Giriş
Havalar ısındıkça güneş deniz turizmine yatırım yapmış ülkemizde turizm krizinin boyutu büyüyor. Tatil yörelerinde yabancı yok! Bu tabii ki sadece kıyıdaki otelciyi vurmuyor. Tedarikçiyi de esnafı da vuruyor.
Turizm hafife alınacak bir sektör değil, inşaattan gıdaya, tekstile, o kadar çok sektöre iş götürüyor, istihdam yaratıyor ki. Krizin baskısını hafifletmek için hükümet memuru tatile çıkaracak, tatil parasını taksit taksit alacakmış. Sanki memur tatile gitmeyi beceremiyor.
Fiyatlar öyle düşmüş ki, çok yakınım olmasa söylediklerine inanmayacağım.
Fiyatlar yerlerde
Didim’de plajın hemen yakınında dört kişinin rahat rahat kalabileceği bir apart daireyi 120 liraya kiralamışlar.
10 liraya da kahvaltı ve sıkı durun, akşam yemeği veriyormuş! “Yemeyin, zehirlenirsiniz, 10 liraya akşam yemeği ve kahvaltı mı olur?” dedim, “Canım ızgara değil, sulu yemek” diyorlar!
Turizmci ayakta kalabilmek için canhıraş çırpınıyor.
E boşuna mı demiş Atatürk “Yurtta barış, dünyada barış” diye. “Değerli yalnızlık” sayesinde dünyada kavgalı olmadığımız ülke sayısı üç: Suud, Katar, Kuveyt. Diğerleri, arkamızdan tef çalıyor! Önce Türk-Kürt savaşı çıktı, şimdi dinbaz laik savaşı çıkartmak için provokasyon yapıyor.
Gerginlik had safhada! Amaç, kavga çıkarıp ana sorunları unutturmak. Gerçekten bir iç savaş çıkarsa, o kadar dindar biri, bunun vebalini hiç mi çekmeyecek? Ölenin kalanın, yanıp yıkılmış ülkenin başında Neron gibi zafer türküleri mi söyleyecek?
Monşerler yerine ‘Evet efendim’ciler
RTE, iktidara geldiğinde, ağzını doldura doldura “Monşerler” diye küçümsediği dışişleri mensuplarından kurtulmanın yolunu 2011’de bir düzenleme yapıp meslekten olmayan büyükelçi atama yoluyla bulmuştu.
Önce 4-5 kişi derken artık akademisyen, liyakat sahibi olmasına bile bakılmıyor; yeter ki tam biat etmiş olsun.
Arada kaynayıp gitti
Gürültü patırtı o kadar çok ki son büyükelçiler kararnamesi kaynadı gitti.
Dikkatimi çeken bir isim Tülin Erkal Kara 24. dönem Bursa milletvekili, tercümanmış. Belçika doğumlu, uzun sarı saçlı bu hanımın Üsküp’e büyükelçi atanması için hangi geçerli gerekçe var, özgeçmişinde bulamadım.
Ama görünüşüne bakıp da RTE’nin hele kadın politikalarını nasıl olup da benimsediği, benimsemese dahi nasıl içine sindirdiği, sindirmese dahi nasıl biat ettiği merak konusu! Kim daha çok kafa sallıyorsa istikbal göklerde!
Mamma mia Türkler geliyor!
İngilizler, Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olacak korkusuyla AB’den ayrılma referandumunda “ayrılalım” oyu vermeye hazırlanıyor! Yani git at kendini Boğaz Köprüsü’nden. 20 kişi toplanmış plak dinliyor diye dükkan basıp adam dövülen bir ülkeyle aynı kulübün üyesi olmayı kim ister?
Biz bile kaçıyoruz
Bu kalabalık, gürültücü, kirletici, kurallara uymayan, kendilerine benzemeyen yeni üyeleri eski üyeler istemiyor tabii. İngiltere Başbakanı David Cameron halkına “Kimse ‘Bunun için çıkalım’ diye oy vermesin, Türkiye asla AB’ye üye olamayacak, çünkü yapması gerekenleri yapmıyor” diye güvence veriyor!
Kızabilir misiniz? Bizim kendi çocuklarımız, liselisi, üniversitelisi en azından okumak için yurt dışına kaçıyor, biz bile mevcut egemen yönetim altında yaşamak istemediğimiz için nereye gideceğimize bakmıyor muyuz?
