Giriş
Annem hayatta iken dairesinin kuru mülkiyetini kardeşimin üzerine yapıp ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalamış. Ancak annem hastalanınca kardeşim bakımını üstlenmedi, bir bakımevine yatırdı. Buna karşın maaşını aldı, bakımevi aylığı dışında kalanı da kendine harcadı. Şimdi ben ölünceye kadar bakma sözleşmesini yerine getirmediğini, kuru mülkiyetini aldığı evin yarı parasını benim ödediğimi ileri sürerek dava açtım. Bunun sonucu ne olur? ? Z.B.
[[HAFTAYA]]
Okuyucum benim yazılarımı takip ettiğine göre; davalar sonucu hakkında görüş bildirmediğimi hatırlayacaktır. Bakılmakta olan bir davada karar hakimindir. Dolayısı ile hakim belgeleri inceler karar verir ama benim belge inceleme diye bir imkanım yok. Ancak konu hakkında genel bilgi verebilirim. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bir taraf karşı tarafa bakacak buna karşın bir yarar elde edecektir. Sizin olayınızda evlat anneye bakacak buna karşın anneye ait daireye sahip olacaktır. Ancak olayda evlat anneye bakmamış, bir bakım yurduna yatırmış. Bu halde annenizin bu sözleşmeden dönme hakkı vardı. Dolayısı ile bazı hallerde bu dönme hakkının ancak sözleşmenin taraf olan kişiye ait olduğu kabul edilir. Ancak benzer olaylarda verilmiş olan kararlar arasında şu husus da vardır: Çok yakın akrabalar arasında ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılmamalıdır. Yapıldı ise geçersiz kabul edilmelidir, zira çok yakın akraba, zaten hukuken ve ahlaken birbirine bakma zorundadır. Bunun için herhangi bir bedel ödemek gerekmemektedir. Tabi bu genel bir kural olmakla birlikte her halin özelliği vardır. Örneğin hukuken ve ahlaken bakım görevi bulunan çok çocuk var da bunlardan hiçbiri bakımı üstlenmemiş ve sadece biri bu bakımı yerine getirmiş ise bu halde ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hükümlerinin yerine getirilmesi gerekir. Olayınıza bu açıklamalar ışığında bakabilirsiniz.
