Hakan Çelik Darbenin bedelini teröristler ödesin
HABERİ PAYLAŞ

Darbenin bedelini teröristler ödesin

Darbe girişimine katılan savaş uçaklarının uçuş planlarıyla ilgili detaylar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. İncirlik Üssü’nden kalkan tanker uçakların İstanbul yönündeki F-16’lara havada tam 20 kez ikmal yaptıkları ortaya çıktı. Bu uçakların her seferde dolum maliyeti yaklaşık 20 bin dolar. Mühimmat hariç sadece yakıt bedeli 400 bin dolar yapıyor. O yakıt milletin vergileriyle uçaklara dolduruluyor. Vatanı savunsunlar diye... Babalarının malı gibi uçakların depolarını dolduran ve halkı vurmaya giden teröristler şimdi bunun bedelini ödemeli. Yargılama sonunda alacakları cezaya ek olarak bu yüzbinlerce dolarlık maliyetler darbecilerin mal varlıklarına el konularak karşılanmalı.

Haberin Devamı

Darbe girişimiyle ilgili Amerika Birleşik Devletleri’nden şaşırtıcı açıklamalar gelmeye devam ediyor. ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper darbe girişimi sonrası Türkiye’deki bazı muhataplarının tutuklandığını söyledi. Bir başka tuhaf değerlendirme de ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel’den geldi. Votel, FETÖ darbesinden hiç söz etmezken darbeye karşı harekete geçen hükümeti hedef aldı. ABD’nin bölgedeki operasyonlarının etkilenmesinden endişe duyduğunu söyledi. Bu düzeydeki insanlardan bu kadar cahillik beklenmez. Bu cümlelere bakıp “ABD, Türkiye’deki darbenin arkasında” demek istemiyorum. Ancak en hafif ifadeyle Türkiye’nin karşılaştığı vahim olay Washington’ın umrunda değil. Bunu net görüyoruz. Amerikalı komutan “Bizim Türkiye’de iyi çalıştığımız askerler cezaevinde, IŞİD ile mücadele ne olacak?” diyor. O askerlerin İstanbul ve Ankara’yı bombalama emri veren isimler olduğuyla zerre kadar ilgili değiller.

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, önceki gün AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle buluştu. Bu ülkelerin FETÖ konusunda güçlü bir destek vermemesini eleştirdi. Çok haklı bir tepki. Mesela ben, AB’den Türkiye’ye üst düzeyde ilk ziyaret ne zaman yapılacak diye merak ediyorum. Darbe girişiminden bu yana önyargılı ve şartlanmış gazeteciler dışında Türkiye’ye ayak basan olmadı. Yazılan haberler ve ortaya konan analizler bütünüyle eksik ve tek taraflı. Bu olay bilgi kaynaklarının sınırlı olduğu 1950’li ya da 60’lı yıllarda yaşansaydı algılama sorunları anlaşılabilirdi; ancak 2016 yılındaki bir darbeyi kavramakta zorlanan Batı’nın niyetinden şüphe edilir

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder