'İnsani Zirve' o madenin altına da baksaydı keşke!

İstanbul, Birleşmiş Milletler (BM) tarihinde bir ilke imza atarak Dünya İnsani Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. 120 ülkeden 50 liderin katıldığı zirvede; yardıma muhtaç 130 milyon insanın sorunlarına çözüm yolları arandı, uygulanabilecek stratejiler ve politikalar belirlendi. İnsanlık için çok önemli bir görev. Tabii İstanbul’da böyle ‘insani’ bir zirve yapılmış, yardım etmekten bahsedilmişken; gönül istiyor ki 4 aylık maaşlarını alamadıkları için çalıştıkları madende yatan Zonguldaklı madencilere de yardım eli uzansın, bu çaresizlik bir şekilde gündeme getirilsin. Haberiniz bile yoktur belki. Olay şu: Zonguldak’ın Kilimli ilçesindeki Balçın Madencilik’e kayyum atanmış, işçilerden 85’i dört aydır verilmeyen paraları için direnmeye başlamış ve dışarıya çıkmama kararı almış. Açlık grevine başlayıp hastalananlar da olmuş. Meselenin politik nedenleri zerre kadar ilgilendirmiyor beni.

O insanlar başka çareleri olsa, o madenin onlarca metre altına kendilerini hapsederler mi? Ekmek parası için bu yaptıkları, yaşadıkları her vicdanı yaralamalı, insanları herekete geçirmeli. Kocaman kocaman zirveler yaparken, büyük büyük cümlelerle insanlığa yardımı konuşurken, bir gözünüzü de oraya çevirseniz... Çaresiz insanlara çözüm sunup yardım eli uzatsanız keşke.

Yeni Aile Bakanı’na ‘hoş geldiniz’ derken…

Ahmet Davutoğlu, veda ziyaretlerinden birinde; incindiği için sarılı elini soran muhabirlere açıklama yapmış: “Güya o kadar kızmışım ki, duvarları yumruklamışım, yetmemiş Sare Hanım’a ‘Sen de sus’ demişim... Okudunuz haberleri değil mi?” dedikten sonra eklemiş: “Ben Sare Hanım’a ‘Sus’ diyeceğim öyle mi? Nerede bende o cesaret?” İşte eşine saygını ve sevgini göstermek için naif, egosuz ve son derece esprili bir cevap. Her erkeğin, hele de o makamda ve koltukta oturan bir erkeğin kolay kolay dile dökemeyeceği sözler. Ama isteyince oluyor işte. Haliyle insan merak ediyor: Kadınlara pozitif bakan, değer veren Davutoğlu gibi insanlar da vardır AKP içinde. Onlar neden kadın hakları konusunda daha duyarlı, daha yapıcı, daha dikkatli olunması için çaba serf etmiyor? Partideki nefret söylemlerine karşı çıkmıyor? Halbuki hepimizin nasıl da ihtiyacı var buna. Yeni Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bu anlamda hepimize iyi gelir umarım... Gerçi bugüne kadar vekillik yemini dışında hiç konuşmamış ama insan umut etmek istiyor. Tecavüze, “Bir kereden bir şey olmaz” diyen bir Aile Bakanı’nın gidişi bile umut olmalı. Yeni Aile Bakanı ilk iş, Meclis’teki Boşanmaları Önleme Komisyonu’nun raporuna el atsa, kalplerde hemen yer edecektir eminim. Yeter ki fark yaratmak istesin.

Bakan ismi

Eskiden görevdeki bakanların ismini bilmemek cehalet sayılır, bilmeyen ayıplanırdı, hatta memleketle alakası yok diye küçümsenirdi... Şimdi bırakın bakanı, başbakan isimlerine bile yetişemiyoruz! Öyle bir hız. Altı ayda bir bakan değiştirildiği için, hiçbirini öğrenmeye uğraşmıyorum. Kimse kusuruma bakmasın. Lazım olursa, google’dan bakarız.

Gökçe Bahadır’a yapılan haksızlık mı?

Kabul edelim, ekran bir büyü işi. O büyü ekrana geçmiyorsa, en baba projeler bile ömrünü tamamlayamıyor... Ama büyü tutmuşsa, en basit proje bile fenomen oluyor. Bakınız, ‘Kiralık Aşk’. Ahım şahım bir senaryo yok, koca bir sezon aynı hikaye sündürüle sündürüle bir hâl oldu, sadece klip tadında görüntüler çekiliyor ama işte… Barış Arduç ve Elçin Sangu birbirine yakışınca, enerji tutunca dizi çok izleniyor. Nerden çıktı bu konu derseniz… ‘Beyaz Gece’ isimli dizi için Gökçe Bahadır ve Kadir Doğulu ile anlaşılmış. Sonra da Gökçe Bahadır, ‘partnerinin yanında olgun duruyor’ gerekçesiyle kadro dışı bırakılmış. Bence de olmazdı bu ikili! Ama bu noktada yanlış olan Gökçe Bahadır değil, yapımcı! Kadroyu yaparken öngöremediniz mi uyumsuzluğu? Bu şekilde davranarak, iyi bir oyuncunun kariyeriyle oynadığınızın farkında değil misiniz? Gökçe Bahadır sağlam oyuncudur, sektörün ‘hayvan gibi oynuyor’ dedikleri türde biridir. Böyle bir ismi sırf öngörüsüz olduğunuz için yaftalamanız ayıp! Eminim Gökçe Bahadır’ın çok daha iyi oyuncularla oynayacağı, çok daha iyi roller vardır. Ekranda sadece gençlik dizileri olacak değil ya!

makara

Prince, 150 saat uyumadan çalıştığı için ölmüş... O kadar çalışacağına, keşke eski Türk Sanat Müziği parçalarından bir albüm yapsaydı. (Twitter’dan

Adamların derdine bak

İtalya, şu sıralar tiramisu tatlısının hangi bölgede doğduğunu tartışıyor. Siyasiler bile olaya dahil olmuş. İnsan tabii özeniyor başka ülkelerin bu ‘tatlı’ tartışma konularına. Düşünün… Şimdi bir siyasetçi twitter’a girip şekerpare tartışsa Türkiye’de; duyarsız, terbiyesiz, umarsız olması yetmez, siyasi kariyeri de biter. N’apalım, işte bu da bizim hikayemiz…