Şirin Sever İyi ki vardın Tarık Akan, iyi ki hayatımızdan geçtin
HABERİ PAYLAŞ

İyi ki vardın Tarık Akan, iyi ki hayatımızdan geçtin

Haberin Devamı

Bugüne kadar hiçbir ölümün/gidenin ardından oturup iki çift laf edeyim demedim, öyle bir ihtiyaç hissetmedim. Şimdi, ilk kez bir şeyler demek istedim. İçim acıdı. Çocukluğumuzdan bu yaşımıza, bir şekilde hayatımızda yer etmiş, kendini bize izlettirmiş, üstelik de hiçbir kötü duygu bırakmamış bir ismi kaybettik. 1970 senesinde ‘Ses’ dergisinin oyunculuk yarışmasında birinci olup sektöre girdiği an romantik filmlerin aranılan ismi oldu. Yakışıklılığı, kibarlığı, hınzır ama romantik tavırlarıyla sivrildi. Hepimiz o yakışıklı prense aşıktık. Şu hayatta karşımıza onun gibi adamlar çıksın istedik. Ama o romantik komedilerin jönü olarak kalmadı. Değişti, gelişti. Ciddi ve toplumsal filmlerde oynadı. Yılmaz Güney’in ‘Yol’unda… Yavuz Özkan’ın ‘Maden’inde... Gerçek bir oyuncu, gerçek bir sanatçı oldu. Yine etkiledi, yine sevdirdi, daima izlettirdi kendini. Fikirlerini de hep savundu; ama tüm ağırbaşlılığı, kibarlığı ve efendiliğiyle... Böyle adamlara yaşamak daha çok yakışırdı ama 66 yaşında gitti Tarık Akan... Hayatımıza renk katan, bizi geliştiren, zenginleştiren bir oyuncu daha eksildi yazık ki. Eminim Tarık Akan, her iki haliyle de hatırlanacaktır. Gülşen Bubikoğlu’nu otobüsün tepesinden sarkıp öptüğü an da hatırlanacak... Sosyal içerikli filmleri ve sosyal mücadelesi de.

NOT: 12 Eylül’deki gözaltı sürecini anlattığı ‘Anne Kafamda Bit Var’ kitabını okumayı ihmal etmeyin bu arada.

‘Beni faceBook’a koymayın’ davası

Çocuklarının her anını, her hareketini sosyal medya hesaplarına aktaran anne babalar bu haberi okusun... Avusturya’da 18 yaşındaki genç bir kadın, ebeveynlerine facebook paylaşımlarından dolayı dava açtı. Gerekçesi de, bu fotoğraflar arasında, bebekken lazımlıkta ve bezi değiştirilirken çekilmiş kareler bulunması. Genç kız, “Defalarca uyardım silmediler, bu kareleri hesaplarındaki 700 kişiye açıp kamusallaştırdılar” diyerek davacı oldu. Son derece enteresan bir olay. Kasım ayında görülecek davada, kişisel yaşam haklarının ihlal edildiği kanıtlanırsa, davayı 18 yaşındaki kız kazanabilir. Hain evlat Ökkeş mi, saygısız anne-baba mı? Bu hikaye çok tartışma götürür. Anne babalar da, ‘Çocuğumun söz hakkı olsaydı ne derdi?’ diye düşünsün biraz. Gerekli.

Sahi ‘Bridget Jones’u neden sevmiştik?

Bridget Jones’ serisinin üçüncü filmi vizyona girmişken, gelin önce biz bu kadını neden sevmiştik onu hatırlayalım... Yazar Helen Fielding’in kaleminden çıkan bu kahramanla 2000’lerin başında tanıştık. Bütün dünyada sağlam bir ‘Bridget Jones’ fırtınası esmiş, kitabın filmi de çekilmişti. Bu kadını sevdik çünkü tam bizim gibiydi. Bir kere kilosuna kafayı takmış ama bizim gibi asla zayıflayamayan bir kadındı... Hayatıyla ilgili önemli kararlar alan, bunları günlüğüne yazan ama asla onları hayata geçiremeyen biriydi... Kişisel gelişim kitapları okuyan ama iş uygulamaya gelince zavallıya dönüşüyordu...

HERKES ONDA KENDİNİ BULDU

Bizim gibi, kalabalıkların ortasında üç-beş arkadaşı ve ailesiyle kendi küçücük dünyasında yaşayan sıradan biriydi... En bombası da, 30 yaşını geçmiş kızları hâlâ koca bulamadığı için panik olan bir anne ve babası vardı. Tıpkı bizim gibi! Ukala evlilerin küçümseyici davranışları nedeniyle düzgün bir koca arıyordu... En başta da düzgün bir sevgili! Uzatmaya gerek yok, kendini beceriksiz, yetersiz, ümitsiz ve mutsuz hisseden her kadın kendini ‘Bridget Jones’ta bulmuştu. Renee Zellweger’in oynadığı filmin ikincisi de çekilmiş, çok izlenmişti. Komik, sakar, elini attığı her şeyi felakete dönüştüren Bridget, iki erkek arasında kalmış, sonunda bu savaştan yorulup yalnızlığı tercih etmişti

‘Madame Tussauds’da heykeli olmalı

Tarık Akan’la ilgili yazılan yazılar arasında rastladım... Kendisine zerre benzemeyen balmumu heykeline inanamamış ve tweet atıp “Cidden bu ben miyim?” diye sormuş. Gerçi, bu tweet’in sahte bir hesaptan atıldığı ileri sürüldü ama önemli olan uzaktan yakından kendisine benzemeyen bu heykelin yapılmış olması! Bu heykel bir yerde sergileniyorsa derhal kaldırılmalı... Aralık ayında Madame Tussauds müzesi açıldığında; Tarık Akan’ın da çok güzel bir balmumu heykeli o müzede yer almalı. Eminim, bu heykeli görmeyi hayranları da isterdi

Anneliği ayrı olay

Şimdi, ikinci filmden tam 12 yıl sonra, Bridget Jones 43 yaşında geri döndü... Filmin adı ‘Bridget Jones’un Bebeği’. Süpriz şekilde yine iki erkek arasında kalıyor, sonra da bebeği oluyor. Biri eski ve büyük aşkı Mark Darcy, diğeri tek gecelik ilişki yaşadığı Amerikalı sevgilisi. Serinin fanı olarak şunu söyleyebilirim ki, yeni film tam bir hayal kırıklığı! Bebeğin babasının kim olduğunu öğrenmek mümkünken, bu işi iki erkeğin savaşına dönüştürmek gayet saçma. Hele bu iki erkeğin ‘kanka’ya bağlamaları hepten inandırıcılıktan uzak. Filmi resmen karikatürleştirmişler. Yine de eski dostumuz Bridget’a neler olmuş öğrenmek için izlenir. Her şeye rağmen sempatik ve eğlenceli bir film

Makara
Rakı içtikten sonra aklıma geleceksen kelle paçadan ne farkın var?!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder