Giriş
Michael Moore sinema dünyasının yaramaz çocuğu. Küreselleşme, sivil silahlanma, Amerika’daki sağlık sisteminin çarpıklığı, Irak Savaşı ve eski Amerika Başkanı George Bush en çok kafaya taktığı konular... Bu konularda çektiği belgeselleri ise dünya çapında büyük gürültü koparıyor. Son belgeseli ‘Şimdi Nereyi İşgal Edelim?’ şu sıralar vizyonda...
PETROL İÇİN İŞGAL ETME
Mevzu nedir, derseniz... Michael Moore, ‘demokrasinin beşiği’ olarak bilinen ülkesi Amerika’dan elinde bir Amerikan bayrağıyla çıkıyor... Avrupa’nın çeşitli ülkelerini gezip, o ülkelerde hayata geçirilmiş en iyi eğitim, hukuk, çalışma hayatı uygulamalarını ve en insancıl politikaları öğreniyor, sonra da her ülkeye bir Amerikan bayrağı dikiyor.
Amerika’nın işgalci yönüne gönderme yapıp “onca ülkeyi petrol için işgal edeceğine bizden daha iyi olan politikalarını ve sağlıklı uygulamalarını kap” ironisi yapıyor. Michael Moore ‘en ileri demokrasi’ diye bize satılan Amerika’yı ti’ye alıyor. Alabiliyor!
Kimse de ‘vatan haini’ muamelesi yapmıyor. “İleri demokrasiye sahipsin ama sende bunlardan eser yok” diyor. Tam da şu günlerde kendiniz için iyi bir şey yapın ve bu çarpıcı belgeseli mutlaka izleyin. Özellikle siyasetçiler mutlaka izlemeli.
KOLTUKLARI TEKMELEDİM
İnsanca yaşamanın kodları neler, hak hukuk adalet neden gerekli, siyasetçi neden vardır; mükemmel anlatılmış. Onca Avrupa ülkesinin insanca yaşamak için attığı adımları, mutlu olmak için yaşama geçirdiklerini izledikçe halimize acıdım. İçim şişti, gözlerim doldu. Hatta sinirden koltukları tekmeledim ya! Zira son yaşadıklarımıza bakınca, dünya insanları nelerle, biz nelerle uğraşıyoruz diye kahroldum...
Bu görüntü için darbe mi lazımdı?
Önceki gece İstanbul’da binlerce kişi, darbe girişiminin başladığı Boğaziçi Köprüsü’ndeydi. Herkes birlikte bayrak salladı, tek yürek oldu; ülkeyi kana bulayan darbe girişimini protesto etti. Güzeldi. Dokunaklıydı. Hep beklediğimiz ve ‘keşke o korkunç gece yaşanmadan önce de görseydik’ dediğimiz bir manzaraydı. Yarın CHP’nin Taksim Meydanı’nında yapacağı mitinge, AK Partili isimler de katılacak mesela...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi de miting için gece yarısına kadar ücretsiz ulaşım sağlayacak. Ne güzel hareketler değil mi? İnsana ne kadar iyi gelen bir ruh hali. Peki, bunun olması için ille de bir darbeye girişilmesi mi gerekiyordu? Keşke ülkeyi yönetenler bölmeseydi, germeseydi ve bu tabloyu daha önce hayata geçirseydi...
Belki de bu birlik ve beraberlik ruhu, kafası karışanları korkuturdu. Hiç değilse bugünden itibaren, bu dostluk havası bozulmasın diye uğraş verin. Artık derin nefes alalım, ‘oh’ diyelim ya!
OHAL'İ BAYRAM SANMAK TARİHTE BİR İLK OLMALI
15 Temmuz gecesi Google’da en çok ‘tank’ ve ‘tank nasıl durdurulur’ diye arayan yurdum insanı; OHAL’in açıklandığı gece de bu kelimeyi merak etti... ‘OHAL nedir?, ‘OHAL olunca ne olur?’ gibi başlıklar en çok arananlar arasındaydı. E normal...
Yeni nesil OHAL’in ne olduğunu bilmiyor, hayatlarını nasıl etkileyeceğini kestiremiyor; merak var. Fakat sosyal medyada esen bayram havasına bakan her genç, “Kesin OHAL çok iyi bir şey” demiştir!
Zira 81 ilde OHAL ilan edilmiş, vatandaş sevinç çığlıkları atıyor! Bu da Türkiye tarihinde bir ilktir herhalde. Hepimiz darbeden kurtulduğumuz için mutlu, gururlu, şanslıyız; tamam.. Böyle olağanüstü bir dönem sonrasında ‘OHAL gerekli’ denilebilir, ona da tamam… Ama OHAL’i bayram sanmak nedir ya? OHAL yüzünden bu ülkede demokrasinin kaç kez askıya alındığını bilirsek... Belki biraz sakinleşir, duruluruz..
ŞAŞIRTICI AMA GERÇEK!
Michael Moore’un belgeselde dikkat çektikleri çok çarpıcı. Bakın neler var...
FİNLANDİYA: Bu ülkede öğrenciye ev ödevi yok! Bütün sistem, öğrencinin sosyalleşmesi, oyun oynaması üzerine kurulu. Eğitimdeki başarı oranları oldukça yüksek!
SLOVENYA: Üniversite eğitimi parasız. Bu yüzden Amerikalı öğrenciler bile buraya geliyor. Paralı eğitim gündeme geldiğinde, öğrenci protestoları hükümeti değiştirmiş.
ALMANYA: Öğrenciler tarihteki günahlarla yüzleşerek eğitiliyor. Saklamak, inkâr etmek yok!
PORTEKİZ: Bu ülkede uyuşturucu serbest. Yasaklar yerine rehabilite etmeyi ve eğitimi seçmişler. Uyuşturucu kullanımı Amerika’dan düşük!
NORVEÇ:Dünya üzerinde en düşük cinayet yüzdesi burada. Çünkü hukuk sistemi ve özgürlüklerle dolu hapishaneler işi kolaylaştırıyor. Suçlular resmen tatilde!
TUNUS: Arap baharı sonrası kadınların elde ettiği haklar müthiş. Seçimi kazanan İslami partinin lideri “Ben eşimin başını örtmesini isterim ama başkasına karışamam” diyor. Moore “Peki homoseksüellik?” dediğinde de cevap net: “Bizi ilgilendirmez.”
İZLANDA: Finans krizinde, dört bankadan üçü batmış, ayakta kalan bankayı yönetense bir kadın! Bu yüzden finans ve siyaset hayatında kadınlar en önde.
Noel Baba’nın ahı!
“Noel Baba düzgün adam olsaydı, eve bacadan değil kapıdan girerdi” diyen Tekirdağ Süleymanpaşa Müftüsü Süleyman Yeniçeri darbe soruşturması kapsamında açığa alınmış. Noel Baba’nın ahı tuttu herhalde! Kamudan bir yıldız kaydı bence...
Makara
Ulaşım beleş, Karaköy alt geçitte tuvalet beleş, akşam meydanlarda yemek beleş... OHAL yerine yanlışlıkla komünizm geldi!! (Twitter’dan)
