Partiler vaat yarışında.
Fena mı?
Birbirlerinden esinlenseler bile neticede kazançlı çıkacak halktır.
Belediye hizmetleri de öyle değil midir?
Her seçime doğru yollar düzeltilir, asfaltlar yenilenir, açılışlar yapılır, arı gibi çalışılır:
- Oy avcılığı derler.
Olsun.
Neticede bu hizmet halka yansır.
Muhalefet ise daha fazlasını vaadeder.
* * *
İşin hizmet tarafı böyle.
Fakat siyaset tarafı bir tuhaftır.
Mesela...
- “İktidara gelir gelmez bazı gazeteleri hemen kapatacağız” demekle, Özgür Basın Yürüyüşü’ne katılmak arasında ne ilişki var, söyleyin bakalım.
- Seçilmiş Cumhurbaşkanları’na yuh çekmekle, darbeyle gelmiş Cumhurbaşkanları’nın karşısında sustalı maymuna dönmek arasında ne çelişki var, bilin bakalım.
- Seninle aynı hükümette olmam demekle “öbürüyle olurum ama şartlarımı kabul ederse” demek arasında ne fark var, şimdiden tercümesini yapın bakalım. Nayır, nolamaz.
* * *
Örnekleri çoğaltabiliriz ama bu kadarı şimdilik yeter.
Bayılıyorum sloganlara.
- Al paketi, vur tokatı.
Ne güzeldi o.
Üzümünü ye bağını sorma gibi bir şey... Yani beleşçiliğe evet. En azından “kandır onları.”
Ya şimdi?
- Sen bilirsin Türkiye.
Yahu 7 Haziran’daki “Bizimle yürü Türkiye” sloganı ne oldu?
Sen bilirsin Türkiye’ye dönüştü.
Yani bizimle yürümedin, eh, sen bilirsin Türkiye.
-Sonra ağlama.
Yanlış mı tercüme ediyorum?
Öyle bile olsa çarpıcı bir slogan.
06 Ekim 2015, Salı 05:00
Haberin Devamı