Rauf Tamer Anlaşıldı...
HABERİ PAYLAŞ

Anlaşıldı...

Demirtaş, konuya açıklık getirdi. Meğer neymiş: “Türk askeri gitsin, IŞİD’le çarpışsın” diyen yokmuş, “bırak biz gidelim, IŞİD’i tükürükle boğarız” derlermiş. Devlet buna müsaade etmeyince de -herhalde- “bâri burada kırıp dökelim” diyerek -son çare- sokak çağrısında bulunmuşlar. Nasıl izahat ama? - Bırak gideyim. - Hayır, olmaz. - Öyleyse bırak bâri buraları yakıp yıkayım.

[[HAFTAYA]]

Adam haklı. Kobani düşerse, İstanbul da düşer. Kadıköy vapuru işgal edilir, havalimanı baskına uğrar, otobüsler ve dükkanlar kundaklanır. Adam bin kere haklı. Durum böyleyken Bahçeli hâlâ diyor ki: - Erkeksen git IŞİD’le savaş. Gidecek... Gidecek ama devlet bırakmıyor ki.

Haberin Devamı

Peki, ortalık harabeye çevrilirken, acaba güvenlik kuvvetleri ne yapmalı, nasıl davranmalı? Alman Devleti gibi mi, İngiliz Devleti gibi mi, yoksa bir Barış Gücü gibi mi? Bence en iyisi oturup seyretmeli... Rahat kırıp döksünler diye, başlarında nöbet tutup nezaret etmeli.

Merak ettiğim bir nokta var. Orada burada “karşıt görüşlüler” arasında tadsız olaylar yaşanıyor ya? “Karşıdaki görüş” nedir acaba, kimdir bu karşıtlar? Polis olsa, söylerler. “Polisle çatışıldı” derler. Öyleyse kiminle çatışıyor bu eylemciler? Güneydoğu’yu sormuyorum. Öbür tarafa bakın. Okullarda, üniversitelerde, yurtlarda, özellikle de çarşıda pazarda, bu karşıt görüşlüler kim?

Sert tedbirler geliyormuş. İnşallah ölçüyü kaçırmayız. Polis Devleti değil, Devlet Polisi istiyoruz. Tabii Demirtaş müsaade ederse.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder