Nedim Şener 'Sözde' çözüm süreci
HABERİ PAYLAŞ

'Sözde' çözüm süreci

Sokakta durdurup soruyorlar; “Türkiye bölünecek mi, Öcalan serbest kalacak mı?” Siyasetçiler farkında değil ama sokakta insanların azımsanmayacak bir bölümünün çözüm sürecinden anladığı şey bu. Ne kadar Akil insanları toplarsanız toplayın, hangi kanunları çıkarsanız çıkarın toplumun önemli bir bölümünde çözüm süreci bu düşünceden ileri gitmiyor. Çünkü, süreç hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Siyasetçilerin attıkları adımlar kafa karıştırmaktan ileri gitmiyor.

Hafta sonu “Akil İnsanlarla” yapılan toplantıda Başbakan Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Abdullah Öcalan’ın ‘yol haritası’ konusunda tam görüş birliğine vardığını söyledi.

Haberin Devamı

Ardından bu yol haritasının HDP’li milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’e ulaştırıldığını anlattı. Buldan ve Önder’in ‘yol haritasını’ alıp Kandil’e götürdüğünü ve Kandil’in de ‘yol haritasını’ onayladığını açıkladı.

KİM DOĞRUYU SÖYLÜYOR?

Peki gerçek ne?

Onu da Selahattin Demirtaş, söyledi; “Çözüm süreci ile ilgili olarak bizimle yol haritası paylaşılmadı. 4 gün önce bize yol haritasının bir sayfalık indeksi verildi ve bu da Kandil ile paylaşıldı.”

Başbakan “Yol kesmeler, adam kaçırmalar, vergi toplamalar, şehir dışında çadırlarda yargılamalar 15 Ekim’e kadar bitecek, söz verildi” diyor. HDP’liler, “Biz KCK adına söz vermedik, veremeyiz” diyor.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Çözüm Sürecinde yüzde 95’i geçildi” diyor.

Demirtaş, “Sürecin ancak yüzde 5’i geçildi, yüzde 95’i kaldı.” açıklaması yapıyor.

HDP’liler Abdullah Öcalan’ın Başmüzakereci olduğunu, sekretaryasının oluşturulduğunu söylüyor, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bunu doğrulamıyor.

İşte bu şartlarda çözüm sürecinin barışa dönüşmesi bekleniyor. Daha üzerinde siyasetçilerin anlaşamadığı çözüm sürecinin toplumsal bir barışa dönüşmesi ne kadar mümkün. Sorunları gerçeklerle değil yalanlarla gidermeye kalkarsanız, çözüm dediğiniz şey düğüm olur.

FARK YOLSUZLUĞA BAKIŞLARINDA

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun üzerinde anlaşamadığı en önemli konu bana göre yolsuzluğun tanımı. Erdoğan yolsuzluğu şöyle tanımlıyor, “Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu?... Devletten çıkmıyorsa yolsuzluk değildir”. Davutoğlu ise çok farklı düşünüyor.

Haberin Devamı

Şöyle diyor; “Adam bir yerden imar geçeceğini öğreniyor. Gidip oradan arsa alıyor ve zenginleşiyor. Bu haram kazanç, ahlaksızlıktır. Hele ki kişi imar geçeceğini siyasetçiden ve belediyedeki tanıdıkları vasıtasıyla öğreniyorsa, bu siyasetçinin görevi kötüye kullanmasıdır.”

Davutoğlu iktidar çevresine bir baksın bu tür imar rantıyla zenginleşen kaç kişi görecek?

Ama yine de sözleri umut verici.

Bakalım Davutoğlu’nun bu farkı hükümet yönetimine nasıl yansıyacak?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder