Yazgülü Aldoğan Aşure yemekle Alevilerin gönlü olsa
HABERİ PAYLAŞ

Aşure yemekle Alevilerin gönlü olsa

Haberin Devamı

Alevi açılımı, Cemevi’nde bağdaş kurup aşure yemekle oldu da bitti mi yani? Başbakan Davutoğlu bölünmüş ülkeyi restore etmeyi hedefliyor. Miting meydanlarında “Ey Kılıçdaroğlu, Alevi değil misin söyle?” diye siyasetçi yuhlatan zihniyetin yanında mutlu et, mutlu ol! Sonra? Ne bekleniyor, ne çıkıyor şapkadan? Alevilerin istekleri nedir: eşit yurttaş olmak. Değiller mi? Değiller! Fişleniyor, ötekileştiriliyor, itilip kakılıyorlar. İbadetlerine karışılmaması. Karışılıyor mu?

Talepleri neydi?

Cemevleri ibadethane kabul edilmiyor, Tunceli’ye, Alevi köylerine cami yapılıyor. Dergahları, türbeleri onların denetiminde değil. En önemlisi “Zorunlu” din derslerinde Alevilik kötüleniyor. Bu istekleri yerine getirmek için çalıştay, kurultay, zırt pırt yapmaya gerek yok. Doğmadan önce bize form mu doldurtuyorlar; nerede kim olarak doğmak istiyorsunuz, Müslüman mı Hıristiyan mı olmak istersiniz? Kadın mı erkek mi? Sorsalardı acaba kim isterdi Suriyeli, Şii, Ezidi kadın olmak? Kim isterdi Gazze’de bombaların altında doğmak? Siz ister miydiniz Hakkari’nin dağ köyünde Kürt çocuğu olmak? Bu ülkenin yüzde 99.9’u Müslüman demeye bayılıyorlar. Sen, Yahudi, Ermeni vatandaşını huzursuz edip kaçırırsan, Rumu kovarsan öyle olur tabii. Şimdi seçim yaklaşıyor diye birden Alevi sevdalısı oldular. Aleviler niye CHP’ye oy veriyormuş! meydanlarda Alevileri yuhalatan partiye mi versin? Ne verdiniz Alevilere? RTE, Nevşehir Üniversitesi’nin adını Hacıbektaş yapmıştı. Davutoğlu da Tunceli’deki üniversitenin adını Munzır yaptı! Gerçekten sürpriz, aşure yiyip kalksaymış daha iyiydi!

[[HAFTAYA]]

Kadına Şiddete karşı mısın?

Kadın cinayetlerinin patlama noktası Erdoğan’ın “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” lafıdır. TBMM çatısı altındaki bir resepsiyonda kadın örgütleri temsilcilerine söylemişti! Dün de “Müslüman bir erkek olarak”; “Kadın erkek eşitliği fıtratta yok” dedi. Kadınlar “Eşitiz” diyor, “Aynıyız” demiyor! Eşit yurttaş, eşit birey, insan olmak istiyor. Oysa RTE “Hanım Kardeşlerim” diye hitap ettiği kadınlara “Adil davranın” derken “eşitlik”i göz ardı ediyor. Kızı etrafında KAMER diye devlet destekli bir dernek kurdurmuş, genelde 3. Dünya ülkelerinin katıldığı uluslararası toplantılar yapıyorlar.

1 yılda 260 kadın

Belediye Başkanlığı’na aday olduğunda “Hanım kardeşlerini” nasıl yönlendirip kapı kapı dolaştırıp oy istediğini anlattı ama o kadınların sonra kadın hakları dediğinde nasıl “bertaraf” edildiklerini anlatmadı! Ve “Kadına Yönelilk Şiddete Karşı Mücadele” gününden bir gün önce yapılan o toplantıda kadın cinayetlerine karşı çalışan aktivist kadınlar kadın bakana soru sormak istediğinde derdest edilip dışarı atılmakla kalmadı, karakola götürülüp fişlendi! 2014 yılında bugüne kadar 260 kadın öldürülmüş, karşı çıkmayacak mıyız? RTE, bir gün olsun eşlerinize saldırmayın, öldürmeyin dedi mi? Demez... RTE’nin anlamak istemediği bir başka kavram da feminizm. “Feministler anneliğe karşı” diyor. Galiba bizi lezbiyen zannediyor! Feministlerin hepsinin çocuğu var, hepsi anne. Anneliğe değil, kadın kimliklerinin “analık, ev kadınlığı” içine hapsolmasına karşılar. Kadın Bakanlığı’nı “Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı” yapan, sadece imam hatip lisesi isteyen kızlara kulak veren birine bunları anlatmak zor! Senin de evli kızın var, “Kocası dövse iyi mi?” diye sorsa biri?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder