Yazgülü Aldoğan Demokrasi tramvayında 9 tutuklu mesajı
HABERİ PAYLAŞ

Demokrasi tramvayında 9 tutuklu mesajı

Haberin Devamı

Bugün pazar, kültür ve sanat yazmaya çok kararlıydım. Ne yazık ki yaşanan olaylar kültür sanata yer bırakmıyor. Nasıl bir demokrasiyse 9 milletvekili tutuklanmış. Parlamenter sistem safdışı. Nasıl bir demokrasiyse 9 da gazeteci tutuklanmış! Sistemi değiştirmeden başkanlığını fiilen uygulayan Cumhurbaşkanı “Demokrasi ve laikliği yeniden tanımladık” diyor! Yeniden tanımlanan demokraside özgürlük yok. “Demokrasi bir tramvaydır, (yani araçtır) varmak istediğimiz noktada ineriz” dediğinde daha sadece belediye başkanıydı. Tramvay son durağa geldi, inildi. Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya’yı, yaşlı ve hasta, kötü görüntü veriyor diye şartlı serbest bıraktılar. Kadri Gürsel ve Musa Kart genç ve yakışıklı olduklarına yansınlar, FETÖ sanığı savcının talebiyle tutuklandılar! Sırada kim var? Hangi muhalif gazeteci? Ve son kale, ana muhalefet partisi CHP mi? Hadi enseyi daha fazla karartmayalım. Kendimize verdiğimiz sözü tutalım, bugün pazar ve yaşasın sanat!

SARP ve Maşallah

Haftanın en önemli olayı IC, Güncel Sanat Fuarı’nın ortak derdi, geçen yıla göre küçülmüş olarak başlamasıyken yaşanan krizle seneye beter olabilir. İyi işlere de yazık olur! Mesela serginin tek başına köşe açan en genç (25) ve yaratıcı sanatçısı SARP gibilere. ABD’de yaşayan Sarp’ın Maşallah serisindeki fotoğrafları insan bedenini resmetmeye karşı olan dini anlayışa bir meydan okuma. Çıplak bedenlere Osmanlı motiflerini yansıtan sanatçının niyetini neyseki Ali Elmacı’nın protestocuları anlayacak kadar incelikli olmadığından SARP tehlikeyi atlatmış! Gören gördü, bilen biliyor, sanat değeri yüksek, mesajı çok derin.

Geri dönüşümden sanat

Fuarın bir başka ilgi çekici yeri ise Arçelik köşesiydi. Ne alaka derseniz, bir beyaz eşya devinin ürettiği ürünlerin geri dönüşümünden tasarlattığı işler çarpıcı güzellikteydi! Ünlü sanatçıların elinin değdiği takılar da vardı, çamaşır makinesi kazanından, ocak beklerinden lambalar, heykeller gibi ev mobilyaları da. Ama en güzeli Arçelik’in 2 yıldır gerçekleştirdiği geri dönüşüm kampanyaları sayesinde fazla elektrik kullanan eski ürünlerin kullanımdan çekilmesi ile 25 bin hanenin bir yıllık elektrik tüketimi kadar enerji tasarrufu sağlanmış olmasıydı!

Demek biz de de böylesi olabiliyor!

Paris’te miyim, Broadway’de mi? Erdal Beşikçioğlu’nun yönettiği ve başrolünü Burak Sergen’den alıp sahneye çıktığı Tüy Kalemler, Marquis de Sade oyununu izlerken neredeyse kendi kendimi çimdikledim, burası Türkiye, İstanbul mu? Hani gazetecilerin tutuklandığı, sanat işlerinin protestoyla fuardan kaldırıldığı şehir? Sahnedeki oyun, görselliği ve içeriği ile şaşırtıcı bir üst düzeyde! Sahne, ışık ve kostüm tasarımı müthiş. Sahneye koyuş, çok etkileyici. Erdal Beşikçioğlu’nu yönetmen olarak mı takdir etsem, oyuncu olarak mı, hangisi daha üstündü, bence yönetmen olarak. Ama Kiralık Aşk’ta izlediğim Melisa Şenolsun’un, güzelliği ve sempatikliği, sahneye yakışması büyük bir yıldızı işaret ediyor. Papaz rolünde Saygın Soysal, çok başarılı. Ve koro... Olağanüstü! Ama beni en çok şaşırtan oyunun başarısı değil, içeriği. Açıkçası çok cüretkar bir metin. Bir an önce gidin, her an engellenebilir. Marquis de Sade, bir melek değil. Küvetin içinden sarkan, kanlar içindeki görüntüsü, Fransız tarihini bir az bilen herkesin belleğindedir. Ancak yazarın delilik dönemindeki, pornografik ve sadist metinlerini sıradan halkın da büyük bir iştahla tükettiği akıl hastanesi dönemini, baskı ve şiddetle önleme eylemi öyle göndermelerle veriliyor ki, nefesiniz kesiliyor. Şaşırtıcı derecede başarılı!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder