Giriş
İsrail’in yardım konvoyuna düzenlediği alçak saldırının ardından Türkiye nefes kesen, olağanüstü bir diplomasi trafiği yürütüyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin aldığı kınama kararında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun gayretlerinin büyük rolü var. Davutoğlu’nun BM’deki etkili konuşmasını dikkatle dinledim. İlk kez bir Türk dışişleri bakanı, “İsrail’in varlığının tartışmalı hale geldiğini” söyledi.
Dünyada Türklerin liderlik ettiği iki büyük kurum var: Biri Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), diğeri de İslam Konferansı Örgütü (İKÖ). AKPM Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki önemli kınama kararının çıkmasını sağladı. Avrupalı liderlerin büyük bölümü ağır uyku halindeyken Çavuşoğlu’nun bu çabası Avrupa’yı utançtan kurtarmaya yönelik ciddi bir adım olarak kayıtlara geçti. Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başında bulunduğu İslam Konferansı Örgütü de bugün Türkiye’ye desteğini açıklayacak.
Amerikan Başkanı Barack Obama’nın bu krizle ilgili olarak silik ve etkisiz tutumu ise beni hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye gibi hayati bir müttefikin, İsrail’le bu kadar tehlikeli şekilde karşı karşıya gelmesini sadece izliyor olması hayret verici. Çünkü Obama gerek Türkiye’de gerekse Mısır’daki konuşmalarında İslam dünyası ve Ortadoğu’ya çok farklı yaklaşacağının işaretini vermişti.
Halka ‘Hükümeti devirin’ çağrısı
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dün saatler 13.10’u gösteriyor... AK Parti Grubu’ndayız... Başbakan Erdoğan konuşmaya başlıyor... Star Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar ve Radikal’in Ankara Temsilcisi Murat Yetkin ile beraberiz. Biraz ileride Zaman ve Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcileri Mustafa Ünal ve Abdülkadir Selvi var. Basına ayrılan bölüm tıklım tıklım dolu, yabancı gazeteciler karşı tarafta dikkatle not alıyor. Başbakan’ın İsrail’e yönelik her sert ifadesinden sonra “Acaba şimdi ne diyecek?” diye birbirimize bakıyoruz. Ortak kanaate göre, bu TBMM çatısı altında bir liderin şimdiye kadar yaptığı en önemli ve en sert konuşmalardan biri. Başbakan Erdoğan İsrail’e şimdiye kadar hiçbir liderin cesaret edemeyeceği ağırlıkta yüklendi.
İsrail vatandaşlarını ve Türkiye dahil dünyanın dört bir yanına yayılmış Musevileri bu eleştirinin dışında tuttuklarının altını çizen Başbakan Tayyip Erdoğan, İsrail halkına da “Bu olaylara neden olan hükümetinizi indirin” mesajını gönderdi.
Askeri anlaşmalara iptal yolda
Erdoğan’ın uluslararası çapta etkili 25 televizyon kanalı tarafından canlı olarak yayınlanan dünkü konuşmasında öne çıkan şu sözleri, Türkiye ile İsrail arasındaki stratejik müttefiklik ve dostluk ilişkisinin sona erdiğini gösteriyor:
“Yapılanlar alçakça bir pervasızlıktır...”
“Zorbalar, haydutlar, korsanlar bile belli bir ahlak kuralına uyarlar... Hiçbir hassasiyete uymayanlara bu sıfatı yakıştırmak bile iltifat olur...”
“Türkiye yeni yetme, köksüz bir devlet değildir. Kimse Türkiye’nin sabrını test etmeye kalkmamalıdır...”
“Türkiye’nin dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir...”
“İsrail’in bu saldırısı mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır...”
Türkiye’nin İsrail’e yönelik tepkisi Başbakan’ın dünkü konuşmasındaki bu ifadelerle sınırlı kalmayacak. Erdoğan dün akşam Obama ile gerçekleştirdiği telefon konuşmasının ardından bugün MGK’ya katılan bakanlar ve Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ ile yapacağı değerlendirmeyle birlikte yeni kararlar alacak. Buradan çıkan sonuçlar Türk kamuoyuna hemen açıklanır mı bilmiyorum ama masada İsrail ile yapılan askeri anlaşmaların toptan iptal edilmesi ve İsrail’deki diplomatik temsilcilik düzeyinin en alt seviyeye indirilmesi gibi seçenekler var...
Türk bayrağı ezilenlerin sembolü
Balkanlardan Kafkaslara Ortadoğu’dan Uzak Asya’ya kadar ezilen, hor görülen ve haksızlığa uğrayan halklar ellerine Türk bayrağı alarak sokaklara dökülüyor. Bu durum İsrail’i olduğu kadar bölgedeki bazı ülkeleri ve kıskançlık krizine giren kimi Avrupa ülkelerini de korkutuyor.
Nitekim Başbakan Erdoğan’ın Ortadoğu coğrafyasında artan etkinliğinden rahatsız olan Mısır lideri Hüsnü Mübarek dün apar topar Gazze’ye yardım koridorunu araladı. Türkiye, eşi benzeri görülmemiş bu eşkıyalığa cevap verirken uyguladığı politikalarla dünyada ve bu bölgede çok sarsıcı değişimlerin kapısını açacak.
