Giriş
Yüzde 13’lük HDP, 80 milletvekiliyle Azınlık Hükümeti kurmaya talip olunca, bulunduğumuz salonda bir kahkaha koptu. Ne var gülecek? Gerçekleşir veya gerçekleşmez. Mühim değil. Mühim olan, çekirdek bir Kürt Oluşu’mla yola çıkan bir grubun, şimdi Türk Devleti’ni yönetmeye talip bir siyasi parti haline dönüşmesidir. Ne güzel.
[[HAFTAYA]]
Peki, bu durum... “Kürt sorunu yoktur” anlamına gelir mi? - Evet ama yetmez. Tersten bakalım. MHP’nin temsil ettiği Türk Milliyetçiliği yüzde 16’dan ibaret mi? - Hayır. Hele bu ülkedeki Atatürkçüler, CHP’nin yüzde 25 oyu kadar mı? - Asla. Peki, yüzde 41’lik AK Partiyi’yi nereye koyacağız?
Burada 1 dakika duralım. Ve düşünelim. Yüzde 41’lik AK Parti, bir Azınlık Hükümeti kursa -çeşitli engellemelerle- Kürt sorunu belki 15 yıl geriye sürüklenir ama tek başına HDP yönetimi, çözüm sürecini belki 15 yıl ileriye götürür. Ne var ki... Türkiye’nin tek sorunu Kürt Sorunu değil. HDP kadrolarının Türkiye’yi yönetmeye yeterli olup olmadığı da belli değil. Çok erken.
Buna rağmen... Yüzde 13’le ülkeyi yönetmeye talip olduğunu söyleyen HDP’yi, zerre kadar yadırgamam. Bilakis, gösterdiği özgüven’den memnuniyet duyarım. Hayal bile olsa alkışlarım. Hatta... Aynı şevk ve heyecanı, yüzde 25’lik CHP’de de görmek isterim. Yani, antierdoğanizm yetmez. Sadece nefret duygusuyla iktidara gelinmez. Tek örneği yoktur.
