Olaylar yılbaşı öncesi başladı

Yeni yıla nasıl girersen öyle geçeceğine inanırım, seyahat etmeyi sevdiğimden yeni yıla da seyahat ederek girmeye çalışırım. Geçen yıl arkadaşlarıma Beyrut’a gidelim dedim.

Başka sıkıntın mı yok, Beyrut’ta olaylar var dediler, Paris’e filan gidelim desen hadi neyse. Bir yere gitmedik, Paris patladı; yüzlerce kişi öldü, yaralandı. Bana Paris’e gidelim diyen arkadaşlar mahçup oldu! Bu yıl yine kurtlandım: Hadi Beyrut’a gidelim!

Gayet uygun fiyatlara uçak, otel ayarladık, ama kime söylesek aynı tepki: Delirdiniz mi, Beyrut’a yılbaşı kutlamaya gidilir mi? Sanki bizim memleket İzlanda, tık yok! Gazeteler manşet atıyor: KutlaMA! diye. İstiklâl Caddesi’ni bile bir hafta kala ışıklandırdılar. Noel’le yılbaşını ayıramayan halkım birilerini kırmızı giydirip kafasına silah dayayarak gösteri yapıyor.

İstanbul terörün hedefi oldu

Neyse biz gittik Lübnan’a. Lübnan’da üç semai din, 18 mezhepten insan yaşıyor. Caddeler, meydanlar, camiler, kiliseler ışık ışık! Bizim Galata’da, Ortaköy’de olduğu gibi, caminin yanında kilise, kilisenin yanında camii.

Hatta en büyük meydandaki Camiinin yanında koskoca bir Noel ağacı, bütün gün cingıl cingıl şarkısı çalıyor! Sadece yılbaşı günü değil, bir hafta önceden başlayan Noel şenlikleri dolayısıyla bütün eğlence yerleri ağzına kadar dolu. Biz ayın 30’unda bir Lübnan lokantasına gittik. Gece 12’de şapkalar dağıtıldı, öpüşmeler derken yılbaşı kutladık! Maksat gırgır olsun.

Gece yarıları, ikilere kadar sokaklarda 4 kadın dolaştık, her yere girip çıktık, yan bakan olmadı. Kadınların kapalısı var, açığı var. Kapalısının makyajı, süsü püsü, açığından fazla! Kimse kimseye bir şey demiyor. Yılbaşı gecesi de kaleş değil, havai fişekler patladı.

Ertesi sabah Reina’da olanları duyunca çöktük kaldık. Takside Türk olduğumuzu öğrenen şöförler, başlıyor anlatmaya: “Bizim insanlarımız da öldü, sadece eğlenmeye gitmişlerdi!” Başımızı öne eğiyoruz, utanıyoruz! Reina’da ölen yabancılara bakın. Sadece biri Kanadalı. Diğerleri hep Arap ülkelerinden. Zaten artık bize Avrupalı gelmez! Turizm bitmişti, eğlence sektörü de bitiyor

Ortadoğulu olmak,Pakistan olmak

Türkiye, İran olacak diye korkarken Pakistan oluyor! Türkiye Ortadoğululaşıyor! Ortadoğulu olduğun zaman Mümin Sekman’ın dediği gibi: “Ölümü yüceltip yaşamayı aşağılamaya başlıyorsun.

Dini yüceltip bilime kayıtsız kalıyor, imanı yüceltip aklı aşağılıyor, duyguyu yüceltip mantığı küçümsüyorsun. Ev kadınlığını yüceltip kariyer kadınını aşağılıyorsun. Sözü değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanıyorsun. Çözüm üreten yerine karizmatik lidere tapıyorsun.

Zihniyetle ilgili söylediğin her şeyi dinine saldırı sayan ve eleştiri kabul etmeyen biri Ortadoğuludur. Ama bu hayat hoşlarına gitmediği için de imkanı olan çocuğunu Batı’da okutur, kendi de gider Batı’da eğlenir!”

Yanlış politikaların sonucu

Türkiye, binlerce kişinin IŞİD’e katılmak için ülkesini kullanmasına izin verdi. İstanbul’da, Konya’da, Gaziantep’te örgütlenmelerine, militan toplamalarına, Suriye’ye gönderilmelerine göz yumdu. Hatta militanlarının gelip tedavi edilmesine, kamplara girip çıkmalarına itiraz etmedi.

Ne zaman ki çatışma çıktı, Suriye’de üstlerine gitmeye başladık, hedef olduk. Şimdi IŞİD için Türkiye, savaşılacak düşman. Lübnan’da, on binlerce kişinin öldüğü iç savaştan sonra gelen barış ortamını sağlayan Hariri bile teröre kurban gitti. Ama şimdi ülkenin her yanında güvenlik en üst düzeyde asker polis kontrolünde sağlanıyor.

Kuş uçurulmuyor ama başka türlü de olmuyor! Reina’da ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğu kesin. Kapıdaki 21 yaşındaki tek polis mi o militanı durduracaktı? İlk o şehit olmuş. Adam birileri tarafından o kadar iyi korunuyor ki hâlâ yakalanamadı.

Ya twitter’da “oh oldu, iyi ki öldüler” diye nefret söylemi yayanlar yakalandı mı? Beyrut’ta yazanlar yakalanıyor ama! Bizde sadece muhaliflerin üzerine gidildiği sürece, terörle mücadele zor.

Olan ölene oluyor, kalan yakınına oluyor, ekonomisi imajı bozulan ülkemize oluyor! Yazık, battığı zaman hepimiz batacağız, gören olmuyor!