Şirin Sever Eliniz nasıl gitti de o imzayı attınız be!
HABERİ PAYLAŞ

Eliniz nasıl gitti de o imzayı attınız be!

Haberin Devamı

Önceki gece sosyal medya kelimenin tam manasıyla yıkıldı... Zira AKP yeni bir bomba daha patlattı: Cinsel istismar suçu işleyenler, mağdurla evlendiğinde cezanın ertelenmesini öngören bir teklife imza attılar. AKP’nin geçirmeye çalıştığı tasarıyı neyse ki CHP ve MHP engelledi. Ama şimdilik! Bu tasarı, önümüzdeki salı günü tekrar görüşülecek; 184 oy aldığı anda da yasalaşacak. Asıl mesele, bu yasanın Meclis’ten geçip geçmemesi de değil… Mesele böyle bir maddenin düşünülüyor olması, teklif edilmesi ve bunun altına imza atabilen milletvekillerin olması! Şunu anlamıyorlar… Ya da önemsemiyorlar: Bu tasarı tecavüz edeni korumak demek. Bu tasarı çocuğu ömür boyu tecavüze mahkum etmek demek. Bu tasarı vicdansızlık, adaletsizlik demek. Yıl olmuş 2016, “Çocuklar tecavüz eden kişiyle evlenmesin” demek, bu iğrenç cümleyi kurmak zorunda kalmak, bu zihniyetle savaşıyor olmak ne kadar acı, ne kadar saçma! Nasıl gitti eliniz de imza attınız be! Bu yasaya ‘evet’ diyenlerin çocuğu yok mu acaba? Bu partide itiraz eden, sesini çıkarabilen kadın vekil yok mu? Erkek arkadaşıyla aynı sırada oturduğu için okuldan atılmakla tehdit edilen lise öğrencisi, intihara kalkıştı geçen gün… Bir de tecavüz eden kişiyle evlenen çocuğu düşünün! Bunu aklınız alıyor mu?

İdeal düzeniniz bu mu?

Kopan kıyamet üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Twitter’da şu açıklamayı yaptı: “Düzenleme, tecavüzcüleri kesinlikle kapsamamaktadır. Sadece evlenmiş, yaş şartı nedeniyle nikah yapamamış olanlara uygulanacaktır...” Türkçesi şu: İmam nikahı resmi nikaha dönüştürülüyor, çocuk yaşta evlilik meşrulaştırılıyor. Tasarının konuşulduğu saatlerde Vahdettin İnce diye biri ekrana çıkıp “13 yaşında çocuk evlendirilebilir, dinimin meşru gördüğü bir olayı siz pedofili olarak göremezsiniz” diyebiliyor... Bu zihniyetin hakim görüş olması çok fena! Evet, bu ülkede 15 yaşında ‘kendi rızası ile’ evlenen insan çok. Peki sağlıklı mı ki bu geleneği yaymaya çalışıyoruz? 15 yaşında biri kendi rızası ile nasıl evlilik kararı alabilir? Ehliyet bile alamıyor, oy kullanamıyorsun be!

Kullandığın dile dikkat et!

Bu mevzuları eleştirirken kullandığımız dil de son derece yanlış. ‘Kadının tecavüzcüsü’ diye bir kelime yok, olamaz. Onun adı TECAVÜZ EDEN! Çocuk gelin diye bir şey de yok. Onun adı ZORLA EVLENDİRİLEN ÇOCUK! Bu yanlış kelimeleri kullanıp da normalleştirmeyin lütfen!

Komedi Festivali’nde ‘çok satanlar’

Ülkemizde ilk kez bir komedi festivali yapıldı... Açılışı salı akşamı Demet Akbağ yaptı, kapanışı da pazar akşamı Yılmaz Erdoğan yapacak. Bu süre zarfında yurt dışından gelen komedyenler de sahne aldı, Türkiye’nin en önemli isimleri de. Bazen tek gecede üç gösteri birden sahnelendi ayrı ayrı mekanlarda. İlgi çok büyüktü. Demet Akbağ, Ata Demirer ve Yılmaz Erdoğan gösterilerinin biletleri anında tükendi. Her gün karalar bağladığımız bu ülkede millet gülmeye de, güldürenlere de hasret kalmış belli ki! Demet Akbağ’ı izledim mesela... En son 12 yıl önce, ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ oyunu ile sahneye çıkmıştı; tabii çok duygulandı. Seyirci de onu özlemişti, net. Çocukluğundan bugüne, oyunlarından filmlerine kadar tüm kariyerini anlattı. Her zaman söylediği şeyi de tekrar etti: “Bizim o dönem oynadığımız oyunlar seyirciyi tiyatroyla barıştıran, çok bizden, çok iyi yazılmış işlerdi. Tekrar o tatta işler gelirse sahnede olmayı çok isterim…” Oyun yazarları duyun işte bu çağrıyı!

Russell Crow’lu anılarını ‘Münaşaka’da anlatacak

Dediğim gibi, İstanbul Komedi Festivali pazar akşamı Yılmaz Erdoğan’ın tek kişilik yeni oyunu ‘Münaşaka’ ile kapanacak. O da, 12 yıl aradan sonra ilk kez sahneye çıkacak… Bir yandan kendine dair merak edilen soruları yanıtlayacak, bir yandan da ‘Haybeden Gerçeküstü Aşk’ta nasıl brokoliyi diline doladıysa, bu kez de sosyal medyanın yarattığı trendleri diline dolayıp güldürecek. Duydum ki bu yolculuğun içinde ‘Water Diviner-Son Umut’ filminde birlikte oynadığı Russell Crowe ile anıları da olacak. Aynı filmde oynayan Cem Yılmaz’ın yeni stand-up’ı da yeni yılda başlıyor malum. Onun da Russell Crowe ile ilgili anıları anlatacağı konuşuluyor. Anlayacağınız Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz’ı atlatmış olacak! ‘Münaşaka’nın biletleri çoktan tükendi ama güzel haber şu: Bu oyun devam edecek. İlk oyun tarihi 1 Aralık. Keşke Demet Akbağ’la sahnede yeniden buluşsalar. Gönül istiyor işte...

Nobel’in çektiği…

Düşünsenize bir Nobel ödülü kazanıyorsunuz… Dünyanın en önemli, en prestijli ödülünü. Ama “Yoğunum vaktim yok” diyerek 10 Aralık’taki Nobel Ödül Töreni’ne gidip bu ödülü almıyorsunuz. Allah herkese Bob Dylan’ın doymuşluğundan, cool’luğundan versin! İyi bir şey yapıyor diye demiyorum... Adam yaşadığı hayattan nasıl tatmin oluyorsa artık, zevk alıyorsa; Nobel onun için gitmeyeceği, ekeceği, zaman ayıramayacağı bir törene dönüşebilmiş. Vay be diyorum!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder