Başımıza ne çoraplar örülüyor acaba?

Bir ara hiç olmazsa pazar günleri daha sosyal konularda yazılar yazardık. Hayatın daha normal aktığı günlerdi. Şimdi sizin gibi ben de bunalıyorum ama olaylar öyle hızla akıyor ki, trene bakar gibi bakamıyorum! Aklıma takılan sorular mesela: Katar Emiri niye durup durup Türkiye’ye ziyarete geliyor? Yine geldi ve askeri işbirliği anlaşması imzalandı!

Katar dediğin, avuç içi kadar bir körfez ülkesi. Katar’la Türkiye’nin askeri anlaşma imzalaması demek serçeyle ayının arkadaşlık yapması gibi bir şey? Katar’la Türkiye’nin ortak yedikleri nane, Esat’ın devrilmesi için işbirliğiydi ve adam hâlâ Suriye’nin başında. Bütün dünya Suriye’nin içini karıştıran iki ülke olarak Katar’la Türkiye’yi göstermedi mi? Yine nereyi karıştıracaklar da anlaşma imzalıyorlar?

[[HAFTAYA]]

Kürtler ne yapıyor?

İkinci sorum, Kürtlerle ilgili. Çözüm süreci gittikçe gizliliğe bürünüyor. Demirtaş, geçen hafta aniden “Seçimlere parti olarak katılacağız” dedi. Gerçi, yine gündeme aniden giriveren ve yüzde on seçim barajının insan haklarına aykırı olma iddiası AYM’de ele alınacağı meselesi vardı ama hani yüksek mahkeme karar verse bile barajın inmesi bu seçime yetişmez. Demek ki HDP, yüzde 10’u geçemeyeceğini bile bile risk alıyor. HDP’nin bu riski almasının altında bu oylardan yararlanacak tek parti olan AKP ile gizli bir anlaşma yaptığı iddiası var. AKP böylece HDP’nin oylarına da el koyarak anayasayı da değiştirecek bir güce erişecek ve başkanlık sisteminin yanında HDP’nin istediği bölgesel özerklik gibi zor maddeleri de hayata geçirecek. En başta Öcalan özgür kalacak! HDP’liler kendi kendilerini yönetebilme hakkı karşılığında TBMM’de temsil edilmekten vaz mı geçiyor? Geçen çarşamba İmralı’da yapılan görüşmenin açıklanmaması bundan mı? Öcalan’la bu pazarlık mı yürütülüyor? HDP, AKP’ye ne kadar güvenebilir? Ya vaat edilenler tutulmazsa sokaklara dökülecek Kürtler hepimize hayatı dar mı eder? Üç: Zaten başkanlık sistemini de hayata geçirmiş ve şimdikinden de otoriter bir yönetim biçimini devreye sokmuş Erdoğan yönetimiyle bu ülkenin yarısı olan muhalif kesim nasıl yaşar? Hadi gel de lay lay lom yaz!

Kadınlar sert erkek severmiş!

Kabul ediyorum, başımıza geleni hak ediyoruz, müstehakız! TV8’de Kelalaka programında romantizm konusu işleniyor. Sokaktaki ve stüdyodakiler ne olduğunu bile anlamadan karşı. Kadınlar romantik erkek istemiyor. Hele biri, arkasında durup korkacağı erkek istiyormuş! Ye dayağı otur o zaman. Seyrederken tepemin tası atıyor. Doğrusu Hülya Avşar’ın da kendisini aldatan eski kocasını karşısına alıp “Erkekler karısını niye aldatır?” diye bilmiş bilmiş sormasını yadırgamamak mümkün mü? Sırf kendisinden bahsedilsin diye, sırf yeni programı reyting alsın diye karı koca mahremiyetini tv’de tartışmak nasıl bir kafa? Bir dahaki programına da kızını mı çıkaracak?

İki Türk lokumu birden!

Hadi Bravo diyelim: Bir Türkiye markası olan Kahve Dünyası, Londra’nın en çok gezilen alışveriş merkezlerinden Harrods’ta da yer almış. Kahve Dünyası’nın alışveriş caddesi Piccadilly’de açtığı yerinde de herkes kahve içmeye bayılıyormuş çünkü kahvenin yanında üstü çikolata kaplı lokumlar oluyormuş! Bir Bravo da Beşiktaş’ın yeni yakışıklısı Atınç Nukan’a! Kıvanç Tatlıtuğ kadar yakışıklı Atınç 93 doğumlu, 1.96 boyunda; solak ve solda defans oynuyor. Yerine oynadığı oyuncu sakatlandığı için o fırsatta parlamış Atınç! Benden futbol bilgisi bu kadar, ben çocuğa bayıldım! Yürü Atınç!