Beraber Mutlu noeller! yürüdük biz bu yollarda...

Bindiğim taksinin şoförü “Bu dış mihrakların işidir. Amerika ve İsrail’in parmağı var bu işte!” “Sen AKP’lisin galiba” diyorum, “Aynı Başbakan gibi konuştun.” Alaycı ses tonuma aldırmıyor: “Güçlü devlet olmamızdan rahatsız oldular.” Sonra nedense tedirgin, “Sarıgül’ün şansı var mı?” diye soruyor. “Aradaki farkı azaltır, siyaset bu, baksana memleket karmakarışık” diyorum. Sonra da rüşvetle inşaat izni verilen yerleri, Kanalİstanbul projesinin İstanbul’u mahvedecek sonuçlarını anlatıyor, devam ediyorum: Başbakan’ın ihtirası sonsuz, İstanbul’u da o yönetiyor, ondan habersiz iş yapılmıyor. Ülkeyi yönetsin ama çevreyi mahvetmesin, geri dönüşü yok. Bir de bizi zorla yobaz yapmasın.”

Dış tehlike masalı

Bir ülkede işler kötüye gitmeye başlayınca bir dış tehlike gösterip sürünün liderin etrafında toparlanmasını sağlamak çok eski taktik. Ancak, söz konusu yolsuzluklar olunca en fanatik halka liderin etrafında dursa da ondan sonraki işkillenir, sorgulanır; dışa doğru gittikçe kopmalar başlar. Hele bir de lider adamlarını harcamaya başlarsa! Erdoğan, iki taktik hata yaptı. Cemaatin gücünü ve yaygınlığını küçümseyerek üstlerine sert gitti.

Darbeyi yedi; kendini sıyırıp “Yolsuzlukların üzerine giderim” diyeceğine, adamlarımı yedirmem taktiğine geçti, dış halkaların sempatisini kaybetti. Sonucun kötüye gittiğini görünce adamlarını, üstelik de onurlarını kırarak, harcadı. Bu kez fire verdi: Bayraktar “İşin içinde sen de varsın” dedi giderayak! Gerisi çorap söküğüdür. 28 Şubat’a darbe dediklerinde “Bunlar darbe görmemiş” demiştim. Şimdi görüyorlar. Polise getirdikleri denetimle şimdilik merkez üssüne ulaşılmasını önlediler. Ama elde bekleyen yüzlerce soruşturma var, nereye kadar? Propaganda ve taktik yetmeyip halkalar dağılana kadar!

* [[HAFTAYA]]

TSK’nıngörevi

Gerçi TSK’da durumdan vazife çıkaracak kimse kalmadı ama dikkat; siyasi kaosun hepimizi şaşkına çevirdiği şu ortamda AKP’yi kurtaracak tek bir şey var: 2 satır bile olsa Genelkurmay’ın internet sayfasında yayınlayacağı bir mesaj. TSK, mağduriyet edebiyatında kullanmak için böyle bir şey yapmaya teşvik bile edilebilir. Oysa yapacakları şey, cephanelik patlaması kadar vahim olan tersane faciasının nedenlerine odaklanmak, bundan sonrakilere önlem almak, şehitlerine ağlamak!

*

Mutlu noeller!

Bakülü okurum Günel Safarova’nın kedisi Hayrettin’le bu güzel pozunu noelinizi kutlamak için Can Dostum sütunundan çaldım! Hayrettin’in çok oyuncağı varmış. Oynamıyormuş ama irileri dokunursa kızıyormuş. O kadar güzeller ki çalmaya değdi!


*

CHP, aklını başına al!

Merkezi yönetimde yer yerinden oynarken ana muhalefet partisi ne yapıyor? Genel merkezin belirlediği adaylara kızdığı için küçük ilçelerde kıyamet kopuyor, istifalar geliyor. Biraz büyük düşünün kardeşim, büyük oynayın! Belki yarın hükümet düşecek ve yönetimin bir yerinden tutmak durumunda kalacaksınız! Ne diyeceksiniz? Ayvalık’ı bırakmayız, Odunpazarı bizimdir mi?

Oysa bakın İstanbul Beyoğlu’nda oldu bittiye getirilip çıkarılıveren imar planları, semt dernekleri, mimar odaları ve CHP’li meclis üyelerinin gayretleriyle engellendi, açılan dava sonucu iptal edildi. İyi bir muhalefet iş yapabilir. Yaklaşan yerel seçimde CHP aday adaylarının bu kadar çok olması, aslında bu kez aday belirlemeye güven duyulduğunu gösteriyor ama bir yandan da genel merkeze baskıyı arttırıyor. ‘En çok oyu kim alacaksa o’ ilkesi, CHP’yi merkez sağa daha yakın duran kitle partisi haline sokarken kadın ve genç adayların göz ardı edilme tehlikesi başladı. CHP en dikkat etmesi gereken seçimi yaşayacak.

Zaten olaylar böyle giderse baskın erken seçim bile gelebilir ve iki seçim bir arada gerçekleşir. CHP akılcı ve dikkatli gitmeli.