Ekonomi Astsubayların sık tayin olması aile düzenlerini bozuyor

Astsubayların sık tayin olması aile düzenlerini bozuyor

Paylaş
Astsubayların sık tayin olması aile düzenlerini bozuyor

Sık tayinler astsubayları ekonomik yönden de zorluyor. Aile düzenleri bozuluyor, çocukların eğitim hayatı sekteye uğruyor. Sınır karakollarındagörev yapanlar bir de evliyse hayatları çok zor. 21 yılda 10 kez tayini çıkan bir astsubay eşya dayandıramadığını söylüyor

Hazırlayan: Çağrı Bilgin

Görevde olsun, emekli olsun astsubayların en çok alındıkları ve tepki verdikleri konu, başka meslek sahipleri ile kıyaslanmaları. Bu kıyaslama yapılırken, kendi isteklerini dile getiren ve haklarını savunanların astsubaylığı küçü “Bir astsubay kadar itibarımız yok!” Bile... Kadar... İşte bu kıyaslamalara kıdemsizi de kıdemlisi de, yenisi de emeklisi de amiyane sözcüğüyle ‘gıcık’ oluyor. Küçümsercesine yapılan kıyaslamalara tepki gösteren astsubaylar, bu arada kendi durumlarını, çalışma koşullarını ve sıkıntılarını anlatıyor. Bir de sık tayinler var ki sormayın... Astsubayları ekonomik yönden zorluyor ve yoruyor. Aile düzenleri alt üst oluyor. Hele bir de eğitim gören çocukları varsa sürekli okul değiştirmek çocukların psikolojisini bozuyor. Normal şartlarda astsubay meslek hayatında 3 defa şark hizmetine gidiyor. Subaylar ise 1 kez şark görevi yapıyor. Astsubaylar bu dengesizliğe çok isyan etmeseler de yıprandıklarını belirtiyorlar. Her defasında eşya taşımak ki eşyaların kullanılacak halinin kalmadığını söylüyorlar, lojman-ev sorunu, yeni bir hayata adapte olmanın güçlükleri onların canını sıkmaya yetiyor.

Kim sürekli tayin oluyor?

Jandarma’da çalışan 21 yıllık bir astsubay kıdemli başçavuş şunları söylüyor: “Ben basından takip ediyorum; profesörlerimiz olsun ya da başkaları olsun, hep Silahlı Kuvvetler’de astsubayların aldığı maaşı göz önünde tutuyorlar. 21 yıldır askerim, bu 21 yıllık hizmetimde 10 kere il gezmişim, bunun 8 yılı Güneydoğu’da. Eşyam da taşınıyor, gidiyor, geliyor. Ben şimdi, bizi örnek gösteren kişilere soruyorum: Bu ülkede kaç kişi canını vermek pahasına Güneydoğu’ya gidebilir?” Bu noktada astsubayların telaffuz etmediği ama bizim hissettiğimiz bir soru aklımızdan teğet geçiyor: Hangi sermaye Güneydoğu’ya yatırım yapıyor? Dillere peleseng edilen ‘Sermaye güven ister’ lafı iyi de, insan canı güven istemez mi? Başçavuş son noktayı koyuyor: “Ahkam kesmek çok kolay, herkes kesiyor.” Ekonomik durum ya da geçim sıkıntısı konusunda ise şunları söylüyor muhatabımız: “Ben 10 defa tayin oldum, 10 il gördüm. Şimdi görebiliyor musunuz durumumuzu, aldığımız maaş ortada. İki tayin demek, bir yangın demek. İki defa taşının, eşyanız hurda olur. Ben demek ki beş defa eşya değiştirmek mecburiyetindeyim. Yazık günah!”

Sinemaya 1 kez gitmiş

İstihbaratçı bir astsubay da aynı konuda dertleniyor: “Yaptığımız göreve göre, 24 saat hizmet veriyoruz. Karakolda görev yapan bir arkadaşın bölgesinde 8 tane olay olsun, aynı gün 8 olaya gider. Bazen gazetelerde okuyoruz; mesela dün şöyle bir haber vardı: Silahlı Kuvvetler’e zam yapılacak, polisler ayağa kalktı. Polis bir gittiği ilde 13-15 sene kalıyor. Şark’ı bir tane. Benim astsubay arkadaşlarım 2 yıl gider Doğu’ya; gelir, 3 sene Batı. İki sene Batı, 3 sene Doğu, 2 sene Batı. Git babam, git! Emekli oluncaya kadar böyle; git gel!.. Ben lojmanda da oturmuyorum, kirada oturuyorum. Verdiğim kira bedeli 500 lira. Elektrik, su, doğalgazı, şunu bunu ekleyin, 700 milyon lira. Çocuklardan birine -ötekine gönül koymasın diye- ‘Oğlum seni de gelecek yıl dershaneye göndeririz’ dedik. Kızım için 350 TL dershaneye veriyorum. 1000 lirayı geçti. Maaşın yarıdan fazlası gitti. Ben hayatım boyunca sinemaya bir kere gittim, o da astsubay okulunda öğrenciyken. En büyük lüksümüz sosyal tesislerde vakit geçirmek.” ‘Kıyaslanma’ konusunda deniz astsubaylardan da yakınmalar dinledik. İsminin açıklanmasını istemeyen bir Başçavuş, “Geçenlerde bir televizyonda duydum, çok rahatsız oldum. Bir öğretmen arkadaş astsubaylar şu kadar maaş alıyor, diye kıyaslama yapıyordu. Bence kıstas o olmamalı. Yani öğretmenin karşılığı asker olmamalı. Avrupa Birliği’ne öğretmenleri kıstas almak gerekir diye düşünüyorum. Çünkü askerlik çok farklı bir meslek.”

24 saat nöbet cabası

Kıdemli bir Başçavuş Nizamiye nöbetlerine değiniyor: “Astsubaylar Nizamiye’de 24 saat esasına göre nöbet tutuyor. Subaylar hiçbir zaman 24 saat esasına göre nöbet tutmuyor hatta beşinci hizmet yılllarında Nöbetçi Amirliği nöbeti tutuyor. Devriye yok, askerle en ufak temas yok, en ufak sorumluluk yok vs. vs. Başçavuş ise hiçbir kurumda örneği olmayan 24 saat ayağında bot, dibine kadar risk ve sorumluluk altında nöbet tutuyor.”

‘Kızımın doğumuna izin alamadım’

Emekli bir jandarma astsubayı yaşadığı sorunları özetlemiş: “Okuldan mezun olduk karakol komutanı yaptılar, 25 yıl sonra yine karakol komutanıydım. Atandığım Doğu bölgesindeki karakolların çoğunda lojman yoktu. Herkesin bekar olması şart veya bekar yaşaması gerekiyor gibi bir mecburiyet varmış gibi davranılıyor. Atama istek formunda 5 tercih yapıyorum 5’te sıfır. O zaman niye tercih yaptırıyorsunuz? Bir de Doğu’ya 4. kez atıyorsunuz. Doğu’da görev yapanların en kıdemlisiyim ve 7 yıldan fazla Doğu’da kalmışım tekrar atıyorsunuz. Atama istek formu dikkate alınmadığı için erken yaşta mesleğe küserek ve de istemeyerek emekli oldum. Fakat okuttuğum bir kızım olduğu için çalışmak zorundayım. Tugay, alay, tabur, bölük, karakol, takım ve tim nerede görev yaparsak yapalım zimmet ve sorumluluk bizde ama yetkimiz yok. Ben Doğu’da 7.5 yıla yakın bekar kaldım. Çocuğumun doğumunda tabur komutanı izin vermediği için eşimin yanında olamadım. Evlenmek için izin dilekçemi yazdım amirim dilekçe üzerine düğününüzü erteleyin diye yazdı. 6 kardeşiz yarısının düğününde bulunamadım çünkü izin alamadım.”

Sorumlusun ama para yok

Emekli astsubay Muzaffer Güney’in anlattıkları çok çarpıcı: “1974’te Keşan Levazım şubesine tayin oldum. Eşya saymanlığı görevini bir yüzbaşı yapıyordu. Bazı nahoş olaylardan sonra bu yüzbaşıyı görevden aldılar. Daha sonra beni eşya saymanı olarak atadılar. Göreve başladım. Maaşımın haricinde saymanlık puanı almam gerekiyordu.

Müfettişe ben rapor vermeme ve sicilimin iyi olmasına rağmen bana ek ücret verilmedi. Çünkü ben astsubaydım. Bu görevi yaptığım 2 yıl boyunca bana saymanlık ücreti ödenmedi. Ben emekliyim bu tür haksızlıklar devam ediyor mu bilmiyorum. Ben astsubay olarak bu görevi yapmaya yeterli değilsem neden bana bu görev verildi? Eğer yeterliysem ve bana bu görev verildiyse neden görevimin hakkettiği saymanlık ücretini alamadım. Suçum astsubay olmak mıydı?

‘8 yıl Doğu’da görev yaptım’

Antalya İl Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan bir astsubaya kulak veriyoruz: “Uzmançavuşluktan astsubaylığa geçtim. Uzman çavuşken ilk atamam 1991’de Mardin’deydi, 5 yıl görev yaptım. Astsubayken de 3 yıl Muş’ta çalıştım. Toplam 8 yıl Doğu hizmetim var. 8 yılın 6 aylık bölümünü stajyerim diye Doğu hizmeti olarak saymadılar. Şimdi tekrar doğu hizmeti yapmam için yazı geldi. 2008’den sonra Doğu’ya giden personelin 6 aylık stajyerlik dönemi hizmetten sayılıyor ama 2008’den öncekiler sayılmıyor. O zaman görev yapmadık mı? Yaptık, hem de yoklukta görev yaptık. OHAL’in ve terörün en şiddetli döneminde görev yaptık ve benim personeli olduğum jandarma teşkilatı bunu görmezden geliyor. İnanınki benim gibi birçok personel mağdur.

Yarın: ASTSUBAYLAR KADRO ADALETSİZLİĞİNDEN ŞİKAYETÇİ

>> 1. BÖLÜM: ASTSUBAYLAR MAAŞLARINDAN ŞİKAYETÇİ

>> 2. BÖLÜM: GÖREV TAZMİNATI BİZİM DE HAKKIMIZ

>> 3. BÖLÜM: SAĞLIKTA ÇİFTE STANDARDA SON!

4

Haberin Devamı