Yazgülü Aldoğan RTE'ye çaya giden yok!
HABERİ PAYLAŞ

RTE'ye çaya giden yok!

Haberin Devamı

Uçakta gazetecilerle konuşuyor; dört parti liderini de çağıracağım diyor. Çaya mı çağırıyorsun? RTE, bir türlü yerini öğrenemedi. Cumhurbaşkanı’nın koalisyon görüşmeleri yapmak gibi bir yetki ve sorumluluğu yoktur. Birinci çıkan partiye görevi verir, o da kimle koalisyon yapmak istiyorsa gider, konuşur. MHP, kestirmeden gitmiyorum dedi. CHP Genel Başkanı üzerinde çalıştığı “koalisyon ilkeleri” manzumesini açıkladı. En ciddi haliyle konuşurken “Cumhurbaşkanı her konuya maydanoz olmasın” demez mi! Gençler çok sevdi bu tarzı.

“Seni maydonoz yaptırmayacağız” deyimi bir anda sosyal medyada tt olmasın mı! Bilmeyenler için “tt” en çok bahsedilen konu demek. CHP, bütün koalisyon hesaplarının içinde. Kılıçdaroğlu, koalisyon çizgilerini “hangi partiyle değil, hangi ilkeler çerçevesinde” diye açıkladı. Parti Meclisi ise kabul edip genel başkana tam yetki verdi. Kılıçdaroğlu’nun önceliği yüzde 60’ın koalisyon yapması. Gönül ister ama MHP-HDP’nin aynı yerde olması ütopyadır. Olabilecek olan CHP-MHP’ye HDP’nin dışarıdan destek olmasıdır. İş dünyasının istediği, CHP’nin AKP ile koalisyona razı olması demek, hırpalanması demektir. Haa, ayrıca CHP’de bu dönem parti içi disiplin de kolay değil; ön seçimle gelmiş, her denilene razı olmayacak genç, haşarı milletvekilleri de yok değil. Ne mi olacak? İyi olacak.

[[HAFTAYA]]

TBMM açılır, hükümeti beklemeden çalışır!


Pazar günü yayınlanan “Dört gol atın, darmaduman edin” yazım, sizlerden çok olumlu yankı buldu. Yapılmayacak şey değil ve şu ara yapılması gereken şey; meclis açılır açılmaz, koalisyon kurulma çalışmaları içinde ne yapılabiliyorsa yapılması gerekiyor. Çünkü AKP’nin hedefi belli. 12 yıldır her dediklerini yapan bir iktidar olduktan sonra bunu kimseyle paylaşmak istemiyorlar. RTE’nin de zorladığı, koalisyon filan değil, erken seçim. Ama “Bak gördünüz mü, olmuyor. Parlamenter sistem tıkandı, seçime gidelim, siz AKP’yi yine birinci parti yapın, başkanlık yapacak bir çoğunlukla hükümeti de kuralım.” dır. Bu planı gerçekleştirebilirler ve şu bir kaç günlük nefes alışımız biter, düş Suriyeliler gibi yola. Bizi yaşatmazlar burada. Deniz Baykal da söylemiş, 17 Aralık dosyasının açılması ve bakanların da soruşturulması için koalisyonu beklemeye gerek yok, bir tek vekilin önergesine bakar diye. Hatta “Bunu koalisyon protokolünün içine de koyamazsınız, çünkü Yüce Divan, mahkeme gibi görev yapıyor, mahkemenin işine karışıyor gibi olursunuz” diyor. Baykal’ın sözü niye önemli? Tecrübeli. İlk seçildiğinde en genç milletvekili imiş, şimdi de en yaşlı milletvekili. Bir ömür geçirmiş TBMM’de! Ben yolsuzluk soruşturmalarına erken seçim tehlikesine karşı barajın kaldırılmasını da ekliyorum. Çünkü yasa çıkarmak için de hükümetin kurulmasına gerek yok. Teklif verilir, komisyonlardan geçirilir ve kabul edilir. CB veto etse bile, ikincisinde imzalar. Bu kadar basit mi? Değil elbet, ama denenmeli! Topal ördek hükümet ise kararnameyle para götürmenin sınırını kaldırdı, kaçış gerekirse paralar da TIR’la!

Gül’ün kitabı konuşuluyor

Gül’ün değil, Ahmet Sever’in kitabıydı değil mi? Neyse, tahminim, Ahmet Sever’in bu kitabı, Gül’ün izni ve hatta yönlendirmesi olmadan ve zamanlamasını da birlikte hesaplamadan yayınlamayacağıdır. Hiç kuşkusuz tarihe tanıklık eden ama bizi de yönlendirmeyi amaçlayan bir anılar bütünü. Gül, AKP’nin kurucusudur, daha düne kadar da en önemli yöneticilerinden biriydi. AKP’de şikayetçi olduğumuz ne varsa hepsinde sorumluluğu ve hatta imzası vardır. RTE’den farkı, onun kadar bağırıp çağırmaması. Daha hesap adamı, daha içten pazarlıklı ve öteki kadar gözü kara değil. Ama o kibar gülümsemenin altında, öbürü ne düşünüyorsa hepsi var. Yani bu daha iyi diye, Gül partinin başına geçerse daha iyi olur tuzağına düşmemek lazım. Zaten başbakan olmak için de milletvekili olması gerekiyor. Gül’ün RTE tarafından önünün kesilmesine ağlamaya da vaktim yok, ikisinin kardeş filan değil, hırslı iki politikacı olduğunu da çok iyi biliyorduk. Cumhurbaşkanı olmak için nasıl pat diye atladıysa, milletvekili olmak için de asılsaydı madem. Ben asıl iki lider eşinin arasında ne kavgalar geçtiğini çok merak ediyorum

Suriyeliler’in dramı bizim eserimiz


Davutoğlu ve RTE’nin yanlış politikaları sadece bize değil, Ortadoğu’ya da vuruyor. Koskoca bir halk gözümüzün önünde yok oluyor. Canını kurtaran da ne kadar şanslı acaba? Türkiye, yaptığının bedelini ödüyor, 2 milyondan fazla Suriyeliye bakıyor. Binlercesi de kapıda, arkalarında eli silahlı faşist dinci IŞİD’ciler. Bizim askerimizle burun buruna! Giderayak AKP hükümeti, niye sınırda bekletti yardım bekleyen insanları? Zaten 2 milyon var, 2 bin daha gelse ne olur? Susuzluktan ölmek üzere olan bebeleri, yaşlılarıyla ne hazin manzaralar. IŞİD, Kürtlerle savaşıyormuş, Türkmenlerle Araplar da her ikisi arasında kalıp kaçıyormuş tartışmalarına girmiyorum! Allah kimseyi düşürmesin, zalimin ve akılsızların eline..

Sıradaki haber yükleniyor...
holder