Anlat anlat, dinlemesi heyecanlı oluyor

CHP’nin seçim bildirgesini, Genel Başkan Kılıçdaroğlu, büyük bir heyecanla anlattı. “Mizahla diktatörü diz çöktürmüş gençlere” adanmış bildirgenin seçmenden nasıl bir yanıt alacağını tahmin edebilmek için bir gün önce açıklanan İPSOS araştırmasının sonuçlarıyla karşılaştırdım.

Ciddi bir kamuoyu araştırma şirketi olan İPSOS’un sorularına seçmenlerin verdikleri yanıtlara göre, Mayıs’tan bu yana “Türkiye’nin durumundan memnunum” diyenlerin oranı yüzde 34’den 15’e düşmüş! Peki bu memnuniyetsizliğin mimarı partileri nasıl değerlendiriyorlar? Seçmenin en az yarısı dört partiyi de başarısız buluyor! Seçmen Türkiye’nin durumunu beğenmediğine göre hiçbir partiden memnun olmaması da doğal, araştırma sağlıklı. Ama, “oy verdiğiniz parti değişebilir mi?” sorusuna “kesinlikle değişmez” diyenler yüzde 88!

Hem eleştirir hem verir

Seçmenin siyasi kararları bugünden yarına değişmez diye yazmaktan dilimde tüy, kalemimde mürekkep bitti diyeceğim ama bilgisayarda ne demek lazım? AKP’nin başarısız olduğunu düşünen yüzde 58’lik kitle de yüzde 40’lar civarında oyunu AKP’ye verecek, çünkü yerine koyacak, kendi kafasına göre muhafazakar, milliyetçi ama çalıp çırpmayacak başka bir parti yok diye düşünüyor.

CHP’nin söylemi doğru, vaatleri güzel. “Passolig’i kaldıracağım, gençler maça gidemiyor” dedi, sosyal medya sallandı. Emekliye, üniversiteliye, liseliye, gaziye, işsize sosyal yardımları kim istemez? “Kürt sorununu bir tek ben çözerim” dedi, adaletten, özgürlükten bahsedeni dinlemesi bile heyecanlı oluyor, tek başına iktidara gelip yapamayacak olsa bile insanın içi ısınıyor! Gençler, gençler dediği gençler, sahnede yanında duruyor.

Ne üstlerinde deli saçması çarşaftan bozma kefen, ne kapkara çarşaflar var. Ama benim halkımın yarıya yakını bu görüntüye, bu vaatlere değil, “Benim gençlerim ölü yıkamasını öğrenecek!” diye nutuk atan, bütün kız çocukları aynı renk başörtüsüyle, karşı cinsten arındırılmış bir okulun sınıflarına tıkılmış, çağdışı bir eğitim alsın diye oyunu ötekine verecek. Çünkü kendi de eğitimsiz, çünkü kendi de oralardan gelme. Ve ben değil, AKP’li bakan söylüyor, eğitim seviyesi yükseldikçe AKP’ye oy verme oranı düşüyor.

Kim beğenir?

Bunun için zorunlu eğitim 4 yıla indirildi. İstiyor ki gençler okumasın, düşünmesin, sorgulamasın, ucuz iş gücü olsun. Kızlar çocuk yaşta evlendirilip çok çocuk yapsın. Nüfus artsın, yoksul ve cahiller ona oy versin. Yandaş olmayan basını tehditle sustursun, satın alsın. Eleştiren herkesi içeri atsın. “Herkes özgür olacak, gençler konuşacak, yönetecek, YÖK kalkacak” diyen parti bana çok yakın, çok doğru geliyor. Keşke size de öyle gelse...

Kavgacı değil uzlaşmacıydı

Kılıçdaroğlu, seçim bildirgesinde hiçbir partiyi hedef almadı, kimseye saldırmadı. Ama öteki partileri de sorgulamadan edemedi. AKP’ye 13 yılda ülkeyi bu hale getirdiği için; MHP’ye her şeye hayır dediği, siyaseti tıkadığı için, HDP’ye “denklem dışı kalıyor, Türkiye’yi yönetmeye hazır değil” diyerek karşı çıktı. “Saray yerine halka hizmet edecek birini istiyorsanız adres belli” diyerek oy istedi. 8 Haziran’da koalisyon kurulmasından yana olduğunu ama MHP’nin hayırcı tavrı yüzünden kurulamadığını, AKP’nin ise erken seçim hükümeti kurmak istediği için kabul etmediklerini anlattı.

Yine dönelim İPSOS’un araştırmasına. Seçmen oy verdiği partiyi beğenmese de oyunu değiştirmek niyetinde değil madem. En fazla yüzde bir iki puanlık oynamalar olacak. Bu seçimden de tek parti iktidarı çıkmayacak. Yeni bir seçim mi yapılacak, yoksa kim kimle koalisyon yapacak? Soru budur. İPSOS’un araştırmasında seçmen en çok CHP-MHP koalisyonu demiş. Olur mu? Olmaz