve Ertuğrul Sağlam’a yaptıklarını hatırlayın. Evet, anlıyorum, takımlar başarının peşinde.

Bu ülkede şampiyonluk dışındaki her sonuç başarısızlık sayılıyor. Ama biraz vefa be arkadaş! Bu kadar kolay harcamayın insanları. Kulüplerin tarihini başkanlar yazmaz. O tarihi teknik direktörler ve futbolcular birlikte yazar.

Tarih yazan kulüplerin tarihi hatalar yaptığı günleri yaşıyoruz. Umarım çabuk geçer.

BİR İYİ&BİR KÖTÜ Yemeye içmeye meraklı

Yemeye içmeye meraklı olduğumu bilirsiniz. Şimdi size bir iyi bir de kötü yerden söz etmek istiyorum. Önce iyisi...

Adana’ya her gittiğimde sevgili dostlarım Nezihi Aslankeser ve Duygu Sedefoğlu ile birlikte Onur Kebap’a gidiyoruz. Ben böyle kebap yemedim. Hele küşlemeden yaptıkları bir şiş var ki insan onu yemeden ölmemeli.

Haberin Devamı

Kebabı, külbastısı da ayrı lezzetler. Adana’ya dışarıdan gelenlerin pek bildiği bir yer değil. Yani turistik değil. Bu, orayı daha da değerli kılıyor benim gözümde.

Çünkü turistik yerler ne yazık ki lezzetten taviz veriyor. Geçen salı yine Onur Kebap’ta kebabın dibine vurdum, lezzetten öldüm.

Şimdi sıra kötüde... İstanbul’da çok methedilen ve hatta bizim İzzet Çapa’nın “İyi ki İstanbul’da yaşıyorum dedirten 10 lezzet” arasında saydığı Çengelköy Kokoreççisi’ne gittim.

Mekanın duvarlarında ünlülerin fotoğrafları var. Ajda Pekkan’dan Aziz Yıldırım’a, rahmetli Sümer Tilmaç’tan Behzat Uygur’a kadar herkes orada kokoreç yemiş.

Ama anlaşılan şımarmışlar. Bir kere, müşteriye davranışları berbat. İçeride 4 genç birbirleriyle şakalaşıyor, müşteriyle ilgilenmiyor. Güler yüz yok, herkes size “Yiyip kalksa” gözüyle bakıyor.

Hani kokoreçi de lezzetli olsa, bu durum katlanılabilir. Ama sıradan bir kokoreçin ötesine geçemiyor maalesef.

Üstelik ne yazık ki yediğim kokoreç midemi mahvetti, sabaha kadar uyutmadı beni. Diyeceğim o ki; bazı yerler ünlendikçe eski lezzetini yitiriyor. İstanbul’da kokoreç yediğim birkaç yer var. İnanın bana her biri Çengelköy Kokoreççisi’ne beş basar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder