Şirin Sever Kadınların en büyük tabusu:Çantaları!
HABERİ PAYLAŞ

Kadınların en büyük tabusu:Çantaları!

Haberin Devamı

Geçenlerde bizim gazetenin ‘Son Ütücü’sü Huban Ayşem, Instagram hesabına bir fotoğraf koydu... Bir restoranda yemek yiyen iki kadın... Bembeyaz bez peçeteleri yere sermiş, pahalı çantalarını üzerine koymuş afiyetle yemek yiyor. “İşte” dedim... “Bir kadının çantasıyla kurduğu bağ böyle bir şey…”

İronik veya komik gelebilir ama tam da çantasıyla aşk yaşayan kadınların anlayabileceği bir kare. Sonra aklıma yıllar önce okuduğum bir kitap geldi… Merakla okumuştum çünkü kadın çantası üzerine kitap yazılmış olması bence ilginç. Fransız sosyolog Jean- Claude Kaufmann’ın ‘Çanta’ kitabından söz ediyorum...

“Sıradan bir aksesuvar değildir çanta. Diplerinde saklanan çakıl taşlarından bir gözde unutulmuş alışveriş listelerine, bisküvi kırıntılarından aile fotoğraflarına, küçüğünden büyüğüne en değerlisinden en günceline içerdiği tüm çeşitlilikle ayaprı bir evrendir” diyen yazar şunu ekliyor: “Bir kadının çantasının içine göz atmak, ruhunun içine göz atmaktır...” Aynen öyle!

Erkekler de bir kadının çantasıyla kurduğu ilişkiyi çözmeye uğraşsa biraz, kadınları da çözer kimbilir! Neyse... Yazarımız şöyle bir yol izlemiş… ‘Psychologies’ dergisi için kaleme aldığı makalelerden birinde kamuoyu yoklaması başlatmış, insanların ona çantalarını yani bir nevi hayatlarını anlatmasını istemiş. Tam 75 çanta hikayesi gelmiş! O kadar ajanda, anahtar, telefon, kağıt mendil, asprin, naneli şeker açığa çıktıktan sonra da bu kitabı yazmış.

KADININ ÇANTASI ONUN PSİKOLOJİK SİLAHI MIDIR?

Kadın kimliğinin ayrılmaz bir parçası, belki de yansıması olan çantaları ve içindekileri çözmeye çalışan Jean-Claude Kaufmann; kadınların çantalarını karıştırarak aslında bir tabuyu yıkmış oluyor... İşte yazdıkları....
■ Kadınlar beni vazgeçirmeye çalışıyordu. Çünkü bir çantanın bu kadar sır saklayacağına inanmak tam bir erkek düşüncesi!
■ Çanta, başkalarının bakışlarını yakalamak, kendine verilen değeri güçlendirmek için anahtar bir unsur. Demek ki çanta psikolojik bir silah sayılabilir.
■ Çantasız bir kadına nadir rastlanır. Salyangoz için kabuğu neyse, kadın için de çantası odur. Tek bir farkla! O da kabuğun içinde ne olduğunu bilmemizdir.
■ Dünyanın tüm duyguları bir çantanın içine sığabilir.
■ Erkekler bu küçük mahremiyet bölgesinin tecavüz edilemez olduğunu hissederler. Hiçbir yasaklama dile getirilmemiş olsa da, yasağın kokusunu alır ve ellerini çantanın içine asla daldırmazlar.

BOOKFACE YAPMAYAN VAR MI!

Sosyal medya sayesinde türlü türlü akımlarla tanışıyoruz. Kitap kurtları da kendine ‘Bookface’i buldu! Sevdiğin bir kitabın kapağını, kendi yüzünle eşleştirerek fotoğraf çekme akımı demek. Avrupa’da başlayan bu akım, Amerika’ya, şimdi de Türkiye’ye sıçradı. Bizde Elif Şafak’ın ‘Havva’nın Üç Kızı’ kitabıyla başladı bu akım. Zira bu meselede, kitabın kapağında bir yüz fotoğrafı ya da çizimi olması gerekiyor. Elif Şafak’ın kitabı da buna son derece uygun. İnternette girip bakın binlerce fotoğraf göreceksiniz, olay çılgınlık boyutunda. Bu akım yazarlarımızı da, kitaplarının kapak tasarımlarında yüz kullanma yarışına sokmasın!

İŞİNİ İYİ YAP FELAKET YARATMA!

Çevre haberlerini takip edenler hatırlayacaktır… 20 Nisan 2010’da, Amerikan tarihindeki en büyük petrol sızıntısı yaşanmıştı. 11 işçinin hayatını kaybettiği olay, dev bir çevre felakatine yol açmış, üç ay boyunca kapatılamayan petrol kuyusu, varillerce petrolün Meksika Körfezi’ne akmasına neden olmuştu. İşte vizyona yeni giren ‘Deepwater Horizon-Büyük Felaket’ filmi, o gün o sondaj kulesinde yaşananları anlatıyor. Para harcanmasın diye gerekli kontrolleri yaptırmayan petrol şirketinin yöneticisi, facianın bir numaralı sebebi. İşini layıkıyla yapan ve yapmayan kadroları, liyakat sistemini tartıştığımız şu günlerde acayip güzel ders veriyor, izleyin.

KOŞ BE EMEL ANNE,KİM TUTAR SENİ...

19 yaşındayken Gezi Parkı protestoları sırasında darp edilip öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, Avrasya Maratonu’na katılıyor. Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) yararına maratonda koşarak vakfın burs fonlarına katkı sağlamak isteyen Emel Korkmaz, “Ali İsmail’in hayalleri peşinde koşacağım. Belki bir gence umut olacağım” diyor. Anne yüreği neler yapmaz ki, tüm kalbimle ‘Koş be Emel Anne, kim tutar seni’ diyorum. Not: Adı Vodafone İstanbul Maratonu olan organizasyon, 13 Kasım 2016 Pazar günü.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder