Sağlık Yaz hastalık mevsimi olmasın!

Yaz hastalık mevsimi olmasın!

Paylaş
Yaz hastalık mevsimi olmasın!

Yazın sıcaklarla birlikte çocuklarda görülen hastalıkların sayısı da giderek artıyor. Tatilin keyfini; denizde, havuzda, parkta özgürce çıkaran çocuklar birçok tehlike ile karşı karşıya kalabiliyor

Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey Elemen, yazın en sık görülen çocuk hastalıkları ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.

Haberin Devamı

SICAK HAVA DÖKÜNTÜLERE NEDEN OLABİLİR

Sıcak ve nemli hava, döküntülerin artmasına yol açar. İsilik, ter bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Kaşıntı sonucunda deride tahribat oluşursa enfeksiyonda tabloya eklenebilmektedir. İsiliği önlemek için sık banyo yapılması, pamuklu giysiler giyilmesi ve derinin mümkün olduğunca hava alması gereklidir.

BEBEĞİNİZİN KONFORU İÇİN PİŞİĞİ ÖNLEYİN

Pişik, bebeklerde en sık görülen deri hastalıklarından birisidir. Pişikler, bebeğin bez kullandığı dönem boyunca tekrarlayabilir, yazın sıcak ve nemin etkisi ile görülme sıklığı artabilir. Bunun için bebeğin bezi sık sık değiştirilmeli, mümkünse altı ılık suyla durulanmalıdır. Özellikle bebek cildinin hassas olduğu ilk aylarda ıslak mendil alt temizliğinde kullanılmamalıdır. Her bez değişimi sonrası çinko oksit içeren pişik koruyucu kremlerin kullanılması pişiklerin önlenmesinde faydalı olacaktır.

Haberin Devamı

İSHALLER ÖLÜMCÜL OLABİLİR

Yazın ishale yol açan nedenlerin başında enfeksiyonlar gelmektedir. İshaller en sık 0-5 yaş grubunda görülüyor. Gelişmekte olan ülkelerde ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında geliyor. Hafif ishal vakalarında tedavi evde yapılabilir. Bu durumda anne sütü alan bebekler emzirmeye devam edilmelidir. Orta ağırlıkta ishal vakalarında hastanede ağız yolu ile sıvı tedavisine başlanmaktadır (elektrolit solüsyonları). Ağır ishal vakalarında hasta hastaneye yatırılarak damar yolu ile sıvı tedavisi uygulanmalıdır. Dışkıda kan ve iltihap hücreleri varlığında veya ishalin 7 günde düzelmemesi durumunda dışkı kültürü alınmalı ve gerekiyorsa antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.

KIZARIKLIK 1. DERECE YANIK OLABİLİR

Çocuk açık tenli, sarışın veya kızıl saçlı, renkli gözlü, çilli ise güneş yanıklarına karşı daha hassas olabilir. Uzun süre güneşe maruz kalındığında ciltte önce kızarıklık oluşur, birinci derece yanık olarak adlandırılır. Daha uzun süreli hasarlarda cilt üzerinde su dolu kabarcıklar izlenir. Bu durum da ikinci derece yanık olarak teşhis edilip müdahalesi bu doğrultuda yapılmalıdır.

ÇOCUĞUNUZ GÖLGEDE BİLE YANABİLİR

Haberin Devamı

• Çocuklar, güneş ışınlarının en yoğun geldiği 11.00- 16.00 saatleri arasında güneşe çıkartılmamalıdır.

• Çocuklara açık renk, pamuklu kumaştan, bol giysiler giydirilmeli ve başına geniş siperlikli şapka takılmalıdır.

• Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce güneş koruyucu faktörü (SPF) 30’dan yüksek olan (açık tenli çocuklar ve bebekler için koruma faktörü 50’nin üzerinde olmalı) koruyucu losyon sürülmeli ve 3-4 saat ara ile tekrar edilmelidir.

• Çocuk gölgede bile olsa kum ve denizden ya da havuzdan yansıyan ışınlardan etkilenip yanabileceği unutulmamalıdır.

• Çocukların gözlerini güneşten korumak için UV korumalı güneş gözlüğü alınmalıdır.

• Bronzlaşmak isteyen ergenler mutlaka koruyucu losyon kullanmalıdır. İlk gün güneşte 15-20 dakika kalmaları, daha sonra bu süreyi her gün 5 dakika artırmaları uygundur.

RÜZGÂRSIZ VE SICAK HAVADA GÜNEŞ ÇARPMASI RİSKİ YÜKSEK

Küçük çocuklar güneşe ve sıcağa karşı daha hassas bir yapıya sahiptirler. Çok sıcak günler, terlemeyi zorlaştıran nemli hava, güneş ışınlarının en etkili olduğu öğle saatleri, rüzgarsız günler güneş çarpması riskini artırıyor. Çocuğunuzda yazın dışarıda oynadıktan sonra; deride solukluk, baş dönmesi, 38-40 derece ateş, zayıf nabız, terleme varsa güneş çarpmasından şüphelenmelisiniz. Eğer havale, solunumda düzensizlik, 45 derece üzerinde ateş, deride kızarıklık gibi belirtiler varsa sıcak koması söz konusudur.

Haberin Devamı

BÖCEK SOKMALARINDA İLK MÜDAHALE NASIL OLMALI?

Isırılan bölgeye soğuk kompres ve buz uygulanmalı, iğne varsa cımbızla çekilerek değil bıçak sırtı ile sıyırarak uzaklaştırmaya çalışılmalıdır. Kaşıntıyı azaltmak için çeşitli pomatlar sürmenin yanı sıra ağızdan şurup da verilebilir. Eğer ağrı varsa şurup alınabilir. Arı sokmasında nadiren anafilaksi adı verilenz şok tablosu gelişebilir ve acil müdahale gerektirebiliyor.