Mantıken yanlış hukuken doğru

1974 yılında 160 metrekare arsa aldım. 2005 yılında burada bazı çalışmalar yapılmış, şimdi benim arsa 335 metrekare ve üç hisseli olmuş. Durduk yerde böyle bir arsa büyümesi ve iki ortağın daha buraya katılması söz konusu olabilir mi? Yoksa bu işte bir yanlışlık mı var? T.K.

Olaya iki yönden bakmam gerekecek. Birincisi sade vatandaş gözü ile ve sade vatandaş mantığı ile. Evet bu gözle baktığımda olay manasız. Müstakil tapulu bir yer alıyorsunuz, bir de bakıyorsunuz ki birden bire arsanın alanı değişmiş ve yanınıza birtakım ortaklar katılmış. İnsan yanına ortak alacak olsa daha önce kendi arzusu ile yanına birtakım ortaklar bulur ve ortak mal alır.

[[HAFTAYA]]

Oysa siz tek başınıza malik olup tek başınıza tasarruf edeceğiniz bir yer arzulamışsınız. Tek başınıza sahip bulunduğunuz arsanızı ister atar ister satarsınız, ama şimdi her ne yapacaksanız üç kişinin kararı ile bağlısınız. Dolayısı ile sonuç: Bu iş yanlış. Şimdi ikinci gözle, mevzuat gözü ile bakalım. Evet bazı çalışmalar sırasında örneğin mevzi imar planları yapılırken en küçük parsel alanını sağlayamayan parseller birleştirilir. Buna şuyulandırma denilir. Yani ortaklaştırma. Hatta daha ileri gideyim, bazı parsellerin yeri değiştirilir. Bunların yasada yeri vardır ama mantıkta yeri yoktur. Zira ben bir yeri beğenip almışım, bir gün birileri geliyor ve diyor ki biz 18 uygulaması yaptık, senin yerin denize bakarken artık dağa bakıyor. Veya diyorlar ki artık siz Ahmet ve Mehmet Bey’le artık ortaksınız. 18 uygulaması dediğim İmar Kanunu’nun 18’inci maddesi uygulamasıdır. Bunun haksız olduğu ileri sürüldü ve epey eski bir tarihte Anayasa Mahkemesi’nde iptali için dava açıldı ama iptal olunmadı. Şimdi yürürlükte. Peki şuyulandırmayla ne olur? Çok kötü olur. Zira mesela ortaklığın giderilmesi davası açarak yeni parseller oluşturulmasını ve bu yolla ortaklığın giderilmesini isteyemezsiniz. Zira yasayla şuyulandırılmıştır artık ayrılamaz, sonuç olarak mutlaka satılıp parası paylaştırılır. Peki bu çok kârlı bir iş mi? Hayır kârlı olmadığı gibi durduk yerde malınızın elinizden çıkmasına neden olur. Sonuç, yapılan iş sade mantığa göre yanlış, hukuken doğrudur.