Yazgülü Aldoğan Fetih ruhu mu 19 Mayıs ruhu mu?
HABERİ PAYLAŞ

Fetih ruhu mu 19 Mayıs ruhu mu?

Haberin Devamı

19 Mayıs’a iki gün kala mahsus yapar gibi, ki tabii mahsus yapılıyor, her yer 29 Mayıs Fetih afişleriyle donatılmış. Cumhurbaşkanının fotoğraflarıyla Yenikapı’da İstanbul’u fetih törenine çağrı yapılıyor. Acaba memleketin içinde bulunduğu durum, 500 küsur yıl önce İstanbul’u Osmanlı’nın nasıl fethettiğiyle övüneceğimiz durum mu, yoksa 97 yıl önce memleketi tekrar fethetme azmi ve ruhuyla Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkma ruhunu anmamız gereken durum mu?

Acıklı olan, ülkeyi yönetmekte olan zihniyetin memleketi tek başına sahiplenme arzusuyla fetih sevdası. Oysa memleketin bir diğer yarısının durumun vahametini görüp kurtarma telaşı! İstanbul 1453’te alınmış da ne olmuş, sen bugün IŞİD çetesinin roket atışlarından Kilis’i koruyabiliyor musun? İnsanlar gazetelere ilan veriyor, sarayına gelip “Can ve mal güvencemiz kalmadı” diye ağlıyor!

Ya Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkari? Hendek savaşlarında 500’ü aşkın asker polis, şehit vermişiz. O hale gelene kadar terör örgütü yuvalanmış, söküp atamıyoruz, köylülerimizi toza toprağa dönüştürüyor, bomba yüklü kamyonlar ülkede cirit atıyor, biz Osmanlı İstanbul’u fethetmişti diye Yenikapı’da şölen yapıyoruz! Bırak Yenikapı’yı da Güneydoğu’yu yeniden fethedelim, madden, ruhen!

Eski törenler anı kaldı

Gün, ne statta kızlı erkekli öğrencilerimizin el ele ront yapma günü, ne de surlarda İstanbul’u yeniden fethetme müsameresi günü! Her ikisi de mazide kalan küçük mutluluklarımız. Bir zamanlar Dolmabahçe İnönü stadında Kuleli öğrencileriyle Kandilli Kız Lisesi öğrencileri renkli gösteriler yapardı. Deniz Harp Okulu öğrencilerinin yaptığı kuleyle kimse boy ölçüşemezdi.

Şimdi ne İnönü stadı kaldı, ne gösteri. Askeri okul öğrencileri şimdi dağlarda çarpışırken nasıl öleceklerini, ya da helikopterlerinin hangi silahlarla hedef alınacağını düşünüyor! Bu demek değil ki 19 Mayıs’ta oturup ağlayalım! Yine Anıtkabir dolup taşacak, ülkemizin yüz akı bir bilim adamı, Aziz Sancar, aldığı Nobel’i getirip Atatürk’e sunacak!

Çağdaş Yaşamın sembolü Türkan

Türkan Saylan, tıp hekimliğiyle Anadolu insanını lepradan kurtarmakla yetinmemiş, gençleri karanlıktan kurtarmak için de kolları sıvamıştı. Çünkü şimdinin terör örgütü, o dönemin eğitim kahramanı FETÖ, cemaat ve vakıf okulları, Işık Evleri projeleriyle kendine bağlı bir gençlik yetiştirmeye çalışıyordu. Herkes biliyor, “Ne varmış, dini bütün gençlik” diye hoş görüyordu.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, cumhuriyet ilkelerine bağlı gençler yetiştirmek için kuruldu. Yurtlar, okullar yaptırıldı, burslar verildi. Karşılığı ne oldu? İpe sapa gelmez iftiralarla dernek yöneticileri yıpratıldı, yargılandı. Türkan Saylan, ölüm döşeğinde yatarken evi basılıp arandı. FETÖ gözden düştü, yerine başka din perdesi altında vakıflar kuruldu, taciz vakaları bile örtbas ediliyor ama ÇYDD, ilim bilim yolunda ilerlemeye devam ediyor. Türkan Saylan’ı anma gününde bilim ödülleri Doç. Dr. Yalçın Solak, Melike Belkis Aydın ve Göksu Baykal’a verildi. ÇYDD, değerli hukukçu Aysel Çelikel’in başkanlığında devam ediyor.

İstanbul yetmiyor


29 Mayıs’ta Yenikapı’da kim ne sunacak? İstanbul’u fethettik derken iyi düşünmeli. Her yere bina yapıyoruz. Satın alacak Türk kalmadı, Arap zenginleri çağırıyoruz. Yollar yetmiyor, köprüler yaptık geçilmiyor. Boğazı dolduruyoruz, yeni boğaz açmaya niyetleniyoruz. Üç tarafı deniz ama balık kalmadı. Ağaçları kestik, yol kenarına lale dikiyoruz! Terör çıktı, İstanbul’a gelen turist kalmadı! Bir de, IŞİD “29 Mayıs’ta bomba patlatırım” diye tehdit etmiyor mu, onu merak ediyorum!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder