Hakan Çelik Mahsun'un filmi başarılı, çünkü...
HABERİ PAYLAŞ

Mahsun'un filmi başarılı, çünkü...

Mahsun Kırmızıgül’ün son filmi ‘New York’ta Beş Minare’yi birkaç gün önce Ankara’da izledim ama gündem çok yoğun olduğu için düşüncelerimi yazmak için bugünü bekledim.

Filme, gösterime girdiği günden bu yana sert eleştiriler getirenlerin sayısı hayli fazla. Elbette herkes istediğini söyleyebilir ama Mahsun’a “Sen sinemadan ne anlarsın” anlamına gelecek küçümseyici bir dille laf çakılması canımı sıktı. Türkiye’de bir şey yapmaya çalışan insanların üzerine çullanma hevesi bir anda nasıl da kabarıyor, şaşıyorum.

Haberin Devamı

Bir kere şunu söyleyeyim; Mahsun Kırmızıgül Türkiye’den çıkmış dünya çapında bir sinemacı değil ama sinemayı sevdiği ve güzel işler yapmak istediği çok açık. Bırakalım da birileri sinema filmi çeksin! Sinema işinin sadece beyaz Türklere bırakılmasını talep etmek fazla seçkincilik oluyor.

[[HAFTAYA]]

İkincisi; ‘New York’ta Beş Minare’ bir “blockbuster” yani popüler gişe filmi. Mahsun’u bu kadar sert bir dille eleştirenler, acaba perdede insanı perişan edecek bir Kieslowski filmi mi görmeyi bekliyordu?

Ben belli çerçeveden bakınca filmi genel olarak iyi buldum. Senaryo yer yer teklese de sonuçta bir yere ulaşıyor. Film izleyiciyi ağlatmayı da heyecanlandırmayı da başarıyor. Aksiyon sahneleri birçok Avrupa filminden daha inandırıcı. Mahsun Kırmızıgül’ün oyunculuğu, yönetmenliğinin birkaç adım gerisinde ama yine de belli bir enerjisi var ve izletiyor. Mahsun, oyunculuğunu da yönetmenliği seviyesine çıkarabilirse kadınların gözünde Türkiye’nin Javier Bardem’i olma yoluna girebilir.

Zikir sahneleri ve Deccal

Hacı Gümüş rolündeki Haluk Bilginer’in performansı 10 numara. Türk sinemasının yeni keşfi Engin Altan Düzyatan giderek daha iddialı bir oyunculuk ortaya koyuyor.

Filmdeki zikir sahneleri çok etkileyici, hatta yer yer Stanley Kubrick’in ‘Eyes Wide Shut’ filmindeki ayin sahneleriyle benzer bir tat veriyor. Amerika’daki çekimlerde de belli ki çok çalışmışlar. Filmin 12 milyon dolarlık bütçesinin büyük oranda New York’taki sahneler için harcandığını tahmin ediyorum.

Deccal rolündeki Ali Güney bana göre filmin yıldız oyuncusu. Güney, çok kısa bir süre filmde görünüyor ama ben fanatik İslamcı figürünü bu kadar inandırıcı şekilde canlandıran başka bir kişiye rastlamadım. Ali Güney tarihi, mitolojik ya da fantastik sinemada bu enerjisiyle çok büyük işler başarabilir.

Haberin Devamı

Amerikalı oyuncu Robert Patrick, Amerika’da İslam karşıtı tipik Neocon kafalı FBI şefi rolünün altından çok iyi kalkıyor. Bu arada filmin bazı bölümlerindeki -Amerikalı polislerin Müslümanlara bakışını zaman zaman abartarak verensahneler, Türkiye’deki Amerikan karşıtlığını gazlayacak nitelikte.

Sandal daha iyisini yapabilir

Küçük bütçeli Amerikan filmlerinden tanıdığımız Gina Gershon Müslüman cemaat lideri Hacı Gümüş’ün Hıristiyan ve sevecen karısı rolünde bence gayet sıkı iş çıkarmış. Mustafa Sandal, filmde en uzun süre görünen oyunculardan biri ve rolünü baştan sona başarıyla götürmüş. Fakat kendisi için belirlenen rolün dar alanı belli ki Sandal’ı sıkıştırmış.

Otomobillere ilgi duyduğum için sinema filmlerinde kullanılan araç seçimleri dikkatimi çekti. ‘New York’ta Beş Minare’de Ford SUV ve Lincoln’ler bolca kullanılmış. Ayrıca Volkswagen Bora da birkaç sahnede boy gösteriyor. Fakat filmin sonuna doğru geniş planda oyuncuları Bitlis’e getirirken görülen Kia Sorento’nun logosunun niye çıkarılmış olduğunu merak ettim.

Haberin Devamı

Bu arada Mahsun, NTV, Habertürk ve CNN Türk ile İhlas’ın canlı yayın araçlarını film boyunca uzun uzun göstererek “Ben haberleri bu kanallardan izliyorum” demek istedi herhalde. Gösterime girdiği 5 Kasım’dan bu yana yaklaşık 3 milyon kişinin izlediği ‘New York’ta Beş Minare’yi görmenizi tavsiye ederim.

Gazeteciler.com’a teşekkür

Medya konularını ele alan en başarılı internet sitelerinden biri olan gazeteciler.com Lizbon’daki NATO zirvesiyle ilgili yazımdan sonra beni “kazanan gazeteci” olarak belirlemiş. “Hakan Çelik yan tutsa da asla “yandaş” olmayan az sayıdaki meslektaşımızdan biri...” ifadesini kullanmışlar. Yapmaya çalıştığım gazeteciliği anlamak yönünde çaba harcayan sitenin editörlerine teşekkür ederim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder