Yazgülü Aldoğan Hedef, HDP'nin baraj altında kalmasıysa?..
HABERİ PAYLAŞ

Hedef, HDP'nin baraj altında kalmasıysa?..

Tatilin son günü Tunceli kırsalında başından vurularak ölen, adı gibi kendi de güzel Binbaşı Sonat Güzel’e yandık. Helikopterle gelen özel timden ilk o inmiş yere ve iner inmez de vurulmuş. Aslında genel kural önden askerlerin inip mıntıka temizliği yapması, komutanın sonra inmesi, ama o askerlerinin önünde gitmiş. Şehit binbaşı, 8 Haziran’dan bu yana ölenlerin listesine eklendi, artı bir olarak. Daha ne kadar, nereye kadar? Tek kızı Sude’nin ‘Gitme’ çığlığına daha kaç çocuk çığlığı katılacak? HDP’li Altan Tan ‘silahla olmaz’ diye uzun bir söyleşi vermiş.

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu, yanına MİT Müsteşarını da alarak gittiği Birleşmiş Milletler’de “Terörün belini kırdık” açıklaması yaptı. Nasıl bir bel kırılmaysa bu, terör seçim güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor, valiler şu şu ilçelerde seçim yapılamaz diye Yüksek Seçim Kurulu’na başvuruyor! Hendekleri kaldırmaya giden Toma’lara ateş açılıyor; yaralıları almaya giden ambulansın şoförü öldürülüyor, sağlık görevlileri kaçıp canlarını zor kurtarıyor! Bilgi kirliliği had safhada, birinin dediğini öteki yalanlıyor. Fısıltı gazetesi çalışıyor, kapıma gelen sucudan alıyorum haberleri, ajans bülteni gibi bölgedeki dedikoduları bire bir anlatıyor, istediğin kadar kamufle et, internet çağı! Bölge halkı da iki ateş arasında sıkışıp kalmaktan muzdarip.

Deneyimli gazeteci, Diyarbakır CHP milletvekili adayı Naci Sapan’ın Ayşenur Aslan’a aktardığına göre insanlar evlerini satıp bölgeden ayrılmaya çalışıyor. Organize sanayide kapasite yarı yarıya düşmüş, 5 büyük otel yatırımı varmış, durmuş. İşsizlik had safhada. Kime yarıyor? HDP’nin barajı geçip 80 milletvekili çıkartması AKP’yi kızdırdı, çatışma çıkardı diyelim.

PKK’nın silaha sarılması kime yarıyor? Her gün bir asker, polis öldürerek, bölgeyi yaşanmaz hale getirerek HDP’nin ekmeğine yağ sürmüyor, AKP’nin değirmenine su taşıyor! Bu çatışma nasıl bitecek? HDP baraj altında kalınca mı? Kalır mı? Bu kez Kürtler karar verecek, destek almadan

İlle de imam hatip, ille de din!

Eğitim yılı açılışını yıllardır Milli Eğitim Bakanı yapmaz mı? Hadi en fazla başbakan. Bizimki cumhurbaşkanı oldu, eğitim yılı açılışı yapıyor. Seçime bir ay kalmış kaçırır mı kamerayı, medyayı. Hem de en hasından din sömürüsü yapılacak bir fırsat yakalamışken.

Haberin Devamı

Elbet bir imam hatip lisesi buluyor. Yaptıkları, karşı çıktığım ne varsa, iftiharla anlatıyor. Gerçekten de bu kadar karşı fikirlerde olabiliriz birbirimizle! Bütün bir eğitim sistemini milli olmaktan çıkarıp dini olmaya doğru götürüyor. Zaten düz lise kalmadı! İmam hatip öğrencilerinin sayısının bir milyonu geçtiğini müjdeliyor. Zorla değilmiş, nasıl zorla değil; gidecek düz lise kalmadı ve puanı Anadolu lisesine tutmayan, özel okula gidecek parası olmayan ağlaya ağlaya imam hatipe gidiyor.

Sen okula gitmek isteyen öğrencine, sana yer yok, evinde otur, dışarıdan oku diyen bir hükümetin başındasın. Böyle bir şey olabilir mi? Devletin en büyük görevi eğitim ve sağlıktır. Zorunlu eğitimi 4 yılla sınırladın diye övünülür mü? 8 yılı bile çok gördün kız çocuklarına. Anadolu’da evlendiriliyorlar o yüzden! İmam olmayacak ama ölü yıkamasını bilecek gençler yetişiyormuş o okullarda, vizyon bu. Amacımız ölü yıkamasını bilen değil, araştırma yapan, keşif yapan, icat yapan, teknoloji üreten, felsefe okumuş, sorgulayan gençlik yetiştirmek olmalı.

Haberin Devamı

Matematik öğretemiyoruz, yabancı dil öğretemiyoruz, felsefe okutamıyoruz, varsa yoksa dua ezberletip din dersi okutuyoruz, yetmiyor bir de sınavda bu konudan on tane soru soruyoruz! İmam hatiplerin önü kesildiğinde sabretmiş, sabır, sabır diyor. Biz de sabrediyoruz, sabır, sabır, sabır diyerek... Gelecek güzel günler, yaşanacak güzel şeyler var çünkü. Türkiye, Suudi Arabistan olmayacak! Eskiden İran derdik, oldu neredeyse

Sığınmacıları kimse istemiyor ama varlar!

Suriyeliler ölmeye devam ediyor. Ülkelerinden kaçamayanlar, Suriye’de savaşta; Türkiye’ye kaçabilenlerden parası olanlar Ege Denizi’nde boğularak, hiç parası olmayanlar sokaklarda dilenerek...

Ya da kamplarda sürünerek!.. Türkiye, yanlış Suriye politikası yüzünden öyle bir yükün altında kaldı ki, hem kimseye yaranamıyor, hem de battıkça batıyor. Türkiye’ye 2 milyon Suriyeli girdi, resmi rakam. Uluslararası hukuka göre bu insanlar savaş olan ülkeden geldikleri için geri gönderilemez, kapı da kapanamaz. Savaş biter, döneriz diyorlardı, baktılar ki uzuyor, kendilerine yeni bir hayat kurmak için Avrupa kapısını deniyorlar.

Kampta ne kadar yaşanır ki? Boğulma, ölüm tehlikesini göze alarak adalara kapağı atmaya çalışanları sahil güvenlik topluyor, ölü veya diri olarak. Uluslararası Af Örgütü’nin iddiaları ise vahim: Sığınmacıların botlarını Türk görevlilerin patlattıkları ve yakalananların geri gönderildiği umarım gerçek değildir! Avrupa ise sığınmacılar gelmesin diye Türkiye’ye rüşvet vermeye hazır: Para ve vizesiz geçiş hakkı.

Parayı bizimkiler seçimde harcar, vizesiz geçiş de olmaz! Edirne’de niye tutuyorsun insanları, bırak gitsinler, alan ülke uğraşsın. AKP, Kürt politikasında da Suriye politikasında da öyle bir çuvalladı ki, bedelini hiç suçu olmayan insanlar ödüyor; kanla, can vererek. Bunu değiştirmek vakit alır ama değiştirmeye başlamak için bir ay kaldı

Sıradaki haber yükleniyor...
holder