Pariteleri sıfırladılar...

Vallahi yarışmanın adı “Para Bende” (TV8) olunca insan biraz da işin ismine odaklanıyor. Sanırım izleyici kadar yarışmanın yapımcıları da aynı duyguyu taşımalı... Bilmeyenlere girişin nedenini açıklayalım.

[[HAFTAYA]]

“Para Bende”de; bir sunucuya 10 bin, diğerine 100 dolar veriliyor. Ardından gittikleri yabancı ülkenin kentlerinden birini gezmeleri isteniyor. Aslında yarışma da değil; hem zengin hem de fukara için eğlenceli bir kent rehberi. Biri paranın belini kırarak kentin en zengin semtlerini geziyor, diğeri çok az bir parayla hem gezip hem de yaşamaya çalışıyor. Sonuçta mesela önceki gün yayınlanan “Mallorca” bölümü gibi eğlenceli ve enfes bir kent turu yapıyorsunuz. Buraya kadar tamam... Ama malumunuz bu Avrupa kentinde dolaşımda olan para euro, bizimkilerin elinde olan para ise grafikten anladığım kadarıyla dolar. Harcamaların her biri euro üzerinden yapılıyor ama ekrana dolarmış gibi yansıyor. Yani bir dikkatsizlik sonucu dolar/euro paritesi sıfırlanıyor. Bu durum ekonomistlerden sıkı dua alıyordur, baksanıza iki birim arasında hiç fark yok. Bu liramızın Amerikan dolarına eşit olması gibi fantastik bir durum. Ne diyelim yarışmasını gördük, gerçeğini de görürüz inşallah...

İZLEYİCİ BU ZUHAL'İ BENİMSEDİ...

Açıkçası ben ekranda ciddi bir boşluğu doldurduğunu düşünsem de izleyici Zuhal Topal’ın yeni yarışmasında büründüğü kimliğe alışamadı. Oysa ki Zuhal ekranda özlemini çektiğimiz kadın yarışma sunucusu meselesinde önemli bir yol katedebilecek yeteneklere sahip... Ancak anladığım kadarıyla “Cümbür Cemaat” (Kanal D) isimli yarışmanın en büyük sıkıntısı bu tarzın mevcutta İlker Ayrık tarafından rezerv edilmiş olması. Rakamlara göre, kanalın izleyicisi hafta sonları yayınlanan “Ben Bilmem Eşim Bilir” isimli yarışmayı tercih ediyor... Eh, hakkını vermek gerekirse içeriğin tescilini izleyici zihninde o yapmış. Hâl böyle olunca Zuhal, yeteneklerini başka bir yarışma içeriğine kaydırmalı diye düşünüyorum. Kısacası isim doğru, ekran doğru, içerik sıkıntılı; haksız mıyım?

EKRANDA SİNEMA CENNETİ

Vallahi dizileri bilemem ama filmler de kanallara göre saffını belirledi. Mesela artık son dönem Türk filmleri deyince akla ilk Show TV geliyor... Gerçi filmlerin hepsi çok izlenmiyor ama kanal geçtiğimiz ayı bir “Recep İvedik” serisiyle kurtardı resmen. Üstelik çok iyi filmler de Show TV ekranına doğru yola çıktı geliyor... Felaket filmleri deyince de akla artık Kanal D geliyor. Kanalın özellikle gece yarısından sonra yayınladığı filmlerin hepsi resmen kıyamet tadında. Önceki gece ekranda “Taş Yağmuru” bir öncekinde “Meteor Fırtınası” isimli filmler vardı. Kanalın abartısız her gece bir kasırga ya da deprem filmi var; evlerimizden uzak... Star TV, “Hababam Sınıfı” filmlerinden, atv ise aksiyon filmlerinden ödün vermiyor. Kanaltürk her gece dövüş sanatları filmi, TV8 ise ortalama bir duygusal film yayınlıyor. Kanal 7’nin fantastik isimli Türk filmlerini de unutmayalım. Vallahi hani o filmde olduğu gibi ekranda bir sinema cenneti oluştu ki, diziden kaçan filme yakalanıyor...

Bayram kime bayram oldu?

Geride bıraktığımız bayram ekranı deyim yerindeyse yerlerde sürünen cinstendi. Neredeyse bütün programlar banttandı, yeni bölümü yetişmeyen dizilerin kolajı bayrama özelmiş gibi yeniden kurgulanıp ekran başındakilere sunulmuştu... Yeni bölümü yayınlanan dizilerse hani neredeyse bu rüzgarın kurbanı oldu. Reyting rakamlarına bakılacak olursa izleyici bu bayram, ekran yerine başka bir seçenek tercih etti... Birinci olan bütün işlerin reytingi normal zamanlara oranla üçte bir oranında düşüktü. Toparlayacak olursak bayram ekranının kazananları; “Ulan İstanbul”, “Küçük Ağa” (Kanal D), “O Ses Türkiye” (ilk birinciliğini AB grubunda yakaladı), “Üç Adam” (TV8), “O Hayat Benim” (FOX) gibi bayram arası vermeyen yapımlar oldu...

Doğru bildiğimiz bir mutfak dolusu yanlış...

“Tadı Damağımda” (NTV) isimli programın sunucusu Vedat Milor önceki gece harika bir organik pazar turu yaptı. Doğru bildiğimiz birçok yanlışın altını kalın kalemle çizdi... Mesela domateste aradığımız kırmızı renk onun ille de organik olduğunu göstermiyormuş. İşin uzmanları şekli bozuk, rengi kaçık ama lezzeti müthiş domateslerle ilgilenmeyi tavsiye etti... Keza patlıcanda mor yerine daha açık renk ve çizgili renkte olanlar organik esasta yetiştirilenlermiş ve çok daha lezzetli oluyorlarmış... Evde yapılan erişteden kuru fasulyenin tacını elinden alacak çalı fasulyesine kadar birçok ürün hakkında bizzat yetiştiricisinin ağzından bilgi alan Vedat Milor, programın finalinde o ürünlerle yapılan enfes yemeklerle kendini ödüllendirdi. Ne diyeyim ki, bilgi veren afiyet bulsun...