Nedim Şener Cemaat komplosu
HABERİ PAYLAŞ

Cemaat komplosu

Gözaltına alındığım 3 Mart 2011’den bugüne hep aynı şeyi söyledim: “Benim Hanefi Avcı’nın ve Ahmet Şık’ın kitaplarının yazılmasıyla ilgim yok. Beni cemaatçi polisler, ‘Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve CEMAAT’ adlı kitabım ve cemaatçilerin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluğunu ortaya çıkardığım için bir komplo ile tutukladılar” dedim. Türkiye’de derdimizi yargıya anlatamadık. Ama 8 Temmuz günü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi beni haklı buldu ve Türkiye’yi cezalandırdı. Bu karara göre tutuklanmam haksız. Bu kararla cemaatçilerin komplosu da ortaya çıkmış durumda.

Haberin Devamı

Nedenini anlatayım;

-Ben 2009 yılı Ocak ayında ‘Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları’ isimli kitabımı çıkardım.

-Cinayette sorumluluğu olan cemaatçi polislerden Trabzon Emniyet Müdürü ardından da İstihbarat Dairesi Başkanı olan Ramazan Akyürek ile cemaatçi olarak bilinen Ergenekon operasyonunu yürüten istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer ve istihbaratçılar Fuat Sarı, Muhittin Zenit 2009 yılı Şubat-Mart aylarında beni mahkemeye verdi.

32 yıl ceza ile yargılama

-Birisi İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi olmak üzere iki mahkemede 32 yıl hapis istemiyle yargılanırken 6 Mayıs 2009 günü İstanbul Emniyet’ine M.YILMAZ rumuzuyla sahte bir e-posta gönderildi. Polisin kendi kendisine yazdığı sahte e-postada benim Ergenekon üyesi olduğum ve Başbakan’ın oğluna suikast düzenleyeceğim belirtiliyordu. Polis hemen telefonlarımı dinlemeye başladı. Amaçları beni tutuklamaktı ama delil bulamadılar. Mahkemede de beraat ettim.

-Cemaatçi polisler boş durmadı. Cemaatçi gazeteci Adem Yavuz Arslan’a, beni suçlayan ve Dink cinayetinde polisin suçsuz olduğuna dair bir kitap yazdırdılar.

-Evet delil yoktu ama yaratılması gerekiyordu. 2010 yılı Ağustos ayında Hanefi Avcı’nın kitabı çıkınca cemaatin kara propaganda mekanizması çalışmaya başladı. Cemaatçi Önder Aytaç, “Hanefi Avcı’nın kitabını Nedim Şener, Ruşen Çakır, Toygun Atilla, Necdet Açan, Soner Yalçın, Tayfun Hopalı yazdı” yalanını ortaya attı. Ardından Yiğit Bulut, Alper Görmüş, Şamil Tayyar kitabın başkaları tarafından yazıldığı yalanını yazdılar.

Haberin Devamı

Polislerin maşası

-14 Şubat 2011’de yapılan Odatv kapsamında tutuklanmamın altyapısı hazırdı. Oradaki bilgisayarda bir dokümana dayanarak, Hanefi Avcı’nın ve Ahmet Şık’ın kitaplarının yazımına yardım ettiğim gerekçesiyle cemaatçi savcı Zekeriya Öz beni tutuklattı. İktidara yakın basın ile cemaatçi Zaman, STV, Aksiyon dergisi ve TRT, cemaatçi polis (eski) Emrullah Uslu ile Mehmet Baransu da bu operasyonun parçası oldu. Sonra polislere maşalık yapma sırası Nazlı Ilıcak’a geldi. O da beni suçlayan, Dink cinayetinde polislerin suçsuz olduğuna dair bir kitap yazdı. Amaç beni Ergenekoncu diye yıllarca hapiste tutmak yalan kitaplarıyla polisleri suçsuz çıkarıp kurtarmaktı. O yüzden Ilıcak cemaatin dergisi Aksiyon’a “Ahmet Şık’ın tutuklanmasına itirazım var ama Nedim Şener’in tutuklanmasına yok” diyordu. Ama ellerine yüzlerine bulaştırdılar.

Benim tutuklanmam cemaatçi polislerin gazetecileri de kullanarak Dink cinayetinin karartma çabasından başka bir şey değildi. Türkiye’de olmasa da dünyada bir yerlerde adalet olduğunu unuttular. İlahi adalet hiç akıllarına gelmedi.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder