Giriş
32 genç, 32 güzel insan bu ülkede herkesin gözü önünde katledildi...
Buna sevinenler oldu inanabiliyor musunuz? Mazeret üretenler oldu...
“Ama” dediler, “Onlar da oraya gitmeseydi...” Her “Ama” azıcık insan olanların yüreğine hançer gibi saplandı.
Sosyal medyadaki nefret söylemleri, vicdanı olan herkesin kalbini yaraladı. Ardından iki gencecik polis, sadece görevlerini yapmaya çalışan iki delikanlı, kalleş bir pusuyla şehit edildi.
Yine “Ama” diyenler, yine nefret söylemleriyle ortalığı karıştıranlar oldu. Bir kere adını koyalım.
Suruç’ta 32 genci öldürenler de, Ceylanpınar’da iki polisi, Adıyaman’da bir askeri şehit edenler de ‘katil’dir.
Bunun “Ama”sı olmaz. Hiçbir mazeret, hiçbir gerekçe bu katliamları haklı çıkaramaz. İnsan olan hiç kimse bu katliamlara alkış tutamaz. Biz ne zaman ayrıştırıldık böyle?
Ne zaman ölümlere sevinmeye başladık? Ne zaman gencecik cansız bedenleri “Benden”, “Senden” diye ayırmaya başladık? Bir ölüme üzülmek için ille sevdiğimiz, tanıdığımız, yakınımızdaki birinin mi can vermesi gerek?Delirdik mi milletçe? Aklımızı mı oynattık?
Ne acı ki; kanla beslenen organizmalar haline gelmişiz. İlle ayrışacaksak “iyi insanlar”, “kötü insanlar” diye ayrışalım. Bu kötücül zihniyetle, bu kötü beyinlerle mücadele edelim.
Canlı bomba eylemleriyle inançları değersiz kılan, kalleş pusularla ideolojileri önemsizleştiren o katillerle savaşalım. Merak etmeyin, elimize silah alacak falan değiliz.
Beynimizle, fikrimizle, sözlerimizle, kalemimizle, davranışlarımızla savaşabiliriz. Onlardan biri olmak yerine “iyi” olmayı seçebiliriz. Her ölümü kınayarak, tüm bunlara “Yeter” diyerek gücümüzü gösterebiliriz. Vicdan diyorum, vicdan. Bize gereken tek şey bu.
Keşke herkesin ömrü vicdanı kadar olsa... Şu an ölecek yüzlerce kişi tanıyorum...
MAHALLE BASKISI
Ünlüler, fanlarının mahalle baskısı altında. Demet Akalın’ın geçen gün denize girerken çekilmiş makyajsız fotoğrafı ortalığı karıştırdı. Ardından Nurgül Yeşilçay, Instagram’da makyajsız bir fotoğrafını paylaşınca hayranları tepki gösterdi.
Bu baskıya dayanamayan Nurgül Yeşilçay da fotoğrafı kaldırdı. Peki ne yapsınlar? Her dakika, denize girerken bile full makyaj mı dolaşsın bu insanlar?
Sonuçta bir sette, davette değiller, tatil yapıyorlar ve makyajsız olmaları da çok doğal. Aslında hayranlarını anlıyorum. Takipçisi oldukları ünlüleri gözlerinde o kadar büyütüyorlar ki; onların da normal insan olduğunu unutuyorlar.
Yine de bu mahalle baskısının bir son bulması gerekiyor. Zaten bütün sezon, neon ışıklarının altında, yüzlerinde 7 kat makyajla çalışıp duruyorlar. Bırakın ünlüler hiç değilse tatilde rahat etsinler.
ASTROLOG AYMAZLIĞI
Suruç’ta canlı bomba saldırısı düzenlenmiş, ortalık karışık. Twitter’dan gelişmeleri takip ediyorum, orada olanlardan haber almaya çalışıyorum. Bu sırada bazı retweetler düşüyor önüme. Bazı astrologlar kendileri hakkındaki tweetleri tekrar yayınlıyor.
Diyorlar ki; “Sen bu patlamayı bilmiştin helal olsun...” Böyle bir katliamı bile kendilerine övgü payı çıkarma fırsatı olarak gören bu astrologlara ne diyeyim ki...
Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki... Zaten “Patlama olacak” demek için astrolog olmaya gerek yok. Bu şekilde davranan astrologları da vicdansızlar listesine ekliyorum. Sadece işini yapanları tenzih ederek...
KÖPEKLİ GÜNLER
Bir köpek sahiplenmeye karar verdim. Dostum Elif’in uzun yıllardır beslediği Golden Retreiver tipi ‘Puik’ adlı köpeğini bilirim. Golden olmasını istedim. Ama gidip de bir pet shop’tan hayvan alacak değilim herhalde. Sosyal medyadan bir köpek sahiplenmek istediğimi yazdım, sağolsun hayvanseverler hemen harekete geçti.
Benim minik Golden’ı Ankara’da buldum. Nisan ayında doğmuş. Kardeşleri yuvalandırılmış. Bu ufaklık da benim kısmetimmiş demek ki. İkizlerim köpeğin adını ‘Zozo’ koydu. Bu yazıyı yazarken (perşembe günü) henüz Zozo bana ulaşmamıştı.
Cuma benimle ilk gününü geçirecek. Herkes köpek bakmanın zorluğundan falan söz ediyor. Eminim zordur, deneyimim yok. Ama başarabileceğime inanıyorum.
Siz de köpekler hakkındaki bilgilerinizi benimle paylaşırsanız, sorunları daha rahat aşarım. Zozo ile yaşadıklarımı zaman zaman bu köşede paylaşacağım. Yeni bir hayat beni bekliyor.
EŞREF VAKTİ ŞİMDİ
Ben iyi bir Türk Sanat Müziği dinleyicisiyim. Hasbelkader makamları, şarkıları bilirim. Son yıllarda doğru dürüst Türk Sanat Müziği albümü yapılmazken 3 yıl önce ‘Eşref Vakti’ diye bir grup ortaya çıktı, zevkten dört köşe oldum.
Müzik üstadı Fatih Ahıskalı’nın öncülüğünde kurulan ‘Eşref Vakti’nin bir süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Geçenlerde Fatih Ahıskalı yeni albümleri ‘Şimdi’nin çıktığını duyurdu. Hiç vakit kaybetmeden aldım, dinledim.
Albümün her şarkısı olağanüstü, her şarkısı sizi bambaşka yerlere alıp götürüyor. Benim en sevdiğim şarkılardan biri olan ‘Denizin Tuzu’nu da okumuşlar. Müziğe ilginiz varsa, hele hele Türk Sanat Müziği seviyorsanız bu albümü kaçırmayın.
Çok iyi müzisyenlerden çok iyi şarkılar dinleyeceksiniz.
SEVMİYORUM
Sosyal medyada sürekli gittikleri tatil yerlerinin fotoğraflarını paylaşanları...
Her şeyden mutlaka bir olumsuzluk payı çıkaranları...
Azıcık adı duyulup parladıktan sonra hesabı şişiren işletme sahiplerini...
Başkasının derdi yokmuş gibi sohbet ortamında sadece kendi derdinden söz edenleri...
Eleştiri ile küstahlık arasındaki ince çizgiyi fark etmeyenleri...
Saçma sapan şarkıları, saçma sapan dizileri rantları uğruna pohpohlayanları...
