Artık IŞİD içimizde ve eylemde!

Hepsi idealist, barışçı, sosyalist gençler. İzmir, İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’dan yola çıkıp Suruç’ta buluşmuş; Kobani’ye gidecek, ağaç dikecek, kütüphane yapacak, çocuklara oyuncak dağıtacaklardı. Suruç’ta toplanıp basın açıklaması yaptıkları sırada patladı o hain bomba. Öyle de kuvvetli ki, gruptan sağ kalan yok. Cesetler ve yaralılar paramparça! Belli ki hiç bir önlem alınmamış.

Sırtlan gibi köşede bekleyen ve artık topraklarımızda at oynatmaya başlayan IŞİD tehlikesi göz ardı edilmiş. Bundan bir süre önce “Burada IŞİD var mı?” sorusunu sordular diye polise gazeteci aldırtan Vali, gözünün önündeki IŞİD’i görememiş! Bundan sonra her an her yerde benzeri olabilir! IŞİD, yarın Antalya plajında, Ankara’da AVM’de, İstanbul’da İstiklal’de ortaya çıkabilir.

MİT kulağının üzerine yatıyor. Askeri istihbarat yok edildi. Ayrıca, IŞİD, gerek “Saray” için, gerek AKP hükümeti için, üstüne gidilecek bir terör örgütü de değil. Korunup kollanacak, silah verilecek, yaralısı tedavi ettirilecek bir yandaş. Öyle değil mi? Olan o elleri kolları yardım kolisiyle dolu gençlere, ailelerine oldu. Bir de yüreğimizdeki korku, büyüdü, ejderhaya dönüştü!


Gençler bir hafta önce HDP Milletvekili Pervin Buldan’ı Ankara’da ziyaret edip yardım istemiş.

Halkın dediğinin ne önemi var?

Taksim Meydanı’na hem AVM, hem camii! RTE ve emri altındaki ekibi, fikri takipten asla vazgeçmiyor! Halkla sürekli bir itişme! Taksim Meydanı bunun en somut örneğidir. RTE’nin kafasında öyle bir Taksim Meydanı projesi var ki sırf bunun için yeni bir Gezi Direnişi yapılabilir ve kimbilir daha kaç kişi hayatını yitirir! En başta Atatürk Kültür Merkezi: İstanbul’u bir opera ve konser salonundan mahrum etme pahasına, yenilenmesine izin vermedi. İlle de yıktırmak istedi. Çünkü ne opera umrunda, ne konserden anlar. Yıktırıp şöyle bol salonlu, ucube bir şey yaptıracak. Bütün restorasyon projelerini önledi, şimdi kendi kendine yıkılmasını bekliyor. Meydan beton yığınına döndü, el sürdürmedi. Belli ki parkın içinde Topçu Kışlası’ndan vazgeçmedi. Nitekim Danıştay’a seçilen yeni üyelerle beklediği mesaj da geldi, izin çıktı! Bitmedi, bir de camii istiyor. Dönerciler kalkacak, karşı tarafa, otoparkın içine büyük bir cami yapılacak. Böylece Arap yaşam biçimi; camisi, alışveriş merkezi ve bir avuç parkıyla İstanbul’un göbeğine hakim olacak! Rize, Giresun yaylalarını da Araplara turizme açtı mı, herhalde biz kaçarız artık! Sanıyor ki direnmeyeceğiz, çok yanılıyor!

Yunan Adaları’nda fiyatlar artacak

Mey İçki’nin CEO’su Galip Yorgancıoğlu, Elif Ergu’ya açıklamış: Krize rağmen Yunanistan’a rakı ihracatında artış var! Şaşırmadım. Çünkü Yunanistan’a Türk turist girişi arttı. Türkler daha rahat ettikleri ve daha ucuza yiyip içtikleri Yunan adalarını abad ediyor. Yunan rakısı Uzo bizim damak tadımıza pek uymadığı için de Türk rakısı istiyor. Dolayısıyla Türk rakısı ihracatı artıyor! Bodrum, Çeşme’de balıklı rakılı bir yemeğe verdiğiniz paranın neredeyse yarısından az, aynı kalitede bir yemek, Yunan Adaları’nda. Yani düne kadar böyleydi. Yunanistan’ın krizden çıkmak için AB ülkelerinin dayattığı yeni politikalara göre eğlence sektöründeki KDV yüzde 13’den 23’e çıktı. Eti dışarıdan ithal eden Yunanistan, bundan böyle et için de daha fazla vergi ödeyecek. Lokantaların bu artışları fiyatlarına yansıtmaması imkansız. Yani bundan böyle adalara gidecek olanlar daha pahalıya yemek yiyecek. Yine de Bodrum’dan ucuzdur, merak etmeyin!

Vurun CHP’li belediyelere

AKP’liler CHP’yi yıpratmak için her gün bir CHP’li belediyeyi hedef almaya başladı. Şişli, Beşiktaş, Ataşehir derken şimdi de Kartal Belediyesi hedefte. Sanırsın AKP’li belediyelerde haram yiyeni dövüyorlar! Seçim öncesi tepesi atan Bülent Arınç’ın Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’e saydırdıklarını unutmadık: “Cemaate neler neler verdiğini açıklayacağım” diyordu ama, susturuldu, açıklayamadı. Kabahat CHP’nin. Becerip de AKP’nin yaptıklarını ortaya dökemeyince sizinkilerin yaptıkları dökülüyor böyle. Hoş, gazetelerdeki yolsuzluk haberleri mide bulandırıyor ama hiç üstlerine alınmıyor, mübarekler!