Yazgülü Aldoğan Orada bir köy var uzakta
HABERİ PAYLAŞ

Orada bir köy var uzakta

Ben Isparta’yı ilk kez gül hasadı yapmaya gittiğimizde sevdim. Bir tek orada yetişen özel bir gül Isparta’ya damgasını vurmuş, bütün şehir gül kokuyor, gül soluyordu. “Haydi Isparta’ya gidelim, lavanta kokulu bir köy var orada” dediklerinde, “Bu ne şanslı bir coğrafya, ne şanslı bir yer” diye düşündüm. Isparta Kuyucak, Keçiborlu köyünde sadece lavanta yok, zambak da varmış, yani eflatun bir köy!

Mis kokulu. Lavanta, gerçekten çok yönlü bir bitki, çünkü sadece kokusu güzel olmakla kalmıyor, görüntüsü de güzel. Öbek, öbek lavanta kümeleri, uzaktan eflatun renkli top kekler gibi duruyor! Yağı kozmetikte, gıdada, şifada kullanılıyor, dondurma, tatlı yapılıyor.

Haberin Devamı

Bir küçük torba lavanta sakinleştirici olarak işe yarıyor. Saplarını da inekler yiyor, sütleri lavanta kokuyor. Lavanta ekim alanlarının görüntüleri o kadar gerçek üstü ki, bir süre sonra gelinlikle fotoğraf çektirmek isteyenler, yatak reklamı yapanlar, turistik amaçla gelenler derken namı yürümüş gitmiş köyün.

Anadolu Efes projesi

Hadi gerçekçi olalım, bu o kadar da kolay olmamış. Anadolu Efes’in 9 yıl önce hayata geçirilen Gelecek Turizmde programı, her yıl bir proje yarışması açıyor ve turizmle ilgili değişik projeler içinden yürütülebilecek olanları seçip destekliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu ile birlikte yürütülen programa, geçen yıl Keçiborlu Kaymakamı Osman Dölek’in ve Muhtar Mehmet Aydemir’in köylüleri örgütlemesiyle Lavanta Kokulu Köy de katılmış ve seçilmiş. 253 kişilik köyün girişimci kadınları kooperatif kurup örgütlenmiş, eğitim almış, hatta Fransa’ya Provence’a gidip oradaki lavanta üretimini görmüş.

Şimdi köy meydanında açtıkları şirin kahvede ziyaretçilerine bilgi veriyor, kendi yaptıkları muhteşem gözlemeleri ve sarmaları ikram ediyor, yine kendi yaptıkları hediyelik eşyaları satıyorlar. Tabii önlerine düşüp lavanta ekim yerlerini gösteriyor, fotoğraf çekimleri için poz veriyorlar!

Zaten bir onlar arı gibi çalışıyor bir de lavantadan bal yapan arılar. Lavanta balı hafif ve aromalı. Lavantalı dondurma gibi pek lezzetli.

Haberin Devamı

Zaten burada ne güzel değil ki, vadi Eğirdir Gölü’ne bakıyor, yaklaşık 1000 metre yükseklikte. Hani Toskana kadar güzel, bir de üzüm bağları olsa! Ama en güzeli kadınlar. Kırmızı yanaklı, güleç, sevimli, çalışkan ve akıllı kadınlar! Her işe koşuyorlar.

Gözleme açıyor, bırakıp lavanta hasadına koşuyor, elini eteğine silip poz veriyor, hatta şuradan çek, daha iyi çıkıyor diye akıl veriyor.

Ya Muhtar Mehmet Aydemir’in hasat yaparken fotoğrafı çekilecek diye mor gömlek giymesi! Yerim ben onu yerim! Bütün köylerimiz lavanta ekip kokusundan, görüntüsünden, arı yetiştirip balından, turist ağırlayıp parasından yararlanmasını bilse var ya, Türkiye kalkınır! Bu kadar çabanın sonunda hasat zamanında 15 bin turist ziyarete gelmiş küçük köyü.

Bu kadar turist bu yıl Kemer’e bile gitmedi desek!

Bu küçücük köy Türkiye’nin lavanta ihtiyacının neredeyse hepsini, yüzde 93’ünü karşılıyor.

Teşekkürler Anadolu Efes. Onları örgütleyen Kaymakam Osman Dölek, Muhtar Mehmet. Elini taşın altına koyup kalkınma için çalışan herkes.

Haberin Devamı

Yaşamasının tam da zamanıydı!

Duygu’nun aramızdan ayrılışının 10’uncu yılı. Duygu, yaşamı boyunca kadınlar ve özgürlük için çalıştı.

Onu kaybettiğimizden bu yana, “Senin yol göstermenle kadınlar bu ülkede artık tam anlamıyla eşit ve özgür. Haklarını elde ettiler.Cam tavanı deldiler, yüksek görevlere geldiler. Erkekler kadını öldürmek, dövmek ne kelime, sesini bile yükseltmiyor.

Onları eşit birer hayat ve yol arkadaşı olarak kabul ettiler” diyebilmeyi çok isterdim.

Sen de ‘yarım’ olacaktın Ne yazık ki bu idealin hayli uzağındayız. Kadın cinayetleri rekor kırıyor. Kazanılmış haklar bir bir geri alınıyor. Kadın ancak çok çocuk doğuran anne ve itaatkar eş ise ödüllendiriliyor, rol model oluyor.

Sen yaşıyor olsaydın, sana “yarım kadın” diyeceklerdi Duygu! Ama öte yandan bu ülkede kadınlar demokrasiyi korumak için gece yarısı sokaklara çıkıp tankların önünde durdu, ölümü hiçe saydı, kurşunlara göğsünü siper etti.

Şimdi de her gece meydanlara çıkıp demokrasi nöbeti tutarken özgürlüğün de tadını çıkarıyor.

Eminim sen bütün bunları dudağında o küçük tebessümünle izliyorsun. Keşke hayat seni bizden bu kadar erken almasaydı da kız kardeşlerin için mücadeleye devam etseydin, sensiz yetemiyoruz biz Duygu!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder