Giriş
Yarım kalmış darbe teşebbüsünün üstünden 9 gün geçmişken durup düşünmekte yarar var; bu süreçte neler öğrendik: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin çok büyük çoğunluğu için uğrunda göz kırpmadan ölünecek, ne derse yapılacak, peşinden gidilecek, vazgeçilmez lideridir. Diğer yarısı da kendisine biat etmemiş olsa bile, yapılacak ilk erken seçimde daha da büyük bir çoğunlukla iktidarı alacağını, artık onsuz yönetilmeyeceğini kabullenmiştir. Ancak, bu büyük çoğunluğa, sevgi ve güvene rağmen ortada olan bir başka gerçek de ülkenin yönetilemediğidir. Çünkü iyi bir yönetim için biat ve sevgi yetmemektedir. Şu anda hepimizin içinde olduğu bu gemiyi batırmayıp, dalgalı sulardan geçirmek ve sakin limanlara ulaştırmak için gereken şeyler evrensel kurallardan ibarettir:
ADALET; EŞİTLİK; KARDEŞLİK; DEMOKRASİ. Lidere yüzde yüz biat etmeyen kesimlerin de yaşam hakkını kabul etme ve taleplerine kulak verme, empati, o kadar da zor değil. Güçlü olan, büyük olan hoşgörülü ve verici de olur; dayatmacı değil. Ülke niye yönetilemedi, yönetilemiyor? Darbeci teröristler MÜLKİYE, ADLİYE ve HARBİYE’yi ele geçirmişti de ondan! Yani mülki idareyi: valiler ve kaymakamlar. Yani adliyeyi: hakimler ve savcılar. Yani TSK’yı: ordunun üçte birini. Yani kısacası DEVLET’i. Ele geçirilmiş bir devleti de yönetemezsiniz tabii. Hele üstelik bu ele geçirilişi sadece seyretmiş ve tehlikeyi geç farketmişseniz.
Liyakat ve adalet
Boşaltılan kadrolar doldurulurken (şimdilik 50 bin kişi!) gözetilmesi gereken tek kıstas olmalı; eskilerin deyimiyle LİYAKAT. Yani işe göre doğru insan. Kim iyi yapacaksa o. FETÖ bittiyse ‘metö’ değil, akraba değil, başı açık kapalı, kadın erkek değil; Kürt, Alevi, Sünni değil. Sınavsa adil. Zaten her şeyin başı adalet, vicdan. TC vatandaşı ise, eşit, kardeş. Nasıl şimdi Türk bayrağı altında birleştiysek devletin önünde de, uygulamada da eşit. Adaletin işi daha zor. Cumhurbaşkanının da söylediği gibi hızlı olmalı. Kurunun yanında yaş da yanmadan adil yargılama. İşkence ve darp olmadan.
Demokrasi, özgürlük
Bütün yargılamalar, bütün atamalar açık ve şeffaf olmalı. Fısıltı, söylenti, korku, kumpas ancak böyle biter. Güven yeniden ancak böyle gelir. Diğerinin hakkı ancak böyle korunur. Bu ülkeyi yönetmek zorundasınız. İyi yönetmek, yönetime talip olmaktan çok daha zor. Hatta kahraman olmaktan da!
Normale dönmenin zamanı
Artık bu demokrasi nöbetinin de, meydan şöleninin de bitmesinin zamanı gelmedi mi? Tehlike geçmiştir, geçmediyse de polis ve sağlam askerler önleyebilir, halka gerek yok. Herkes işine gücüne baksın, tansiyon düşsün, stresten bütün bir toplum depresyonda! Bu ülkenin acilen turizme yeniden açılmaya, yatırım yapılmasına ihtiyacı var. Bütün meydanlarında ateşli bir kalabalığın bayrak salladığı ülkeye de adrenalin tutkunu değilse, ne turist gelir, ne yatırım.
Finali hep beraber olsun
Hallkımız, darbe kalkışmasının olduğu 15 Temmuz Cuma gecesinden bu yana sokaklarda, Türk bayrağıyla meydanları dolduruyor, demokrasi isteğini dile getiriyor, hatta bu buluşmalar zaman zaman şenliğe dönüşüyor. Basından sansürün kaldırılışının yıldönümü, özgür basın bayramı ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından imzalanan Lozan Antlaşması’nın 93. Yılı’na rastlayan pazar akşamı bu kez AKP’lisi, CHP’lisi, hep beraber Taksim Meydanı’nda olacağız. Milli bayramların meydanlarda kutlanması isteğimiz işte böyle görüntüler yaşanması içindi. Ne yazık ki hep bir aksilik oldu, kutlamalar iptal edildi, halbuki düşüncesi bile ne güzelmiş değil mi?
