Nedim Şener Garipoğlu'nun intiharı ve sosyal şizofreni
HABERİ PAYLAŞ

Garipoğlu'nun intiharı ve sosyal şizofreni

3 gün önceydi; önce sosyal medyada “Cem Garipoğlu Silivri Cezaevinde intihar etti” haberi yayıldı. Daha o dakika özellikle twitter’da komplo teorileri kol gezmeye başladı. Önce “İntihar etmedi hapishaneden yurtdışına kaçırıldı” sonra ‘Garipoğlu ölmedi, yerine bir başkası öldürülüp kondu” diye yazıldı. O da yetmedi, “İntihar etmedi cezaevinde öldürüldü” teorisini ortaya attılar.

Sosyal medyadaki bu dedikodu kısa süre içerisinde gazeteleri, televizyonları oradan da tüm toplumu esir aldı. Cem Garipoğlu’nun intihar ettiği cezaevi koğuşunda savcı nezaretinde 6 saati bulan işlemler, kamera kayıtları, fotoğraflar ardından otopsi raporları en son cenaze aracı, imam, musalla taşı, cenaze namazı, mezar hiç kimseye inandırıcı gelmedi.

Haberin Devamı

Öyle ki sosyal medyada Garipoğlu’nun yerine öldürülen kişinin adı bile yazıldı: “Ölen mahkumun adı Zübeyir Aydın. 1953 Halfeti doğumlu. 1995 yılından bu yana hapisteydi. Kimsesi yok. Cem Garipoğlu diye onu gömecekler.”

Senaryo o kadar gelişti ki, cenazesi Cami avlusuna geldiği saatte Cem Garipoğlu’nun Erbil’den uçakla Polanya’ya gittiği yazılıyor hatta içinde bulunduğu aracın plakası bile veriliyordu. “Cem Garipoğlu az önce Erbil'den kalkan özel bir uçakla Okecie havalimanına indi. WE 204FK plakalı bir araçla şehir merkezine gidiyor. Cem Garipoğlu, Nowy Swiat Caddesi'ndeki Hotel Bristol'e Nuri al Said adına düzenlenmiş Irak pasaportuyla check-in yaptı.”

Medya dört koldan olaya dahil oldu. Hatta eski koğuş arkadaşı işadamı Korkmaz Yiğit’in bile görüşü alındı. Onun"Ben oradayken de psikoloji açısından da aykırı bir durumunu görmedim. Bende hiç intihar edebilecek bir çocuk izlenimi yaratmadı. Zaten günde 13-14 saat ders çalışıyordu, Çince öğreniyordu." Ardından sosyal medyada bir dedikodu dalgası daha yayıldı; “Cem ölmedi Çin’e kaçtı.”

Artık gerçeklikten kopulmuş, sosyal olanı ile olmayanı ile medya kendi ürettiği senaryonun peşine takılmıştı. Sosyal medyanın ürettiği yalan gazete ve televizyonlarda daha geniş yer almaya başladı. Artık gazeteciler devreye girmişti. mezardaki bir detay(!)dikkatlerini çekti; mezar taşında Cem Garipoğlu’nun adı yazmıyordu. Ayrıca mezarı kimse ziyaret etmiyordu. Sosyal medya bu kez etkilediği gazetelerde yer alan bu haberle dalgalandı.

Haberin Devamı

Keşke çıldırma bu noktada kalsaydı. Acıların en büyüğünü yaşayan Münevver Karabulut’un annesi ve babası da kısa süre içinde olayın içine çekildi. Karabulut ailesinin olay karşısındaki ilk suskunluğunun, “Cem’in ölmediğini biliyorlar Garipoğlu ailesinden para aldılar” yalanının ortaya atılmasına neden oldu. İlk açıklamaları serinkanlıydı; “Ölenin Cem Garipoğlu olduğuna inanıyoruz, ama…” İşte o “ama” Karabulut ailesini de esir almıştı. Avukatları Silivri Savcılığı’na başvurdular; Dilekçede ”Bütün bunlar bir araya geldiğinde müvekkillerim olan Karabulut ailesinin bu olayın bir intihar olamayacağı, Garipoğlu’nun kaçmış ya da kaçırılmış olma ihtimaline karşı birtakım makul şüpheleri oluştuğu..” belirtiliyordu. Karabulut ailesi Cem Garipoğlu’nun ölümüne ilişkin kamera kayıtları, otopsi görüntülerini talep ettiler.

Haberin Devamı

Hep beraber çıldırdık, artık kendi ortaya attığımız yalanın esiri haline geldik. Toplumsal şizofreni’nin tedavisi nedir bilmiyorum.

Son sözüm Karabulut ailesine…

Bari siz yapmayın, medyadan sonra sosyal medyanın benliğinizi esir almasına izin vermeyin. acınızı sömürmesine, sizi sürüklemesine izin vermeyin. Acınız acımızdır, öfkeniz öfkemizdir. Ama yapmayın ne olur yapmayın; Cem Garipoğlu’nun bedeninin kesilip biçildiği o otopsi görüntülerini izlemeyin. Sosyal medyanın sizi zorladığı bu zulme ortak olmayın. Mahkeme salonlarında ona baktınız, onu gördünüz. Siz biliyorsunuz, hayatına son veren kişi oydu. Onu siz o salondan, insanlıktan çıktığı o cezaevinden hatırlayın. Bırakın onu oraya hapsedin. Eğer otopsi görüntüsünü izlerseniz o sizi esir alacak. Kızınızın güzel hayali yanına onun kanlı hayaletini de eklemiş olacaksınız. O hayalet sizi son nefesinize kadar bırakmaz. Onun kesilip biçilen bedenini görmek size hiçbir şey katmaz. Çünkü siz Münevver ve onun güzel anılarıyla yaşamaya layıksınız.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder