Hakan Çelik Dış politika doğru yolda ama İsrail'e tepkinin dozu kaçtı
HABERİ PAYLAŞ

Dış politika doğru yolda ama İsrail'e tepkinin dozu kaçtı

Lizbon’daki NATO zirvesiyle ilgili haberler, Türkiye’de, atari oyunlarını andıran “Düğmeye kim basacak?” ya da futbol terminolojisiyle “Golü kim attı?” gibi sığ bir tartışma çerçevesine sıkıştı.

Oysa aynı anda bizi de yakından ilgilendiren birçok şey yaşanıyor. Satır başlarıyla göz atalım:

- Dünyada şimdiye kadar bildiğimiz siyasi ve ekonomik paradigma hızla değişiyor.

- Daha fazla sözü dinlenen bir ülke haline gelen Türkiye, yeni roller üstlenmek istiyor.

- Geçen yüzyılda dünya Londra’dan yönetiliyordu. Bu yüzyılda ise Washington’dan. Amerika, bu muazzam üstünlüğünü kaybetmek istemiyor.

Haberin Devamı

- Çin, Rusya ve Hindistan yeni ağırlık merkezleri konumuna yükseldi.

[[HAFTAYA]]

- Batı, İslam’ı yeni tehdit olarak görüyor. Türkiye ise bir taraftan İslami kimliği, diğer taraftan Batılı değerleriyle kendine yer edinmeye çalışıyor. Ankara-Tel Aviv arasındaki çekişme ve Amerikan yönetiminden gelen ağır eleştiriler bu yeni konum arayışının sonucu olarak ortaya çıkıyor.

- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO zirvesinde “Acaba ne diyecek?” diye en fazla merak edilen liderlerden biriydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da Güney Yarımküre’deki pek çok ülke, kahraman olarak görüyor. Lübnanlılar, Filistinliler, Katarlılar ve başka onlarca halk, kendi liderlerine göstermedikleri sempatiyi Erdoğan’a gösteriyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun diplomasi trafiği Avrupa basınında heyecan ve hayretle izleniyor.

- Avrupa Birliği, ekonomik bir dev haline gelen Türkiye’yi artık daha fazla dışarıda bırakamayacağını fark ediyor. AB’nin küresel bir güç olabilmesi için Türkiye’nin mutlaka üye yapılması gerektiği görüşü taraftar kazanıyor. İngiltere, İsveç ve İtalya gibi ülkeler, bu nedenle Türkiye’ye açık destek veriyor.

- Türkiye’nin kalabalık nüfusu, doğulu ve İslami kimliği ise, AB’nin lokomotif ülkeleri Almanya ve Fransa’yı ürkütmeye devam ediyor.

Ankara’nın dört kozu

Bunun dört temel nedeni var. 1- “Komşularla sıfır sorun” politikası eksiklikleri olsa da iyi çalışıyor. Yunanistan, Suriye, İran, Irak ile ilişkiler çok gelişti. 2- Türkiye enerji boru hatlarına ve zengin kaynaklara komşu coğrafyada. Bu avantajını Nabucco, Samsun- Ceyhan, Kerkük- Yumurtalık gibi projeleri geliştirerek iyi kullanıyor. 3- Küresel ekonomide ağır sorunlar yaşanırken Türkiye dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında. İstikrar görüntüsü Türkiye’yi cazip bir yatırım ülkesi olarak da öne çıkarıyor. 4- Dünyadaki güç ekseni doğuya kayıyor. En hızlı büyüyen ülkeler, Türkiye’nin ilgi gösterdiği doğu coğrafyasında. Zengin gaz ve petrol kaynaklarına sahip İran, Körfez ülkeleri ve eski Sovyet Cumhuriyetleri de Türkiye’nin yanı başında.

Haberin Devamı

Sarkozy neden öfkeli?

Türkiye ile Fransa arasındaki rekabet ve çekişme NATO zirvesinde de etkisini hissettirdi. Fransa, Türkiye’nin sömürgeci bir ülke olmamasına rağmen son dönemde attığı adımlarla Ortadoğu ve Afrika’da daha çok söz sahibi olmasından rahatsızlık duyuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İran konusunda, Amerika’ya benzer bir çizgi izleyerek Körfez ülkeleri ve İsrail nezdinde puan toplamaya çalışıyor. Suudi Arabistan’ın İran tehdidi nedeniyle Amerika’dan 60 milyar dolarlık silah satın almaya hazırlanması Fransa’nın iştahını kabartıyor. Sarkozy bu nedenle “Biz kediye kedi deriz” gibi bir ifade kullanarak İran tehdidinin mutlaka altının çizilmesini istiyor.

Haberin Devamı

Türkiye bir üst sıklette

Türkiye, Avrupa’da geçmişte Hollanda ve İsveç ile mukayase edilebilecek bir ekonomik büyüklüğe sahipti. Oysa bugün hızla İspanya ve İtalya’nın ligine doğru ilerliyor. Siyasi etkinliği ise Fransa ve Almanya’yla yarışıyor. Ankara’nın bir üst sıklette mücadele etmek istemesi herkesin dikkatini çekiyor. Türkiye’nin giderek kendi ayakları üzerinde durmaya başlaması ve bağımsız politikalar geliştirmesi, hem komşu coğrafyadaki ülkeler hem de Ortadoğu’da memnuniyet yaratırken Batı’daki kimi çevrelerde kuşkuya neden oluyor.

Washington AK Parti’ye kızgın

Bölgedeki insan hakları ihlalleri ve çatışmacı tutumu nedeniyle Türkiye’nin İsrail’e tepki göstermesi normal. Ancak tepkinin aşırı boyutlara ulaşması ve dozunun hayli aşılması ‘bumerang etkisi’ yapıp Türkiye’ye zarar verebilir. İsrail ile ilişkilerin bugün olduğundan daha kötüye sürüklenmesi ihtimali var. Amerikan basını, Pentagon ve Cumhuriyetçiler, Türkiye’nin mutlaka cezalandırılmasını istiyor. Obama yönetimi Türkiye’ye karşı sertleşmesi yönünde ağır baskı altında. Washington’da AK Parti’ye karşı savaş tamtamlarının çaldığı bir ortamda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam, İran’a destek açıkladığım her toplantıda bir de İsrail’e çakma alışkanlığımdan vazgeçerdim!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder