Giriş
Temmuz 2011'de dünyanın en huzurlu ve güvenli ülkesi olan Norveç’in Utoya Adası’nda Anders Breivik isimli aşırı sağcı-ırkçının düzenlediği saldırıda 77 kişi can verdi. 2004’te Madrid’de demiryollarına düzenlenen bombalı saldırıda 191 kişi öldü. Olayın El Kaide tarafından gerçekleştirildiği ileri sürüldü. 2003’te İstanbul’daki bombalama eylemlerinde, aralarında İngiltere Başkonsolosu Roger Short’un da bulunduğu 57 kişi hayatını kaybetti, HSBC ve Türk-Musevi Cemaati mensuplarının gittiği sinagoglarda bulunan 700 kişi yaralandı. Sanatçı Kerem Yılmazer de can verenler arasındaydı. Eylül 2001’de dünyanın en prestijli ve korunaklı yeri olarak gösterilen New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nde sabah saatlerinde kahvelerini yudumlayan insanlar, birkaç saniye içinde saatte 800 km hızla camdan giren yolcu uçaklarıyla burun buruna geldiler! 2 bin 977 kişi feci şekilde hayatını kaybetti. ABD, İslamcı teröristlerce gerçekleştirildiğini iddia ettiği saldırıların hesabını sormak üzere Irak ve Afganistan’ı işgal etti. Trilyonlarca dolar harcanan savaşlarda 2 milyondan fazla kişi öldü. 1988’de Pan Am yolcu uçağı Lockerbie yakınlarında havada patlatıldı. 270 yolcu öldü. Amerika, olayın arkasında Libya lideri Muammer Kaddafi’nin desteklediği şebekenin olduğunu açıkladı.
[[HAFTAYA]]
***
Arşivleri karıştırınca benzer nitelikte binlerce hadiseyle karşılaşabilirsiniz. Saldırıların çoğunun arkasında dini radikalizm var. Bazıları etnik ve mezhepsel kavgalardan kimileri de politik ve ideolojik farklılıklardan kaynaklanıyor. Sınır anlaşmazlıkları ve ayrılıkçı hareketler de terörün sebepleri arasında. Son olayda, perşembe günü Amsterdam’dan Kuala Lumpur’a gitmekte olan Malezya Havayolları’na ait Boeing 777 tipindeki uçak, Ukrayna hava sahasında Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrol ettiği bölgede füzeyle vuruldu. Havada parçalanarak yere düşen uçaktaki 298 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında 189 Hollandalı, 44 Malezyalı, 27 Avustralyalı, 9 İngiliz ve 4 Alman vatandaşı var. Bu korkunç olay, 5 ay gibi kısa sürede aynı havayolunun karşılaştığı ikinci trajedi. Tüm bun olaylar şunu gösteriyor: Hiçbirimiz güvende değiliz. En güvenli ve huzurlu ülkenin vatandaşı da olsanız, çok yüksek gelirle, sorunlu coğrafyalardan uzakta hayat sürseniz de her an bir saldırının hedefi olabilirsiniz. Bugün Irak ve Suriye’den Libya ve Afganistan’a kadar geniş bir bölgede acılar, katliamlar yaşanıyor. İsrail “Meşru müdafaa hakkımı kullanıyorum” diyerek Filistin topraklarını dümdüz ediyor, çocukları öldürüyor. Başka yerlerde Müslümanlar, Hıristiyanlar, Sünniler ve Şiiler en acımasız yöntemlerle birbirlerinin kanını döküyor. Adil ve kalıcı barış için çaba gösterilmediği, yoksulluk, cehalet ve geri kalmışlığın aşılması için seferberlik ilan edilmediği sürece hiç kimseye huzur yok bu dünyada.
