Giriş
Giderek artan dozda nefret söylemi yayılması rastlantı değil. Aylardan Ramazan, siyasal iklim, AKP... 
Mesela bir profesör çıkıp “Namaz kılmayan hayvan” diyor, bir diğeri “Fatih Terim herkesin gözünün içine baka baka niye su içti?”, bir başkası “O gençler madem oruçlu değilmiş, dövenlerin eline sağlık.” Tek laik ülkeyiz Türkiye, İslam ülkeleri içinde laikliği benimsemiş, anayasasına yazmış tek ülke olduğu için öbürlerinden farklıydı.
Nisbeten demokrat, uygar ve itibar sahibiydi. Şimdi azgınlaşan bir baskı ve herkese karışma dönemi... Aşağılama her yönden geliyor. Ramazan ayı ibadet ayıdır. Sevgi, saygı, yardımlaşma, hoşgörünün artması gerektiği aydır.
Türkiye’de mahalle baskısı hep vardı, giderek hepimizi kuşatması iktidarın politikası. İbadet, kişinin vicdan ve kararına bağlıdır.
Devletin zorlaması, tehdit ve cezalandırma ile yapılması, din faşizmidir. İnsanları zorla ibadete yöneltir, zorla giyimine karışır, baskı kurarsanız IŞİD’den ne farkınız kalır? Bırakın her mümin istiyorsa, yapabiliyorsa ibadet etsin.
Hayvanlar masum Dinin anlamı ve varlık nedeni namuslu, vicdanlı, iyi insan olmaktır. Günde beş vakit namaz kılıp hırsızlık, yolsuzluk yapıyor, küfür ediyor, onun bunun namusuna göz koyuyorsan iyi bir Müslüman değilsin ki.
Kendini din alimi yerine koyan birinin kalkıp kamu parasıyla yönetilen bir televizyondan “Namaz kılmayan hayvandır” diye sözüm ona hakaret etmesi, toplumu bölmekten başka neye yarar?
Aklı sıra hayvan derken hakaret ediyor. Hangi hayvan çalıyor, tecavüz ediyor, namussuzluk yapıyor? Hayvanlar saf ve temiz canlılar. Hayatta kalmak, karınlarını doyurmak için avlanmak dışında yaptıkları hiçbir şiddet eylemi yok. Keşke hayvanlar kadar namuslu olabilsek!
Bana uygun değilsen, öldürürüm, ölürsün! 
ABD’de, 11 Eylül saldırılarından sonraki en büyük katliam Afgan kökenli Müslüman bir genç tarafından eşcinsellerin gittiği bir barda gerçekleşti.
Kimseye zararları olmayan 50 kişinin öldürülüp bir o kadarının yaralanması Amerikan kamuoyunda şok etkisi yarattı.
İki adaylı bir başkan seçimine hazırlanan Amerikan kamuoyu için bu suikast çok etkileyici olabilir.
Adaylardan Trump seçim propagandasını yabancı düşmanlığı ve İslamofobi üzerinden yapıyor.
Yani işte tam da böyle bir katliamın, ekmeğine yağ süreceği bir propaganda. Saldırıyı yapan Ömer Sıddık Metin, Amerikan vatandaşı ama Afgan kökenli bir Müslüman.
IŞİD propaganda fırsatını kaçırmadı, saldırıyı üstlendi.
IŞİD’in ve sempatizanlarının dünyanın her tarafında ortaya çıkabilmesi, Müslüman olmayan ülkelerde bile şimdi şu soruyu sorduruyor:
Hangi ülkede olursa olsun Müslümanların yaşadığı bir yerde artık tehdit altında mıyız?
Eyfel’e bak avun! 
Türk Milli Takımı 1-0 yenildi, çok üzüldünüz biliyorum. Ama Eyfel Kulesi de kırmızı beyaz oldu, “Sizi istemiyoruz” diyen Fransızlar da mosmor! Bileğinin gücüyle olmuyorsa parmağının gücüyle sevindirirsin ahaliyi.
Oysa uluslararası kamuoyunda itibara susamış Türkiye televizyon başına kilitlenmiş, takımının başarılı olmasını bekliyor, istiyordu. Ne yazık ki olamadı, top yuvarlak olmasa, skor bir sıfırdan da fazla olabilirdi, yine şükredelim.
Niye olamadı? Futboldan anlamam ama sistemden anlarım. Kurumsallaşma yok. Arsada top koşturan çocuklardan büyük futbolcu devşirme dönemi tarihte kaldı.
Okulda, kulüpte, ilimle, bilimle geliyor başarı. Demek ki biz büyük paralar dökmemize karşın hala işi bilimsel ve teknik olarak geliştiremiyoruz. Bileşik kaplar meselesi. Devenin neresi doğru ki futbolumuz doğru olsun!
