Dürüstlükten fire verdiler

Dört Bakan, Yüce Divan’dan AKP’li milletvekillerinin oylarıyla kurtuldu. Ama bu sonuç AKP’lilerin de içine sinmedi anlaşılan. Şimdi günah çıkarma zamanı. Belli ki bu sonuç uzun süre tartışılacak. AKP, Egemen Bağış oylamasında 48, Muammer Güler oylamasında 43, Zafer Çağlayan oylamasında 38, Erdoğan Bayraktar oylamasında 14 fire verdi.

AKP tabanın da içine sinmeyen bu kararı anlatmak için parti yönetimi kolları sıvadı bile. Genel Bakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin karar için şu yorumda bulundu;

“Dobra dobra konuşuyorum. Asgari ücretin bin lira olduğu ülkede siyasetçi 700 bin liralık saati kolunda taşıyamaz. Bir tepki oyu olarak bu şekilde davrandıklarını düşünüyorum. Saatten “Bakara,makaradan” arkadaşlarımızın son derece rahatsız olduğunu düşünüyorum. Bakan arkadaşların çocuklarının ilişkilerinden vekillerin rahatsızlığıdır.” Bu sözlere rağmen Mehmet Ali Şahin ayrıca “Bakanları Yüce Divan’a sevk etmeyi gerektiren bir delil yok” diyor.

İçinize sindi mi?

Madem ortada yolsuzluk yok o zaman bu karara itiraz neden? Eğer 700 bin dolarlık saat takmaktan duyulan rahatsızlık varsa o zaman adama sorarlar, asgari ücretin bin lira olduğu bir ülkede 1.5 milyar liralık Cumhurbaşkanlığı yapmak içinize siniyor mu?

Sadece laleleri için 400 bin lira harcamak içinize siniyor mu?

Asgari ücretin bin lira olduğu ülkede 185 milyon dolarlık uçak almak içinize siniyor mu?

Ayrıca bu açıklamayı yapmak, ‘dobra dobra’ konuşmak için oylamanın bitmesini neden beklediniz?

Artık Zafer Çağlayan’ın taktığı o saatin de, bakana giden ‘çikolata’ kutularının da, sağlanan maddi menfaatlerin de vebali iktidar partisinin boynundadır. Oysa AKP Yüce Divan yolunu açarak daha sağlıklı bir tutum takınabilirdi.

Kazanan, yolsuzluğa adı karışan bakanlar oldu. Kaybeden ise AKP’dir.

AKP bu oylamada Bakanlar aleyhine oy veren ve vicdanlarıyla hareket eden 48 milletvekiliyle fire vermedi.

Yüce Divan yolunu kapatan 250 milletvekili ile dürüstlükten fire verdi.