Hayvan hakları değil canlı hakları

Meslektaşım Av. Ahmet Kemal Şenpolat hayvan hakları ile ilgili bir önerisini göndermiş. Yeni bir Anayasa yapma çalışmaları sürerken geldiğimiz 21. yüzyılın gelişmişliği içinde “Yeni anayasaya hayvan hakları ile ilgili bir madde koyulamaz mı?” diye soruyor ve şu öneriyi getiriyor.

Basit ama etkili olduğunu ileri sürdüğü cümle şu: “Devlet hem yabani hem de evcil hayvan haklarını korur, hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmamasını güvence altına alır.”

[[HAFTAYA]]

Meslektaşımın bu duyarlılığına tercüman olmak üzere önerisini okurlarıma aktarmak istedim. Biraz daha ileri gideyim. Benim fikrim ise artık iç içe yaşadığımız ve daha önceden farkına varmadığımız hayvan zekası karşısında artık ‘hayvan’ ayırımı yapmadan, onları da ‘canlı hakları’ arasına sokmakta yarar var.

Artık biliyoruz ki bir hayvan, bir masa bir sandalye gibi eşya değil, zekası, hafızası olan, aile ilişkisi kurabilen bir canlı. Kendilerine yapılan kötülükten acı duymaktalar, ancak içlerinde kin ve nefret duygusu yok. Yine de insanlara dostça yaklaşabiliyorlar. Yani pek çok insandan daha hassas bir ruha sahipler. Artık onları korumak için uygulanabilir yasal düzenlemeler yapılması gerektiğine ben de inanıyor ve meslektaşımı candan kutlayarak destekliyorum.

Bir hukukçu olarak da Anayasa sözü geçince şunu hatırlatmak istiyorum: Mevcut anayasa tamamen ortadan kaldırılıp bir yenisi yapılamaz, ancak maddelerinde değişiklik yapılabilir. Meslektaşımın önerisi de değişiklik metni içinde yer alabilir.