Kırık dökük...

Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasıyla bir şok daha yaşadık.
Aynı saatlerde Ege ve Akdeniz’de mülteci taşıyan lastik botlar devriliyor, yine küçücük yavrular boğuluyordu. Sabahın ilk saatlerinde ise Diyarbakır’dan terör
haberi geldi: Polislere saldırı...
Rus uçağı, eskimiş haber olarak kaldı. Fakat heyhat, Türk-Rus gerginliği hâlâ tırmanıyor.
Daha doğrusu tırmandırılıyor.

Sakin olalım
Can Dündar ve Erdem Gül, bizden daha metin ve soğukkanlıydılar. Nitekim etrafı onlar teskin etmeye çalıştılar.
Gül, dedi ki:
- Dört duvar arasında da olsa, gazeteciliğe devam.
Dündar dedi ki:
- Üzülmeyin, bu bizim için şeref madalyasıdır.
Özgürlüğünü kaybeden insanlar, bu kadar basiretli ve sorumlu davranırken, Türk-Rus gerginliğini tırmandıran acemi bir diplomasi, her iki milleti de tedirgin ediyor...

Savaş hali gibi
Gibisi fazla... Bu devirde süngü savaşı olmaz ya...
Gelip tepemize bomba atacak halleri de yok.
Rusya, resmen ekonomik savaş açtı... Fazla büyüttü. Çok uzattı...
Anladık, kendi kamuoyunu tatmin ediyor ama bunun bir hududu olmalı.
Eh, bizimki de Putin’den aşağı kalır mı? O da aynı tonda konuşuyor. Elbet birileri de ellerini ovuşturarak keyifle seyrediyor.

İhlal
Halbuki bağırıp çağırmaya gerek yok. Görüntüler ve ses bantları işte orada. Gerçek mutlaka ortaya çıkacak. Ama şu “arkadan bıçaklama” lafı, bizim kırık kalbimizden hiç çıkmayacak. Putin ayıp etti.

Misak-ı Milli
Özetlersek... Nedir bu başımıza gelen.
Yunanistan, denizden sürekli ihlal yapar durur.
Güneydeki kara sınırımız zaten 24 saat ihlal ediliyor.
Eh, deniz öyle, kara böyle...
“İstikbal göklerdedir” diyorduk.
O da oldu işte.

Not:
Putin, Paris’te Erdoğan’la görüşmeyi de kabul etmedi.
Ne aksi bir adam yahu?
Neye güveniyor acaba?
Bizdeki öbür yüzde 50’ye mi?