Nedim Şener İfade özgürlüğünü savunma zamanı
HABERİ PAYLAŞ

İfade özgürlüğünü savunma zamanı

Haberin Devamı

Gazeteciler tutuklanır, “Dünyanın en özgür medyası bizde” diye konuşulur.

Kitaplar toplatılır, “Bazı kitaplar bombadan daha tehlikelidir” diye açıklama yapılır.

Gazete taşıyan kamyonlar polis tarafından çevrilir, “İfade özgürlüğü ile ilgisi yok” denir.

Allah aşkına iktidarın ifade özgürlüğünden anladığı nedir?

İfade özgürlüğü yalnızca hoşunuza giden şeylerin yazılması mıdır?

Basın ve ifade özgürlüğü yalnızca propaganda yapılması mıdır?

Uçak dolusu gazeteciye yazdırılan sözler midir?

İnsanın en temel haklarından birisi, insanı insan yapan ifade özgürlüğüdür. Bu özgürlüğe ya sahipsinizdir ya değilsinizdir. Bunun azı çoğu olmuyor.

En aykırı fikirler söylenebilmeli

İfade özgürlüğü, katılmasanız da en aykırı fikirlerin söylenebilmesini, yazılabilmesini, resmedilebilmesini içerir.

Ve bu hak Fransız Charlie Hebdo dergisinin çizdiği karikatürleri de kapsar, Cumhuriyet gazetesinin bunları yayınlamasını da.

Karikatürleri yayınlayan gazeteci arkadaşlarımız, elbette tepkileri hesap etmişlerdir. Hatta Hazreti Muhammed’in karikatürünün çizilmesine taraftar da olmayabilirler. Cumhuriyet gazetesini çıkaran gazetecileri tanıyan birisi olarak şunu söyleyebilirim; o karikatürlerin yayınlanması tahrik yaratmak amacıyla değil basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak içindir.

Çünkü tam da şu an ifade özgürlüğüne sahip çıkılması anıdır. Çizilenlere ve yazılara katılmama hakkınız da vardır. Elbette bunu protesto edebilirsiniz, şiddet içermediği sürece protesto hakkı da ifade özgürlüğüne girer. Ama polis eliyle Cumhuriyet gazetesini taşıyan nakliye araçlarını durdurma, gazetecilere hukuki taciz ise en açık basın özgürlüğü ihlalidir.

Siyasetçilere düşen görev

Siyasetçilere ise önemli bir görev düşüyor. Başbakan Davutoğlu, dün karikatürlerin basılmasına gösterilecek tepkiyi anlatırken şöyle bir cümle kullandı:”… Hz. Peygamberin onurunu korumak konusunda da o kadar kararlıyız. Bu sebeple her bir Müslüman bütün varlığını ortaya koyacak bir hassasiyete sahiptir. Bunu basın özgürlüğüyle ilişkilendirmek doğru değil.”

Artık bu sözlerden sonra sokakları kim tutabilir? Yalnızca Cumhuriyet gazetesinin etrafına polis koruması göndermek işi çözmüyor. Siyasetçilerin sokakta sınırlı kalabilecek tepkileri daha da büyütecek yaklaşım içinde olmaması gerekir.

Yoksa bu tartışmanın ateşi hepimizi yakar.

Bir de şu unutulmamalı, ifade özgürlüğü gün gelir herkese lazım olur.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder