Oral Çalışlar Darbe püskürtüldü, yeni dönemi anlamak...
HABERİ PAYLAŞ

Darbe püskürtüldü, yeni dönemi anlamak...

1975’te Demirel’in başbakanlığındaki -CHP dışındaki partilerin (AP, MSP, MHP, GP) oluşturduğu- koalisyona “Milliyetçi Cephe Hükümeti” adı verilmişti. Türkiye’yi bir iç savaşa sürükleyen bir cepheleşmenin sembolüydü o hükümet. Her şeyi tersinden görmeye alışmış bazı çevreler, darbeye karşı oluşan uzlaşma cephesini, o olumsuz “Milliyetçi Cephe” ile benzeştiriyor ve bu birliğe de “Milliyetçi Cephe” adını verebiliyor. 1975’teki “cephe”, aşırı kutuplaşmanın ifadesiydi. Bu süreç, sağ sol çatışmasının içinde 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle sonuçlanacaktı.

Haberin Devamı

Kutuplaşmadan uzlaşmaya

15 Temmuz’a gelirsek: Kutuplaşma ve terörün yarattığı gerilim ortamında, bir klik, iktidarı ve meşru sistemi yıkmayı denedi. Toplum, tüm kurumlarıyla direndi, darbeyi ve darbecileri bertaraf etti. Meclis’teki 4 siyasi parti, ortak bildiri yayınladı. Bu şekilde başlayan uzlaşma ortamında, önceki gün İstanbul Yenikapı’da ve 81 ilimizde üç siyasi partinin destek verdiği mitingler düzenlendi. Milyonların desteklediği bu cepheye karakterini verenin, milliyetçilik olduğunu söylemek, her şeyi tersine çevirmektir. “Milliyetçi Cephe” hükümetleri, bir kutuplaşmayı sembolize ediyordu. 15 Temmuz sonrası oluşan ortamda ise, bir uzlaşma ve “sivri kutupların törpülenmesi” var... Demokrasi arayışı var.

HDP dışında kalmamalı

“Milliyetçi Cephe” benzetmesi yapanların gerekçesi; HDP’nin, uzlaşmanın dışında tutulmak istenmesi, partiler arası buluşmalara dahil edilmemesi. Kılıçdaroğlu, başından beri bu uzlaşmaya HDP'nin de katılmasını istiyor. Başbakan Yıldırım, değişik açıklamalarında, onların da süreç içinde yer alabileceğine vurgu yapıyor. HDP’nin yeniden yapılanma sürecinde yer alması tabii ki gerekli. “Darbe ortamının temizlenmesi” ve “Kürt sorununun çözümü”, birbirinden farklı “alan”lar değil. HDP’nin, PKK’nın başlattığı “Devrimci Halk Savaşı” çizgisine karşı durmadığı, duramadığı ve siyaseten hareketsiz hale geldiği, bir gerçek. Daha sert eleştiriler de yapılabilir. Ancak, Kürt hareketinin birikimi hâlâ önemli: Hem “çözümün Türkiye içinde ve Türkiye ile birlikte yürütülmesi” açısından, hem de daha geniş anlamıyla “demokrasi” açısından önemli. “Yeni Türkiye”den söz edilen bu dönemde, Kürtler de dahil olmak üzere, tüm renklerin, değişim sürecine katılmaları ve katkı yapabilmeleri için çabalamalıyız. Bunun koşulları oluşuyor, anlamak gerek.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder