Şirin Sever En sevimli Babalar Günü sürprizi
HABERİ PAYLAŞ

En sevimli Babalar Günü sürprizi

İngiltere’de yapılan bir araştırma, annelerin özel günlerinin her zaman hatırlandığını, babaların özel günlerinin ise sık sık akıldan çıktığını ortaya koymuş. Türkiye’de durum aynı...

Yıl boyunca babalar için özel günlerde yapılan harcamaların toplamı 454 TL iken, annelere ayrılan bütçe 835 TL’ye kadar çıkıyormuş. Neredeyseiki katı. Nakit alımlar hariç, geçen yıl Anneler Günü’nde 5.8 milyar TL harcanırken, Babalar Günü harcamaları 4.5 milyar TL’de kalmış.

Büyük sürpriz yapmışlar

Bunda annelerin özel günlere önem vermesi, babaların ise böyle seremonileri önemsememesinin de payı muhakkak vardır ama sonuç bu. Babalar için üzgünüm.

Haberin Devamı

Bu haberi okuduktan sonra sosyal medyada bir video çıktı karşıma. Yapı Kredi Bankası Babalar Günü için hazırlamış...

Her şeyden habersiz 16 Yapı Kredili baba; bir cumartesi günü, sıradan bir eğitim için toplandıklarını sanıyor... Eğitmen “Finansal okur yazarlıkla ilgili bir filmimiz var”diyor ve o anda babaların her biri barkovizyonda “Babiş”, “Babacım” diyerek kendisine seslenen çocuklarıyla karşılaşıyor. Sürpriz karşısında ilk önce büyük şaşkınlık yaşıyorlar.

Sonra anında suratlar değişiyor ve gülmeye başlıyorlar...

Çocukları onlar hakkında duygusal şeyler söylemeye başladıkça da, hiçbiri gözyaşlarına engel olamıyor. Filmi izledikçe, ben de onlarla birlikte ağlamaya başladım tabii. Durur muyum?

Babaları düşünen banka

Neyse ki sürpriz bu kadarla kalmıyor... Çocukların hepsi ellerinde hediye paketleriyle kapıdan içeri girip, babalarına sarılıyorlar.

Bir bankanın çalışanları için bunu düşünmesi, uğraşması ve böyle bir sürpriz hazırlaması ne şahane, ne unutulmaz bir anı.

Sosyal medyada bulup izleyin bu videoyu, bayılacaksınız. https://m.youtube.com/watch?v=hs30pDEfQvE Tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun.

Plaj kütüphaneleri

Plajlar yan gelip yatma yeri değildir! Bütün sene vakit bulup okuyamadığınız o kitapları, plaj şemsiyesi altında ya da bir ağaç gölgesinde, püfür püfür rüzgara karşı bir bir devirme yeridir!

İşte benim gibi düşünen plaj işletmecilerinden süper hizmet: Üstteki fotoğrafta gördüğünüz Bulgaristan Varna’nın bir sahil kasabası olan Albena’da Kaliakra Otel’den.

Haberin Devamı

Sahile bir kütüphane kurmuşlar, kitapları da isteyenlere ücretsiz okutturuyorlar. Ne oteller varmış değil mi? Alttaki fotoğraf ise Avustralya Sidney’deki Bondi Beach’ten...

İkea, çok popüler olan ‘Billy’ kitaplık rafının 30. yılını kutlamak için plaja bu kütüphaneyi kurmuş.

Hangi kitapları okumalı?

Kitap demişken... Yazın en yeni, en konuşulan, en keyifli kitaplarından bir demet:

Sıfır Beden Cehennemi: Tam da plajlara göre! Şişman bir yazar, şişman bir kadın karakteri romanının merkezine koyuyor ve zayıflama sektörünün ipliğini pazara çıkarıyor. Çok keyifli.

Adabımuaşeretin Zararları: Hiciv ustası Hagop Baronyan, bugün görgü kuralları dediğimiz adabımuaşeretle dalga geçiyor. Görgü kuralları dediğimiz şey o kadar da masum değilmiş, onu anlatıyor. Faydalı eser!

Matematik Köyünün Delisi: Mesleğini çok seven bir matematikçinin dünyayı değiştirmeye bir köyden başlamasının hikâyesi. Ali Nesin’le nehir söyleşiyi Aslıhan Lodi yaptı. Okunmalı.

Haberin Devamı

Havva’nın Üç Kızı: Elif Şafak’ın beklenen romanı yakında raflarda. “Hiç unutulmamış bir aşka dair baş döndürücü, tutkulu bir roman” sözleriyle tanıtılan kitap, yazın en çok okunanı olmaya şimdiden aday.

Eski günlere özlem

Kemal Sunal, Şener Şen, Adile Naşit ve Ayşen Gruda’lı o eski filmlerin hâlâ deli gibi izlenmesi, fotoğraf ve videolarının sosyal medyada çok beğenilmesi ne enteresan...

Üstteki ‘Şaban Oğlu Şaban’ filmi mesela.

Geçenlerde rastladım bir hesapta. Paylaşan kim olursa olsun, her daim beğeni alıyor. Nedeni basit: Bugün yaşananlardan, bugünkü halimizden, yaşantımızdan memnun değiliz. Gelecekle ilgili beklentilerimiz ise son derece belirsiz.

Ne olacağını bilmiyoruz, öngörüde dahi bulunamıyoruz. Bir tek dünde kalanı biliyoruz. Samimi, naif, mutlu, o eski günlerimizi özlüyoruz.

Bu filmler de bize o günlerin hatırası işte. Yani derdimiz bu filmler değil falan değil, o eski günler...

Durumumuz özetle böyle.

Açık havada film keyfi

Havalar ısındığında, yaz geldiğinde niye sinema salonlarına girilmez anlamıyorum. Zira, bana göre serin serin film izlemenin tadı bambaşka ama neyse… İstanbul’da açık hava sinemaları da art arda açılmaya başladı.

Tadını çıkarmalı:

BOMONTİADA: Bir süre önce yazmıştım, Bomonti’deki eski bira fabrikasının yerine açılan Bomontiada, şehrin ortasında bir vaha gibi. Şimdi, kocaman avlusunda da kült filmlerin gösterimleri yapılıyor. 22 Haziran’da; şarkıcı, besteci, söz yazarı Nick Cave’in yaşadığı 20 bin günü anlatan ‘Dünyada 20.000 Gün’ filmi var. 29 Haziran’da ise Lodra’daki onur yüüyüşüne katılan 20 yaşındaki bir geyin başına gelenleri anlatan ‘Onur’ filmi izlenebilir. Girişler ücretsiz.

UNIQ İSTANBUL: Dünya filmleri, festival filmleri ve Türk sinemasından seçkin filmler açık havada izleniyor. 20 Haziran-‘Annemin Yarası’, 2 Haziran- ‘Belgica’, 26 Haziran-‘Rüzgarın Hatıraları’, 27 Haziran-‘Bana Masal Anlatma’, 30 Haziran-‘Who Am I’ filmleri gösterilecek. Biletler Biletix’te, fiyatları 20 TL.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder