Sil baştan

Bütün yasalar sahiden çiğnendiyse, Haşim Kılıç başkanlığındaki mahkeme, elbet gereğini yapacak.

Mesela...

- AK Parti’nin kongresini iptal edecek.

- Davutoğlu’nun Genel Başkanlığı’nı ve Başbakanlığını düşürecek, Kabine’yi geçersiz kılacak.

- Cumhurbaşkanlığı seçiminin tekrarlanmasını isteyecek...

Neler neler.

* Eyvah... Dağdaki Çobanlar’a yine iş düşecek. Haydii, milyonlarca Çoban yine sandığa gidecek. Yeter yahu... İkoncan’ları şezlongtan kim kaldıracak? Pardon, önümüz kıştır. Tam kayak yapacakken... En büyük felaket de resepsiyonla birlikte Yemen Türküsü’nün iptalidir. Hiç okunmamış mı sayılacak? Yapmayın... Giyinip kuşanıp resepsiyona gelen, gelirken ayakkabısının topuğunu kıran, içeride de bazı hanzoların eli kolu çarptığı için saçı başı dağılan Bayanlar yeniden mi giyinip kuşanıp yollara düşecek?

* İnsaf Haşim Baba. Eğer herşey ‘yok hükmünde’yse sahiden eyvah... Çünkü seçimin aynı adaylarla tekrarlanması şartı, Centilmen Ekmel Bey’e aynı üzüntüleri yükleyeceği gibi “Cumhurbaşkanı’yla ancak savaş halinde görüşürüm” diyebilecek bir çizgiye tekrar sürükleyecektir bizi. Ne yapalım? Katlanacağız. Her türlü zan, şüphe, suç, ceza, iddia veya iftira... hepsinin adli veya ahlaki veya vicdani birer muhasebesi vardır, belki tekniği ve taktiği de vardır. Ama “terbiyesizliğin stratejisi yoktur.” Onun karşısında aciz kalmaya mahkûmuzdur.

* Eyvah ki eyvah... Herşey “sil baştan” demek, yaşananları bir daha yaşamak demek. Meclisteki yemin törenini tekrarlamak demek. Onu tekrarlamak ise, Meclis Başkanı’nın kafasına bir kitap daha fırlatmak demek... “Sevsinler ayol, kitabı da varmış meğer” diye mırıldanacak takât bile kalmadı bizde... Yetiş Haşim Baba.