Şirin Sever 'İftarlık Gazoz' sahnesi gerçek oldu
HABERİ PAYLAŞ

'İftarlık Gazoz' sahnesi gerçek oldu

Yüksel Aksu imzalı ‘İftarlık Gazoz’ son yıllarda en beğendiğim Türk filmlerinden. Hem acı, hem eğlence dolu filmde; Dünya Kupası maçlarından biri teravih namazıyla çakışınca; başını gazozcu rolündeki Cem Yılmaz’ın çektiği esnaf, ağzından girip burnundan çıkıp imamı ikna etmeye çalışıyor.

Namazı çabuk kıldırsın da, maça yetişebilsinler diye! İmam da bakıyor olacak gibi değil; teravihi hızla kıldırıyor, kendisi de heyecanla maçı izlemeye koşuyor. Filmin en iyi, en komik sahnelerinden biriydi. Şimdi o sahne gerçek oldu! Benim de filmin yapımcısı Elif Dağdeviren’in attığı tweet’le haberim oldu.

Haberin Devamı

EURO 2016’da oynanacak birçok maçın saati teravih namazına denk geldiği için Diyanet İşleri Başkanlığı uyarmış. “Cemaati maçlara yetiştirmek için namazı hızlı kıldırıp kurallardan taviz vermeyin” denilmiş. Açıklamada “Namaz, maç ya da dünyevi herhangi bir iş için kurallarına aykırı şekilde jet hızıyla kıldırılamaz.

Kıldırılırsa namaz bozulma riskiyle karşı karşıya kalabilir” deniliyor. Acaba maç için tolerans isteyenler, filmden mi etkilendi diye merak ettim şimdi?

İftar çadırı

Basında sürekli ‘belediye başkanları reklamlarını yapıyor’ diye iftar çadırları eleştiriliyor... Dün Mecidiyeköy meydanındaki iftar çadırının önünden geçtim. Saatlerce kuyrukta beklemiş ihtiyaç sahibi insanları gördüm. Bırakın kim reklam yapıyorsa yapsın ama ihtiyacı olan bir tas sıcak yemek yesin ya!

Sınav birincileri Tunceli ve Muş’tan

Bende yalan yok. Doğu ve Güneydoğu köylerinde/kırsallarında zor şartlarda okuyan öğrenciler başarılı olduklarında daha çok mutlu oluyorum... Makus talihlerini yendikleri için, yokluk içinde büyüdükleri halde bahane bulmadıkları için, her şeye rağmen kaybetmedikleri hevesleri, inançları ve daha bir sürü şey için. Bir nevi pozitif ayrımcılık benimki!

Yine güzel haberler geldi. Bizim gazete POSTA’da da yer aldı zaten...

Tunceli Çemişgezek’te ortaokul öğrencisi Mahir Gündoğdu TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sınavında 120 sorunun tamamını doğru yapıp birinciler arasına girdi. Köyünde koyun otlatırken ders çalışan Mahir’in hedefi doktor olmak.

Haberin Devamı

Türkiye birincileri arasında yer alan Ezgi Beytaş ise Muş’un Varto ilçesinde, on evli bir dağ köyünde yaşıyor, taşımalı eğitimle 5 kilometre uzaktaki yatılı okula gidip geliyor.

Ezgi şimdiye kadar hiç il dışına çıkmamış, en çok İzmir’i görmek istiyor ve “Keşke tiyatroya gidebilsem” diyor. Onun hayali de doktor olmak, köyüne hizmet vermek.

***

Etrafımdaki çocuklu ailelere bakıyorum… Çocukları özel dersten derse koşuyor, her anları sosyal ve sportif faaliyetlerle doldurulmuş, ipad/bilgisayar önlerinde, bir dedikleri iki edilmiyor vs…

Ama çoğu iteleye iteleye, zorla okuyor. Köyde yaşayan bu iki çocuk ise, yokluk içinde bu kadar başarılı olabiliyor.

Demek ki her şey kafada bitiyor, isteyen yapabiliyor. Bu haberler de insanın yüreğini ısıtıyor, iyi geliyor.

Keşke devlet de gereken desteği verse, bu başarılı çocukları yalnız bırakmasa. Çünkü tebrikten daha çok şey hak ediyorlar.

GASTRO SEYAHAT MODASI

Seyahat kavramı değişti...

Yerel tatların keşfedildiği, doğal beslenmenin öne çıktığı gastro seyahatler moda artık. Mesela artık İtalya’nın Toskana bölgesine gidip yerel şaraplardan ve peynirlerden tatmak en revaçta seyahat.

Haberin Devamı

Gezi ve yemeği birleştiren Food&Travel dergisi de, gastro seyahatlere imza atıyor artık. Geçtiğimiz hafta sonu, Marmaris’in eşsiz tatil bölgesi Selimiye’de ‘Food&Travel Gastro Weekend by San Pellegrino’ adıyla, özel lezzetler eşliğinde gurme bir seyahate imza attılar. Bu özel lezzetler de usta şef, Rudolf Van Nunen’in ellerinden çıktı...

Köy pazarından taze dağ kekiği, taze dometes, bal, reçel; balık halinden balık alındı...

Japonya’dan gelmiş yosun cipsleri, Sri Lanka’dan getirtilen özel baharatlar da bu yerel lezzetlere eklendi...

Fethiye’nin dağlarında 60 keçisiyle yaşayan Buket’in Tangala çiftliğinin Fransız peynirleri…

İtalya’dakilere taş çıkaracak peynirler üreten Afyon’daki 38-30 çiftliğinin taze buratta’ları…

Bulgaristan, Hırvatistan’dan getirilen trüf mantarları ile tanışıldı. Son derece sıradışı ve yemek kültürüyle ilgili çok şey öğrenilen bir seyahatti. Hayat bir keşifse, bu en lezzetli keşiflerden biriydi.

‘Food&Travel Gastro Weekend’ mevsime uygun temalarda devam edecek. Naçizane fikrim, bu seyahatlere dergi okuyucularını da katmaları, hatta yurt dışına açmaları. Böylece meraklıları, bu lezzetleri ehil eller eşliğinde yaşamış ve tatmış olur.

Bunları yapın!

Oruç tutmasanız bile, kalabalık iftar sofralarına katılın ve sıcacık Ramazan pidesinin tadını çıkarın.

‘Yazın sinemaya gidilmez’ demeyin. Serin ve sakin sinema salonu gibisi yoktur!

“Okumaya vakit yok” demeyin, girin bir kitapçıya, yeni çıkan kitaplara bakın. İlginç yaz kitapları var, plajda bol bol okuyun.

Dalai Lama’nın dediği gibi, senede bir kez hiç görmediğiniz bir yere gidin; farklı bir yerde tatil yapın…

Sokakların tadını çıkarın, bir kafeye oturun, sade bi’ kahve söyleyin. Dergi karıştırıp kafa boşaltın.

Açıkhava’da konserler başlıyor; yazın olmazsa olmazı. Mutlaka birine gidin.

Vapura binin, püfür püfür rüzgar eserken adalara gidin. İstanbul’da yaşamayın, İstanbul’u yaşayın.

Şirin Bir LAF

Şanslı kızlara oyuncak ayının içinden bile yüzük çıkar. Şanssız kızlara da adamın içinden ayı çıkar!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder