Giriş
Bazı çevreler, “Türkiye, IŞİD’le işbirliği yapıyor, işte ispatı” diyerek, iddialarını sürdürüyor. Son günlerde piyasaya yeniden sürülen tez, “Davutoğlu, IŞİD’e nankör dedi” saptaması. Bu tezin iddiası şu; Davutoğlu, nankör dediğine, göre bunlara iyilik yapıldı, onlar da sonra ihanet ettiler.
Bunu “İşte, işbirliğinin en büyük kanıtı” diye birbirlerine gönderiyorlar. Türkiye’yi dünyanın gözünde “terör devleti” suçlamasıyla köşeye sıkıştırmanın belli bir amacı olduğu kesin.
Bu konudaki en önemli girişimi de “MİT TIR’ları operasyonu”yla Paralel Yapı gerçekleştirdi. “Silahlar IŞİD’e gidiyordu” iddiası, bu operasyonun ardından, dünya medyasında da geniş yer buldu. Azıcık araştırılsa, bunların nereye gittiğini öğrenmek mümkündü.
Ancak belli bir kesim, inanmak istediğine inanıyordu “Katil IŞİD’le işbirliği” imajı bu nedenle sürdürüldü.
Petrol ticareti
Uçağın düşürülmesinin ardından Rusya medyası bu iddialara ortak oldu: “IŞİD tankerleri Türkiye’ye petrol taşıyor, bunu da Erdoğan ailesi yapıyor” haberini, görüntülerle servis ettiler. Aynı şekilde, bu iddiaların gerçek olup olmadığı da araştırılmadı ama medyada servis edildi.
O tankerlerin Kuzey Irak yönetimine ait olduğunu Barzani açıkladığında da ona kulak veren olmadı; amaç hedefine ulaşmıştı.
Erbakan çizgisi
Türkiye’deki İslamcı gelenek, “siyasette şiddet” konusunu her dönemde tartışmış, bu eğilime eleştirel yaklaşmıştır…
Bunun en somut örneği, Erbakan çizgisidir. Defalarca partilerinin kapatılmasına, hapislere atılmalarına rağmen, bu gelenek, şiddete dayalı örgütleri, hiçbir zaman onaylamadı. Anadolu’da, dine dayalı sistematik şiddet örgütlenmeleri, esas itibariyle, zemin bulamadılar.
Özellikle de bugünkü iktidarın IŞİD’le işbirliği yapması için hiçbir sebep yok. “Cihat”çı şiddetin yaygınlaşması, bu topraklara sıçraması; iktidarın “altının oyulması” ve “erimesi”ne yol açar.
Bundan elde edecekleri bir şey olamaz. Dış politikadaki yanlışları cesurca eleştirelim, ama bunu yaparken gerçekçi bir zeminde kalmaya özen gösterelim.
İktidarı eleştirdiğimiz çok mesele var.
Ancak “IŞİD’le işbirliği” konusu ne yazık ki büyük ölçüde algı yaratmaya odaklı bir kurgu olmaktan öteye gitmiyor.
