Cemaat kaybetti koalisyon kazandı

Maç izlerken hakemin hangi takımı tuttuğunu bilseniz ne yaparsınız? İşte hafta sonu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleri ile ilgili seçimleri takip ederken o duyguya kapıldım. HYSK’ya üye değil sanki memlekette genel seçim yapıldı. HSYK’daki seçim herkes için bir anlam taşıyabilir, ama bir yargı mağduru için bambaşka şeyler ifade eder.

Ben de olup biteni o gözle izledim. Yıllardır yargı içerisinde örgütlenen Fethullah Gülen cemaatinin AKP’nin 2010 yılında gerçekleştirdiği Anayasa referandumu ile HSYK’de elde ettiği güç korkutucu boyuta ulaşmıştı. HSYK’nın üye sayısı 12 Eylül 2010 günü yapılan Anayasa referandumu ile 7 den 22’ye çıkarılırken bunların 13’ü cemaatçiydi. Hükümet, cemaatçilerin bu ağırlığından hiç rahatsızlık duymadı ve olup biteni izledi. Ta ki 17 Aralık operasyonuna kadar.

Tasfiye operasyonu

Kendisine ‘darbe’ yapmak istediğini iddia ettiği cemaatçi yargı mensuplarını görevden almak ve haklarında soruşturma açmak için HSYK’dan karar çıkartması gerekiyordu. İşte o zaman HSYK’deki 13 cemaat üyesi buna karşı çıkarak engel oldular. Bu yapı aynı zamanda cemaatçi savcı ve hakimlerin yaptığı hukuksuzlukların soruşturulmasını da hep engelledi.

Bu nedenle HSYK’de yapılan seçim cemaatçi yapının tasfiyesi için çok önemliydi. Çünkü cemaat yalnızca HSYK içinde değil, Demokrat Yargı Derneği’nin verilerine göre yargı içinde destekçi sayısı 4 bin 500 bulan bir yapıyı dönüşmüştü.

Yeni HSYK içinde hükümet ile bağlantılı toplam 7 üye var. İkisi Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı. Cumhurbaşkanı da 4 üyeyi atayacak. HSYK'da bir üye Adalet Akademisi tarafından seçiliyor. Dolayısıyla 7 üye hükümet ile doğrudan bağlantılı. Geriye kalıyor 15 üye. 15 üyenin üçü Yargıtay’dan seçildi. İki üye ise Danıştay’dan. Yargıtay ve Danıştay’dan seçilen 5 üyeyi Fethullah Gülen cemaatinin desteklediği yazılıyor.

Alevi üye de seçildi

Geriye kalan 10 üyenin cemaatten olup olmayacakları çok büyük önem kazanıyordu. Hükümet 10 üyeden en az altısını alarak HSYK’de oy sayısını 12’ye çıkartıp cemaatçileri tasfiye etmek istiyordu. Ancak istediğinden fazlasına ulaştı. Türkiye genelindeki 14 bin hakim ve savcının oylarıyla yapılan seçimde hükümete yakın olan Yargıda Birlik Platformu 8 asıl üyelik kazanırken, cemaat 2 üye seçebildi.

Böylece hükümet 7 artı 8 üyelikle HSYK’da 15 üyeye ulaştı. Ancak bu sayıya cemaate karşı yapılan büyük koalisyonla ulaşılabildi. Hükümetin desteklediği listeye sosyal demokratlar, milliyetçiler hatta Aleviler girdi. Siyasi partilere böldüğümüzde HSYK yapısı şöyle; 10 üye AKP, 3 MHP, 3 CHP, 1 Alevi, 5 cemaat. Evet HSYK’ya Alevi bir üye seçildi, hem de hükümetin desteklediği listeden.

Yine Ömer Topaç’ın sosyal demokrat, Turgay Ateş ve İsa Çelik’in muhafazakar olduğu yazılıp çiziliyor. Mehmet Durgun ve Ramazan Kaya için ‘milliyetçi’, Mehmet Yılmaz için “sosyal demokrattır” deniyor. Cemaatçilerin kimler olduğu da isim isim biliniyor. Dedim ya maçın hakeminin hangi takımı tuttuğunu bilmek gibi bir şey. Hakimin taraflı olup olmadığını zaman gösterecek. Çünkü seçilen HSYK’nın hükümetin güdümünde hareket edeceği endişesi hakim. Ama bunu zaman ve siyasi gündem size gösterecek. Seçimin kesin kaybedeni cemaattir ama önemli olan adaletin kazanmasıdır.