Simpsonlar, Trump ve Erbakan

İslami hareketin yasal alanda ilk partisi, Milli Nizam Partisi'ydi. Lideri de Necmettin Erbakan'dı. MNP, 12 Mart 1971 darbe döneminde kapatılınca, yerine Milli Selamet Partisi (MSP) kuruldu. MSP lideri Erbakan, daha önceki siyasetçilere benzemiyordu. Değişik bir dil ve üslubu vardı. Vurguları bile farklıydı. Farklı şeyler anlatıyordu. Geleneksel siyaset elitinin içinde, “İslami kesim”e yer yoktu. Zararlı görüldükleri gibi, başlangıçta ciddiye de alınmıyorlardı. 1970'lerde, Ankara Tandoğan meydanında, MSP mitinginde Erbakan konuşurken, bir grup solcu genç köşeden slogan atmaya başladı. MSP taraftarlarınca şaşkınlıkla karşılanan slogan şöyleydi: "Erbakan Başbakan!" MSP kitlesi kendilerini alkışlayınca, "Şaka yaptık" diye karşılık verdiler... O yıllarda, Erbakan’ın başbakan olması, çeşitli nedenlerle, şaka gibi görünüyordu. Sistemin, toplumun buna izin vermeyeceğine, kesin gözüyle bakılıyordu.

Şaka gerçeğe dönüştü

Trump'ın beklenmeyen şekilde seçimleri kazanıp ABD Başkanlık koltuğuna oturmasını ilgiyle izlerken, hapishane arkadaşım Necmettin Erbakan'ı düşündüm. ABD'nin sevilen çizgi dizilerinden Simpsonlar'ın 2000 yılındaki bir bölümünde, Donald Trump'ın ABD Başkanı olarak gösterimi; "Erbakan Başbakan" durumlarını hatırlatıyor. Dizinin senaristi, Dan Greaney, o günkü koşullarda Trump gibi bir figürün Simpsonlar için çok uygun olduğunu ve "Trump isminin komedi dizisinde kullanılabileceğine karar verdiklerini" anlattı... Trump'un başkan olabilmesinin ancak mizah dergilerinde konu edilebileceği düşünülmüştü. 16 sene önce böyle şekillenen mizahi yaklaşım, seçimlerden 16 gün önce bile aşağı yukarı böyleydi.

Kadınlardan maçolara

H. Clinton seçilseydi, dünyanın önemli merkezlerinde artan kadın ağırlığı anlamlı hale gelebilirdi. FED Başkanı, İngiltere Başbakanı , Almanya Başbakanı ve ABD Başkanı kadın olsaydı, kendimizi farklı bir fotoğrafın içinde bulabilirdik. Şimdi kadınlar yerine “maço”ların, ılımlı dil yerine sert dilin, melezlik yerine beyazlığın ağırlığının arttığı bir düzlemdeyiz. Özellikle, Kıta Avrupası'ndaki kendini demokrat olarak tanımlayan kadınlarda, büyük bir memnuniyetsizlik görülüyor. Brexit, birçok batı ülkesinde yükselen tepkisel milliyetçilik, içe kapanmacı ırkçı yönelimler... Dünya kapitalizminin ve melezlik üstüne kurulu küresel kültürün merkezindeki sisteme yönelen tepki, Trump'ı doğurdu. Bu doğumun gerçek anlamda nelere yol açabileceğini zamanla göreceğiz. Dengeler uzun vadede daha da fazla değişecek