Giriş
1996’da eşimden boşandım. Yetişkin, çalışıp kazanan bir kızımız var. Ancak ben bu kadar yıldır boşandığım eşime nafaka ödüyorum. Kazancım sadece emekli maaşı. Malvarlığım yok, kirada oturuyorum ve evliyim.
Yani ödediğim nafaka, kira ve ortak giderleri emekli maaşımla karşılıyorum. Yani elime bir kuruş kalmıyor. Boşandığım eşimin geliri var ama belgeli değil. O da bundan yararlanıyor, iki yılda bir artırım davası açıyor ve mahkemeler de nafakayı artırmakla kalmıyor mahkeme masrafı ile avukatlık ücretini bana ödettiriyor. Bu haksızlık değil midir? A.G.
CEVAP
Okuyucuma en kısa yanıt olarak “Evet haksızlıktır” dersem işine yarayacak mı? Zira bu husus gerçekten adaletsiz. Bu konuyu uzun zaman önce yazmıştım, hatta yaşanmış bir örnek verdim. Çiftler evlenir ve ay hesabı ile evli kalırlar sonra boşanırlar. Böyle bir-iki ay evli kaldıktan sonra boşanmalarının ardından koca, eski karısına senelerce nafaka öder.
Evlilik bir-iki ay sürecek ama nafaka sonsuza kadar gidecek böyle bir şeyi kabul etmek mümkün mü? Ben bir başka gerçekten de söz ettim, bu husus okuyucumun başında, demek ki zamanında verdiğim örnekler hayal değil gerçeğin ta kendisi. Eski eşin bir geliri var ama belgesi yok, buna karşın kocanın tek geliri, emekli maaşının bir kısmını al yirmi sene önce boşanmış karısına ver, bu adil mi?
Olayın bir başka yönü var. Deyin ki boşanma tarihinde eşler genç, okuyucumun boşanma tarihi yirmi yıl önceye dayandığına göre elbette gençtiler. Bu tarihte eşe nafaka bağlandı. Çünki kadının geliri yok, bu nafakayı almazsa yoksulluğa düşecek. Kadın nafakayı aldı ama çalışmaya yanaşmıyor. Neden? Çünkü hiç gayret göstermeden bir para geliyor da ondan.
Çalışma gücü var da çalışmıyor ise o kötü niyetlidir. Dolayısı ile nafakayı haketmemelidir. Bugün böyle bir uygulama yok ama olmalıdır, madem ki artık eşitlik var, bu husus da eşitliğin sonucudur. Ancak hiç olmazsa nafakaların belli bir süreye bağlanması şarttır. Öyle üç beş ay evli kal ömrünün sonuna kadar para öde, böyle mantık olmaz.
